Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ''Susurluk Davası'' kapsamında 5 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onanan Mehmet Ağar hakkında ''yakalama emri'' çıkarttı.

Yargıtay'ın onama kararı üzerine, Ağar'ı mahkum eden Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, kararı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosu'na dün gönderdi.

Ağır Ceza İlamat Bürosu Cumhuriyet Savcısı Abbas Özden de aynı gün, hakkındaki ceza 3 yıldan fazla olan Ağar hakkında ''yakalama emri'' çıkarttı. Yakalama emri, emniyet ve jandarma kayıtlarına düştü.

Aranan kişilerin kimlik bilgileri, adresi ve hakkındaki dava dosyasıyla ilgili bilgilere yer verilen yakalama emirlerinde, ''Yukarıda açık kimliği yazılı kişinin, mahkumiyet cezasını çekmek üzere yakalanması için emirdir'' ifadesi kullanılıyor.

-Davanın geçmişi-

Mehmet Ağar, Susurluk Davası kapsamında, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili ''cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturmak'' suçundan yargılandı.

Danıştay 1. Dairesi, Ağar'ın, ''cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek'' suçu yönünden lüzum-u muhakemesine, eylemine uyan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''suç işlemek için örgüt kurmak'' başlıklı 220. maddesi gereğince yargılanmasına karar vermişti.

Danıştay İdari İşler Kurulu da 1. Daire'nin kararını onayarak dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermişti.

Mehmet Ağar'ın ''vali'' statüsünde olduğu gerekçesiyle dosya Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nde görüşülmüştü. Ağar'ın, isnat suç tarihinde ''Emniyet Genel Müdürü'' olduğuna işaret eden daire, ''görevsizlik'' kararı vererek dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne iletilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermişti.

Dosyanın gönderildiği Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi, ''görevsizlik'' kararı vererek dava dosyasını, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar'ı, ''Susurluk Davası'' kapsamında Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili ''cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu'' iddiasıyla yargıladığı davada 5 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi de yerel mahkemenin kararını oy birliği ile onamıştı.