Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Erdoğan: Uludere'de hepimizi üzen bir hata yapılmıştır

Erdoğan: Uludere'de hepimizi üzen bir hata yapılmıştır

Başbakan Erdoğan, "Uludere'de hepimizi üzen bir hata yapılmıştır" dedi

Giriş: 27 Mayıs 2012, Pazar 18:09
Güncelleme: 28 Mayıs 2012, Pazartesi 11:37

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz bu şehrin insanlarına aşığız. Biz sizlere sevdalıyız, Türkiye'nin, özü, özeti olan İstanbul'a sevdalıyız'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Türk Telekom Arena Stadı'nda düzenlenen AK Parti İstanbul İl Kongresi'ndeki konuşmasına, İstanbul'un bütün ilçelerini, semtlerini, mahallelerini, ve bütün İstanbullular'ı selamlayarak başladı.

Şair Necip Fazıl Kısakürek'in, ''Canım İstanbul'' adlı şiirinin ''Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar/Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar/İçimde tüten bir şey, hava, renk, eda iklim/O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim/Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur/Ay ve güneş, ezelden iki İstanbullu'dur/Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale/Ve kavuşmuş rüyalar onda, onda misale/Her şafak hisarlarda oklar çıkar yayından/Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayı'ndan/Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;/Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar.../Gecesi sümbül kokan/Türkçesi bülbül kokan/İstanbul, İstanbul...'' dizelerini okuyarak konuşmasına devam eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''İşte biz bu şehri böyle seviyoruz. Biz bu şehrin sokaklarını seviyoruz. Biz Boğaziçi'ni, Boğaziçi'ndeki o vapurları seviyoruz. Biz, bu şehrin kuşlarını, asırlık çınarlarını, bu şehrin kedilerini seviyoruz. Bu şehrin kulelerini, bu şehrin göğe uzanan minarelerini, biz bu şehrin ezanlarını seviyoruz. Biz bu şehrin Türkçe'sini seviyoruz, biz bu şehrin tüm dillerini, tüm renklerini, havasını, suyunu seviyoruz.

Biz İstanbul'un türbelerini, İstanbul'un mezarlarını, o mezarlar üzerinde yükselen o selvilerini, o kabirlerde yatan sahabelerini, alimlerini, erenlerini, ulu insanlarını seviyoruz. Biz bu şehirden gurur duyuyoruz. Bu şehrin Fatih Sultan Mehmed'inden gurur duyuyoruz. Bu şehrin Yavuz Sultan Selim'inden gurur duyuyoruz. Bu şehrin Kanuni Sultan Süleyman'ından gurur duyuyoruz. Bu şehrin hem tarihinden, hem işte bugününden, hem geleceğinden gurur duyuyoruz.

Ez cümle; biz bu şehre aşığız. Biz bu şehrin insanlarına aşığız. Biz sizlere sevdalıyız, Türkiye'nin, özü, özeti olan İstanbul'a sevdalıyız. İşte onun için, buradan sadece İstanbul'u değil, buradan tüm Türkiye'yi, tüm dünyayı selamlıyorum.'

Şehirlerin şehrinden, şehirlerin annesi İstanbul'dan, bu tarihi başkentten, dünyanın tüm başkentlerini selamlayan Erdoğan, ''Ahde vefanızdan, cesaretinizden, kahramanlığınızdan, bu kardeşinize her an, her zaman sahip çıktığınızdan dolayı sizleri ayrıca selamlıyor, her birinize tek tek teşekkür ediyorum''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,''Uludere'de hepimizi üzen bir hata yapılmıştır. Bakın, olay sınırımızın dışında olduğu halde, bu kişiler terör bölgesinde bulundukları ve yasal olmayan bir iş yaptıkları halde, hataen vurulan bu insanlar konusunda devlet yapması gereken neyse hepsini de yapmaktadır'' dedi.

Erdoğan, 4. İstanbul Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, terör örgütüyle yapılan mücadeleye işaret ederek, şöyle devam etti:

''Biz terör örgütüne karşı siper olurken, biz mafyayla, çeteyle, cuntayla çarpışırken, biz Kürt kardeşlerimizle helalleşirken, bize çelme takmaya çalışanlar, şimdi ne olduysa birden insan sevgisini hatırladılar. 30 yıldır gençlerin ölümüne sessiz kalanlar, bugün adeta vicdanı keşfettiler. Biz, 'analar ağlamasın' dediğimizde, 'tabi ki analar ağlayacak' diyen zihniyet, bugün sanki başına taş düşmüş gibi anaların gözyaşını hatırladı.''

Muhatabının millet olduğunu ve millete seslendiğini söyleyen Erdoğan, şunları ifade etti:

''Uludere olayı üzerinden, Türkiye'de bir istismar siyaseti, bir istismar kampanyası yürütülüyor. Şunu da buradan açık açık söylüyorum. Uludere üzerinden yürütülen kampanya, sadece ulusal değil, uluslararası bir karalama kampanyasıdır. Bu uluslararası karalama, uluslararası istismar kampanyasının içinde, PKK terör örgütü var, BDP var, CHP var, bir de belli medya kuruluşları var. Uludere'de hepimizi üzen bir hata yapılmıştır. Bakın, olay sınırımızın dışında olduğu halde, bu kişiler terör bölgesinde bulundukları ve yasal olmayan bir iş yaptıkları halde, hataen vurulan bu insanlar konusunda devlet yapması gereken neyse hepsini yapmaktadır. Bugüne kadar sıkıntılarına çare olmak üzere girişimler yapıldı, aileler en üst düzeyde ziyaret edildi.''

Ziyarete eşinin, kızının ve ilgili bakanın eşinin de gittiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Yasal tazminatın dışında hesaplarına tazminat ödendi. Mesele orada bırakılmadı. Birileri anlamak istemiyor, görmek istemiyor ama Uludere konusunda adli, idari soruşturma başlatıldı, onlar da şu anda devam ediyor. Mesele kapanmış değil, meselenin üzeri örtülmüş değil, vicdansızca, insafsızca, cahilce yazdıkları gibi, söyledikleri gibi tazminat ödenip kapatılmış değil'' şeklinde konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 29 Mayıs Salı günü, AK Parti'nin grup toplantısında Uludere meselesine daha ayrıntılı şekilde girecek, neyin ne olduğunu, kimin nerede durduğunu, kimlerin kimlerle iş tuttuğunu daha açık şekilde ortaya koyacağını belirtti.

Erdoğan, partisinin 4. İstanbul İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, bugün burada, çok önemli bir konuda hissiyatını, düşüncelerini paylaşmak istediğini belirtti.

Başbakan Erdoğan, ''Salı günü, AK Parti'nin grup toplantısında bu meseleye (Uludere)daha ayrıntılı şekilde girecek, neyin ne olduğunu, kimin nerede durduğunu, kimlerin kimlerle iş tuttuğunu daha açık şekilde ortaya koyacağım'' diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Ama bugün burada, şu Uludere konusuyla ilgili olarak, samimi duygularımı, samimi düşüncelerimi sizlere aktarmak istiyorum. Bakın ben medyaya konuşmuyorum. Ben, bu konuda, bir siyasetçiden, bir Başbakan'dan öte, bir insan olarak, baba olarak, sizin bir kardeşiniz olarak, sadece ve sadece milletime konuşuyorum. Uludere konusunda, kimin ne yazdığını, ne söylediğini, hangi istismarın peşinde olduğunu, hangi odaklara uşaklık yaptığını zerre kadar önemsemiyorum. Bizi, milletimiz anladı, anlıyor ve anlayacak. Onun için biz milletimizle konuşuyoruz. Biz, milletimizle, milletimizin diliyle, gönül diliyle konuşuyoruz. Bugüne kadar biz, aziz milletimizle birlikte yürüdük, milletimizle yürümeye devam ediyoruz.''

Başbakan Erdoğan, bu ülkede, son 30 yıldır devam eden terör eylemlerinde yaklaşık 40 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hayatını kaybettiğini belirterek, şöyle devam etti:

''Binlerce askerimiz, polisimiz, güvenlik görevlimiz bu kanlı eylemlerde şehit edildi. Maalesef, bu topluma, bu millete, işte bu acı ölümleri sorgulama, bunlarla ilgili soru sorma hakkını, fırsatını, imkanını vermediler.

Medya, doğru soruları sormaktan kaçındı. Bazı partiler, şehitlerimiz üzerinden istismar üretti. Bazı partiler, gözlerini kapatarak, ölümlere sessiz kaldı, tepkisiz kaldı, duyarsız kaldı. Bazı partiler, terörü teşvik ederek, dağdaki gençleri teşvik ederek, tahrik ederek kan üzerinden siyaset üretti ve kanla beslendi. İlk kez AK Parti çıktı, bu istismar siyasetine, bu duyarsız siyasete, bu kanlı siyasete duyarlı olmak suretiyle samimiyetle, gönülden, cesaretle 'dur' dedi. Biz, milletimizden hiçbir şeyi saklamadık, saklamayız. Biz, hiçbir hadisenin üzerini örtmedik, örtmeyiz. Tam tersine, biz, tarihin en karanlık dönemlerini, Dersim'i, 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı, 27 Mayıs'ı faili meçhulleri sorgulayan tek partiyiz, özelliğimiz bu.

Yasakları kaldıran, perdeleri kaldıran, sisleri dağıtan, çetelere, karanlık suç odaklarına, cuntaya karşı millet iradesini cesaretle savunan bir partiyiz. Biz, Cumhuriyet tarihinde ilk kez, ret, inkar ve asimilasyon politikalarını ortadan kaldıran, Kürt kökenli vatandaşlarımızla kucaklaşan, bir helalleşme sürecini başlatan bir partiyiz. Hiç kimse bize vicdan dersi, insanlık dersi vermeye yeltenmesin.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gençlere ''Fatih, İstanbul'u fethettiğinde, sadece 21 yaşındaydı. Şunu hiçbir zaman unutmayın. Sizler, Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasınız. Sizler, her biriniz, Fatih olacak yaştasınız'' diye seslendi.

Erdoğan, partisinin 4. İstanbul İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, kongreyi, 2 önemli türbenin, 2 önemli kabrin yakınında, aynı zamanda 2 önemli tarih diliminde gerçekleştirdiklerini belirterek, yakındaki türbelerin, merhum Fatih Sultan Mehmed'in ve merhum Adnan Menderes'in türbeleri olduğunu hatırlattı. Erdoğan yakınlarda Yavuz Sultan Selim Han'ın ve Kanuni Sultan Süleyman'ın da türbesi bulunduğunu kaydetti.

Tarihlerin de çok önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, bugünün, Türkiye Cumhuriyeti tarihine maalesef kara bir leke olarak yazılan, Cumhuriyet tarihinin, demokrasi tarihinin en kara, en karanlık gününün yıl dönümü olduğunu söyledi.

Bundan 52 yıl önce, 27 Mayıs 1960'ta, milletin oylarıyla işbaşına gelmiş, millete hizmetkar olmuş, milletin sevdalısı olmuş merhum Adnan Menderes'in başında bulunduğu hükümetin devrildiğini, ardından da Menderes ve arkadaşlarının idam edildiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''Kendisini buradan rahmetle yad ediyorum. Eşi merhum Berin Menderes'i, oğulları Yüksel ve Mutlu Menderes'i, yakın zamanda kaybettiğimiz bir diğer oğlu, değerli kardeşimiz, arkadaşımız Aydın Menderes'i rahmetle yad ediyorum. Merhum Hasan Polatkan ve eşine, merhum Fatin Rüştü Zorlu ve eşine, o döneme emek vermiş, millete hizmetkarlık yapmış, zulme, mağduriyete uğramış olanlara Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Yine bugün, burada, bu il kongremizle, 27 Mayıs'ın tam aksine, Türkiye tarihinin en muhteşem yıl dönümünü, bir çağı kapatıp, yeni bir çağı açan, 29 Mayıs 1453, İstanbul'un fetih yıl dönümünü kutluyoruz. Fatih Sultan Mehmed ve onun askerlerini, Akşemsettin'i, Molla Gürani'yi, Molla Hüsrev'i, Ulubatlı Hasan'ı, onlar gibi nice yiğit, nice kahraman, nice alim insanı rahmetle, minnetle yad ediyoruz. Allah, onlardan razı olsun, inşallah mekanları cennet olsun.''

-Yahya Kemal'in şiirini okudu-

Başbakan Erdoğan, konuşması sırasında ''Şöyle bir hamaset de olsa yüreklerimiz hareketlensin istiyorum'' diyerek Yahya Kemal'in ''Asırlar boyunca çınladı serhat/Doğudan batıya, Yemen Belgrad/Duyarak bakışan gözler görüyor/Fatih Topkapı'dan şehre giriyor/Sen, böyle yürürken, tuğla, sancakla/Türk'ün savaşları geliyor akla'' dizelerini okudu.

Erdoğan, Yahya Kemal'in Üsküdar'dan şehre bakarak, herkesin hislerine tercüman olan ''Gürlemiş Topkapı'dan bir yeni şiddetle daha/Şanlı namıyla, büyük top denilen ejderha/Sarf edilmiş nice kol kuvveti gündüz ve gece/Karadan sevk edilen yüz gemi Haliç'e/Son günün cengi olurken, ne şafakmış o şafak/Üsküdar, gözleri dolmuş, tepelerden bakarak/Görmüş İstanbul'a yüz bin meleğin uçtuğunu/Saklamış durmuş, asırlarca, hayalinde bunu'' dizelerini de yazdığını söyledi.

-''Sizler, her biriniz, Fatih olacak yaştasınız''-

Başbakan Erdoğan, Fatih'in, İstanbul'u fethettiğinde, sadece 21 yaşında olduğunu belirterek, gençlere şöyle seslendi:

''Şunu hiçbir zaman unutmayın. Sizler, Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasınız. Sizler, her biriniz, Fatih olacak yaştasınız. Fatih, İstanbul'un karşısında durup, şöyle haykırmıştı. 'Ya Bizans'ı alırım ya Bizans beni alır.' Ve Bizans'ı aldı, Bizans'ı İstanbul yaptı. 'Ya Bizans'ı alırım ya da Bizans beni alır'. Bu kararlılık içerisinde İstanbul'a girdi. İşte, bizim devraldığımız miras budur. Bizim devraldığımız emanet budur.

Şu anda Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'nin toprakları üzerindeyiz, onun bakiyesi üzerindeyiz. Bizim, içimizde taşıyacağımız ruh işte o fetih ruhudur. Tarihten, şu son derece anlamlı hatırayı dikkatle dinlemenizi sizlerden özellikle rica ediyorum. Dünyaya buradan mesajımızı veriyoruz. Sultan Fatih, fethettiği şehre giriyor ve Ayasofya'ya gidiyor. Patrik ve halk, yerlere atılıyor ve ağlaşmaya başlıyorlar. Sultan Mehmet Fatih, Patriğe şunları söylüyor: 'Ayağa kalk. Ben, Sultan Mehmed, sana, arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki, bugünden itibaren artık ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda, benim gazabımdan korkmayınız.' Bunu söyledikten sonra, ordusunun kumandanına dönüyor, halka hiçbir fenalık yapılmamasını, emre itaat etmeyenin ölümle cezalandırılacağını bildiriyor. İşte bu sultan, böyle bir hoşgörünün sultanıdır. Bu şehir, böyle bir hoşgörünün şehridir. Biz, tıpkı Sultan Fatih gibi, tarihimizden devraldığımız mirasla, evet, yaratılanı, Yaratan'dan dolayı seveceğiz ve seviyoruz. Dili, dini, derisinin rengi, etnik kökeni, mezhebi, dünya görüşü, yaşam tarzı her ne olursa olsun. Yaratılanı severiz, Yaratan'dan ötürü.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 9,5 yılda Türkiye'yi 3 kat büyüttüklerini ve bölgesel bir güç haline getirdiklerini belirterek, ''Bütün bunları İstanbul'dan aldığımız ilhamla, İstanbul'un bize verdiği güçle yaptık. İstanbul'dan edindiğimiz tecrübeyle, İstanbul'un desteğiyle Türkiye'yi bu seviyelere taşıdık'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Türk Telekom Arena Stadı'nda düzenlenen partisinin 4. İstanbul İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, siyasete İstanbul'da başladığını, gençlik kolları başkanlığı'ndan il başkanlığına, oradan büyükşehir belediye başkanlığı görevine kadar, siyaseti, İstanbul'a ve İstanbullu'ya hizmet olarak gördüğünü dile getirdi.

Siyasete başladığı andan itibaren, il başkanlığı ve büyükşehir belediye başkanlığı yaptığı dönemdeki yol arkadaşlarıyla AK Parti'yi birlikte kurduğunu, millete hizmet yolunda birlikte yürüdüğü arkadaşlarının 4. AK Parti İstanbul İl Kongresi'nde yer aldığını anlatan Erdoğan, ''Biz bugün işte böyle büyük bir kitleyiz. Biz bugün, bırakın büyük kongresini, il kongresini dahi stadyumlarda yapan bir partiyiz. Biz, çıkar için, rant için, makam, rütbe, paye için değil, dava için bir araya gelmiş, aynı hedefler için saf tutmuş bir kitleyiz. Bize bu günleri, bize bu manzarayı lütfeden Rabb'imize hamd ediyorum. İstanbul'da, birkaç kişi olarak çıktığımız yolda, bugün stadyumlarda il kongresi yapan bir harekete dönüştüğümüz için Allah'ıma her daim şükrediyorum'' diye konuştu.

Bu muhteşem manzarayı kıskananların olacağını dile getiren Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Partilerinin büyük kongrelerinde, küçük salonları dahi dolduramayanlar bizleri kıskanacaktır. İl kongrelerinde, havalarda sandalyelerin uçuştuğu, yumrukların konuştuğu partiler bizleri kıskanacaktır. İşte onun için Rabb'ime niyazım şudur; bir olduk, birlik olduk, birlikte Türkiye olduk. Rabb'im nazardan saklasın diyorum, Maşallah diyorum, Maazallah diyorum. Hiçbir zaman onlara benzemedik, Allah'ın izniyle bundan sonra da onlara benzemeyeceğiz. Kibir, gurur, böbürlenme, tepeden bakma Allah'ın izniyle bizim yanımıza, bizim partimize, teşkilatımıza asla yanaşamayacak.''

-''Bu yola İstanbul'un toz içindeki sokaklarından çıktık''-

''Biz bu yola, İstanbul'un fakir, yoksul, çamur, toz içindeki sokaklarından çıktık. Biz bu yola, yoksulların, garip gurebanın duasını alarak çıktık. İstanbul bize umut bağladı, sadece İstanbul değil, Türkiye bize umut bağladı'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

''Gecekondularda sefalet içinde yaşayan kardeşlerimizin üzerimizde emaneti var. Belediye otobüs duraklarında, sabahın şafağında işine gitmek için vasıta bekleyen işçi kardeşlerimizin üzerimizde emaneti var. Tek göz odalarda, ekmeksiz, aşsız, susuz kalan, engelli çocuklarıyla, kapısının çalınmasını bekleyen hanım kardeşlerimizin üzerimizde emaneti var. Esnafın, çiftçinin, sanayicinin üzerimizde emaneti var. Karakol önünde nöbet tutan polisin, sınırda vatanımızı bekleyen Mehmetçiğin üzerimizde emaneti var. Yavrularının yolunu bekleyen annelerin, umut dolu gençlerin, yaşlıların, engellilerin üzerimizde emaneti var. Biz, üzerimizde nasıl bir emanet taşıdığımızı çok ama çok iyi biliyoruz.''

-Bu yola nasıl çıktığımızı unutmadık''-

İstanbul'dan bu yola nasıl çıktıklarını unutmadıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Allah'ın izniyle hiçbir zaman unutmayacağız. Üzerimizdeki emanete de Allah'ın izniyle halel getirmeyeceğiz. Biz Türkiye'yi büyütmeye, ama nefsimizi köreltmeye devam edeceğiz'' dedi.

Sadece İstanbul'da değil, sadece Türkiye'de değil, Türkiye'nin ve dünyanın neresinde olursa olsun, gidip yoksulu, garib-gurebayı, yolda kalmışı bulacaklarını ve üzerlerine düşeni yapacaklarını belirten Erdoğan, ''Biz, İstanbul'dan aldığımız ilhamla, İstanbul'dan aldığımız aşkla, sevdayla, heyecanla, İstanbul'un tarihinden duyduğumuz gururla, ezilmişlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Hakkı söylemeye, hukuku savunmaya devam edeceğiz'' diye konuştu.

-''Türkiye'yi 3 kat büyüttük''-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 9,5 yılda Türkiye'ye çok büyük sevinçler, tarihi nitelikte başarılar, rekorlar yaşattıklarını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''9,5 yılda Türkiye'yi 3 kat büyüttük. 9,5 yılda Türkiye'yi bölgesel bir güç haline getirdik. Bütün bunları İstanbul'dan aldığımız ilhamla, İstanbul'un bize verdiği güçle yaptık. İstanbul'dan edindiğimiz tecrübeyle, İstanbul'un desteğiyle Türkiye'yi bu seviyelere taşıdık. İçinde bulunduğumuz Seyrantepe Arena bile spor camiası içinde temelini atıp açılışını gerçekleştirdiğimiz Türkiye'nin en büyük en dev stadyumu. Bunlarla şimdi biz gurur duyuyoruz. Bu hareketimizin partimizin küçük beyinlilere karşı ne denli büyük projeleri gerçekleştirdiğimiz noktasında en önemli ispattır. Onun için İstanbul teşkilatımız çok ama çok önemli. Siz, arkamızda durduğunuz müddetçe, siz yanımızda olduğunuz müddetçe, inşallah biz İstanbul'a da, Türkiye'ye de çok daha fazlalarını yaşatacağız. İstanbul bizimle olduğu müddetçe biz, Allah'ın izniyle 21'inci yüzyılı bir Türkiye yüzyılı yapacağız.''

Başbakan Erdoğan, partisinin İstanbul teşkilatına, AK Parti kurulduğu andan itibaren görev yapmış, şu anda bu hizmetlerini parti teşkilatı dışında da olsa sürdüren başkan ve yardımcılarına, İl Başkanı Aziz Babuşcu'ya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a, ilçe başkanlarına, ilçe belediye başkanlarına, İl yönetimlerine, il genel ve belediye meclis üyelerine, kadın Kollarına, gençlik kollarına, sandık müşahitlerine kadar herkese şükranlarını ve teşekkürlerini sundu, ebediyete intikal edenlere de Allah'tan rahmet diledi.

Başbakan Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın bugüne kadar hiçbir zaman durmadığını, duraksamadığını ve il başkanlığı çatısı altında hizmet vermeye devam ettiklerini anlattı.

İstanbul il kongresine gelen partililerden ve vatandaşlardan bütün Türkiye'nin duyabileceği şekilde haykırmalarını isteyen Erdoğan, ''İstanbul yanımızda mısın? İstanbul arkamızda mısın? İstanbul yine bir miyiz?' 'Beraber miyiz? Birlikte miyiz?'' diye seslendi.

Katılımcıların hep bir ağızdan ''Evet'' diye haykırması üzerine Erdoğan, ''İşte bu, Allah'a hamdolsun. O zaman biz de durmayacağız, duraklamayacağız, mola vermeyeceğiz, heyecanla, coşkuyla, ilk günkü gibi durmak yok, yola devam'' diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Uludere istismarıyla, kardeşliğimizin yıpratılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Kardeşliğin, birliğin, beraberliğin düşmanlarına, Türkiye'nin hasımlarına asla ama asla fırsat vermeyeceğiz. Burada tekrar ediyorum. Demokrasiden, demokratikleşmeden, reformlardan, yatırımlardan asla taviz yok. Aynı şekilde, terörle kararlı şekilde mücadeleden asla taviz yok'' dedi.

Erdoğan, 4. İstanbul Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, askerin de polisin de hem çok büyük bir gerilim, hem de çok büyük bir dikkatle işlerini yaptıklarını anlatarak, şöyle dedi:

''Cuma günü, jandarma, trafik kontrolünden kaçan araca silahlı müdahalede bulunmadı, bulunamadı. Bakın, bu gerilimi, bu dikkati herkes görmeli, herkes anlamalı. CHP Genel Başkanı, dün, 'o araç o kadar mesafeyi nasıl gitti?' diye soruyor. Hadi o Kemal Kılıçdaroğlu, aklına ne gelirse söylüyor. Akşam bir başka söylüyor, sabah bir başka söylüyor. Ama bu ülkede, sorumluluk sahibi olanların, akıl, vicdan, izan sahibi olanların, bin düşünüp, bir söylemesi gerekiyor.

Eğer o gün jandarma, araca silahlı müdahale etse, aracın içinden siviller çıksa bir felaket olacaktı. Ama eğer, jandarma o aracı takip etmese, o aracı kovalamasa, o zaman da belki bir büyük şehrimizde daha büyük bir felaket yaşanacaktı. Araçta siviller öldürülse, istismarcılar ayağa kalkacak, güvenlik güçlerine var güçleriyle saldıracaklardı. Hantepe'de, Gediktepe'de olduğu gibi. Nasıl orada saldırdılar biliyorsunuz. 'Niye katırları vurmadınız?' dediler, 'Niye seyrettiniz?' dediler. Diyenler işte şu anda farklı yazarlar farklı konuşanlardır. Allah korusun, büyük şehirde bir canlı bomba eylemi olsa, herkes susacak, bazı kendini bilmez BDP'liler de çıkacak, 'savaşta böyle şeyler olur' diyeceklerdi.''

Bunu şu anda BDP'li milletvekillerinin dediğini ifade eden Erdoğan, ''Uludere konusunda, kendini bilmez, terbiye yoksunu, edep yoksunu, güya isminin başında da milletvekili sıfatı olan biri çıkıyor, hem de Meclis çatısı altında, çok çok af edersiniz, 'O emri hangi hayvan verdi?' diyor. Sen, eğer insaniyetten sukut etmiş birilerini görmek istiyorsan, Uludere sonrasında zil takıp basın toplantısı düzenleyen, kahkahalar atan arkadaşlarına bak, orada görürsün onları'' şeklinde konuştu.

Erdoğan, şunları dile getirdi:

''Ben bunlara, bunların kullandığı sıfatla karşılık vermeyeceğim. Ben bunlara, kendilerine çok ama çok yakışan bir sıfatla karşılık vereceğim. Çok da ağır konuşacağım. 'O emri hangi hayvan verdi?' diyenler, Uludere olayında, olayın hemen arkasından zil takıp oynayanlar, 'dağdakiler inmesin' diyenler, 'savaşta olur böyle şeyler' diyenler, bu sıfata dahi layık olmayanlar nekrofillerdir. Yani ölü sevicilerdir. Bu kadar ağır konuşuyorum.

Çünkü bunlar, sadece ve sadece ölüler üzerinden siyaset yürütürler, ölüm olmasa, bunlar siyaset üretemezler. Bakın bir de akbabalar var. Medyada, ölüler üzerinden kampanya yürütenler var. Partiler arasında, acı ölümler üzerinden siyaset yürütenler var.

On yıllardır, demokrasiye müdahale edenlere, kendi alanı dışına çıkanlara çanak tutanlar, bugün kalkmış, bu ülkenin şerefli askerlerine dil uzatıyorlar. Ya siz kimsiniz? Siz, daha düne kadar, birileri karşısında hazırola geçip, selam çakıp, aldığınız emir doğrultusunda köşe yazısı yazıyordunuz. Daha düne kadar, üniformalılar sizi arayıp, yazdıklarınızdan, söylediklerinizden dolayı sizi azarlıyordu. Bunları bu tasmalarından kurtaran biz olduk. Ama bunların boynundaki tasma dün ulusaldı, bugün terfi ettiler, uluslararası tasmaları boyunlarına taktılar.''

-''Maskelerini tek tek düşürmeye devam edeceğiz''-

Başbakan Erdoğan, salı günü Uludere konusuna tekrar gireceğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

''Salı günü inşallah bu Uludere konusuna tekrar girecek, grubumuzla bu meseleyi paylaşacak ve ardından da meseleyi artık yargıya bırakacağız. Ama, bu meseleyi istismar edenlerin, bu meseleden rant devşirmeye çalışanların da maskelerini tek tek düşürmeye devam edeceğiz.

Bakın buradan, Uludereli, Şırnaklı kardeşlerime sesleniyorum. Buradan, bütün Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum. Buradan, tüm Türkiye'ye, dünyaya sesleniyorum. Biz sizinle, biz milletimizle aracısız konuşuruz. Biz, birbirimizin dilini anlarız. İstismarcılara kulak vermeyin, Uludere üzerinden, ölüm, kan, gözyaşı üzerinden siyaset yapanlara kulak vermeyin.''

9,5 yıldır gönül diliyle konuştuklarını, bundan sonra da gönül diliyle konuşacaklarını, Türkiye'de yaşayanların arasına nifak sokmayacaklarını, yanlarına fitne, fesadı yaklaştırmayacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, ''Uludere istismarıyla, kardeşliğimizin yıpratılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Kardeşliğin, birliğin, beraberliğin düşmanlarına, Türkiye'nin hasımlarına asla ama asla fırsat vermeyeceğiz. Burada tekrar ediyorum. Demokrasiden, demokratikleşmeden, reformlardan, yatırımlardan asla taviz yok. Aynı şekilde, terörle kararlı şekilde mücadeleden asla taviz yok'' diye konuştu.

''Pınarbaşı'nda şehit olan kardeşimizi buradan bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Allah rahmet etsin, mekanı cennet olsun diyorum. Ailesine, milletimize baş sağlığı diliyorum. Yaralılarımıza Rabbımdan şifa diliyorum'' diye konuşan Erdoğan, Uludere'de ölenleri de buradan bir kez daha rahmetle yad ettiğini kaydetti.

Erdoğan, sınırda nöbet tutan, operasyonlarda vatanı için göğsünü siper eden güvenlik güçlerimize Allah'tan sabır, güç, cesaret niyaz ediyorum. Allah onların yar ve yardımcıları olsun diyorum'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na samimi bir tavsiyede bulunduğunu belirterek, ''Sen en iyisi bu büyük proje meselesine hiç girme. Zira bizim büyük projelerimiz, Kılıçdaroğlu'nun bırakın aklına, hayallerine, havsalasına dahi sığmaz'' dedi.

Erdoğan, Türk Telekom Arena Stadı'nda düzenlenen partisinin 4. İstanbul Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, bugün İstanbul'da 65. il kongresinin gerçekleştirildiğini ve temmuz ortasında 81 ili tamamlayarak büyük kongreye hazırlanmayı planladıklarını aktardı.

Şu anda AK Parti üye sayısının 6,5 milyonu aştığını söyleyen Erdoğan, sadece kadın kollarının 2 milyon 600 bin, gençlik kollarının 900 bin üyesi bulunduğunu, gençlik kollarının üye sayısının azlığının, 29 yaşını bitirenin hemen üst kademeye terfi etmesinden kaynaklandığını kaydetti.

İstanbul teşkilatlarının yerel seçimde de Türkiye'ye örnek teşkil edeceğini dile getiren Erdoğan, kapı kapı dolaşarak, hakkı ve hakikati anlatacaklarını vurguladı.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''CHP Genel Başkanı, hafta içinde, bizim İstanbul için büyük projelerimizden, çılgın projelerimizden bahsetmiş. Eleştirmiş. Hakkıdır. Bir kere, CHP Genel Başkanı'na samimi bir tavsiyede bulunuyorum. Sen en iyisi bu büyük proje meselelerine girme. Zira, bizim büyük projelerimiz, Kılıçdaroğlu'nun bırakın aklına, hayallerine, havsalasına dahi sığmaz. İstanbul'da CHP'nin hayal dahi edemeyeceklerini, biz gerçeğe dönüştürdük, dönüştürmeye de devam ediyoruz. CHP Genel Başkanı'nın hayalinde, İstanbul'da bir Kağıttepe diye semt var. Ben diyorum ki, sayın Kılıçdaroğlu önce sen git Kağıttepe'yi bir bul. Kağıttepe'yi bulduktan sonra orayı şöyle bir imar ediver. Nerede o Kağıttepe ise. Eğer bulamıyorsan, diyecek bir şeyim yok ama bulursan biz de sana yardımcı oluruz. Adayı olduğu ilçeyi bulmakta zorlanan bir siyasetçi... Biz İstanbul için proje üretmeye, bunları da gerçeğe dönüştürmeye devam ediyoruz.''

İstanbul için, 12 Haziran öncesi açıkladıkları büyük projelere yönelik çalışmaları başlattıklarını kaydeden Erdoğan, bunların hemen kazmayla, kürekle, iş makinesiyle başlatılamayacağını, hazırlık safhaları, etütleri, fizibiliteleri, etki analizleri gerektirdiğini vurguladı.

Erdoğan, projelerin hazırlık safhalarının ilerlediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kanalistanbul devam ediyor ve inşallah bu yıl içerisinde onun adımını atıyoruz. 'Adalar', 'İstanbul'a 2 Şehir' dedik. Avrupa yakasında, Anadolu yakasında... Projelerimizin hazırlık çalışmaları devam ediyor. İstanbul İkitelli'de Şehir Hastanesi demiştik, Şehir Hastanesi'nin nihai teklifleri alındı, çalışmaları, değerlendirmeler devam ediyor. Sahibi belli olacak ve temeli atılacak. İstanbul Sancaktepe Şehir Hastanesi demiştik. Milli Savunma Bakanlığı kullanımında olan arazinin Sağlık Bakanlığı'na tahsisi tamamlandıktan sonra onun da çalışması başlıyor. Taksim Meydan Projesi demiştik. Bu projenin 1. etabının ihale işlemleri devam ediyor. Ağustos ayında işe başlayacak, inşallah projesini, yani yazım çizim işini 8 ayda tamamlayacağız. Taksim Meydan Projesi sırasında yoğun trafiği aksatmamak için gerekli trafik sirkülasyon planları hazırlandı.''

-Büyük projeler-

Başbakan Erdoğan, Marmaray Projesi'ne de değinerek, proje kapsamında Asya ve Avrupa yakalarında 40 adet istasyon inşa ettiklerini, 76 kilometre uzunluğundaki hattın, 14 kilometresinin yer altında, bunun da bir bölümünün denizin altında inşa edildiğini, tek yönde saatte 75 bin yolcu taşınacağını, her 2 dakikada bir trenin bu hatlar üzerinde hareket edebileceğini, proje tamamlandığında Üsküdar-Sirkeci arasının 4 dakikada, Gebze-Halkalı arasının 105 dakikada alınabileceğini, şu anda şehir içi ulaşımda yüzde 8 paya sahip raylı sistemin oranının yüzde 28'e yükseleceğini anlattı.

İstanbul Boğazı Karayolu Boğaz Tüp Geçiş Projesi inşaatının devam ettiğini ve projenin tek tünelden çift kat, 2 gidiş - 2 geliş olarak yürütüldüğünü kaydeden Erdoğan, Halkalı-Kapıkule arasındaki yeni demiryolu inşaatının da devam ettiğini belirtti.

Erdoğan, ''Bu projenin yapılması ile batıda Kapıkule'den başlayan güzergah, doğu yönüne doğru mevcut İstanbul-Ankara-Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars üzerinden Kars-Tiflis hattının yapılması ile Tiflis'e ve oradan da mevcut demiryolu ile Bakü'ye ulaşacak. Halkalı-Bulgaristan Hududu Demiryolu Etüt Proje ve Mühendislik Hizmetleri işi 2009 yılında tamamlandı. İstanbul-Tekirdağ-Kırklareli ve Edirne arasında 230 kilometre uzunluğundaki hattın yapım ihalesinin önümüzde dönemde yapılmasını planlıyoruz'' diye konuştu.

-Devam eden ulaşım projeleri-

Sincan-Çayırhan-İstanbul Demiryolu Etüt Projesi'nin aynı şekilde devam ettiğini, Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarına demiryolu bağlantılarının etüt çalışmalarının geçen yıl tamamlandığını ve yapım ihalesinin bu yıl içinde gerçekleştirilmesini hedeflediklerini ifade eden Erdoğan, İstanbul'a bölgesel üçüncü havalimanı için de yeri belirlediklerini ve Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Demiryolu Projesi'nin 2013 yılı sonunda bitmesini beklediklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, büyükşehir belediyesiyle, ilçe ve belde belediyeleriyle, kamu yatırımlarıyla İstanbul'u değiştirmeye, dönüştürmeye, tarihle bugünü, mimariyle yeşili, insanı buluşturmaya devam ettiklerini belirtti.

4. Etap Avcılar-Beylikdüzü Metrobüs Hattı'nın 2 ay içinde eksiklerinin biteceğini söyleyen Erdoğan, sürmekte olan ulaşım projelerine ilişkin olarak şu bilgileri aktardı:

''Maliyeti 1 milyar 600 milyon dolar olan Kadıköy-Kartal Metro Hattı'nda test sürüşleri devam ediyor. İstasyonların imalatları tamamlanmak üzere. Temmuz ayı içinde, emniyet güvenlik testlerinin bitmesinin ardından, inşallah bu hatta yolcu taşımaya başlayacağız. Otogar-Bağcılar/Başakşehir-Olimpiyatköy Metrosu'nu da 1 milyar 472 milyon dolara inşa ediyoruz. Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe Metrosu'nun ihalesini geçtiğimiz yıl yaptık, işe başlandı. Haliç Metro Geçiş Köprüsü'nün de inşaatı sürüyor. 480 metresi deniz üzerinde olmak üzere, yaklaşık 1 kilometre uzunluğa sahip bu köprüyü de önümüzdeki yılın ikinci yarısında tamamlamayı hedefliyoruz. İnşallah, yerel seçimlere, bu büyük projeleri belli bir aşamaya getirerek, bir kısmını da bitirmek suretiyle gireceğiz.''

Konuşmasında anlatılacak çok şey olan eğitim, sağlık, adalet, emniyet, tarım gibi konulara giremeyeceğini kaydeden Erdoğan, ''Ama ben sizlerden bir şey istiyorum. Durmayacağız. Kapı kapı dolaşacağız. İlçe teşkilatlarımız, belde teşkilatlarımız, kadın kollarımızla, gençlik kollarımızla ev ev ziyaretler yapacağız. Yüz yüze anlatacağız. Çünkü biliyorum halkımın büyük bir çoğunluğu yaptıklarımızı bilmiyor. Onlara bunları ulaştıralım, anlatalım. Çünkü yapmak yeterli değil, onlara mal etmek çok önemli'' diye konuştu.

Erdoğan, kongreye katılanları ayağa kalkmaya davet ederek, katılımcıların da eşlik etmesiyle ''Beraber yürüdük biz bu yollarda/Beraber ıslandık yağan yağmurda/Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey sizi hatırlatıyor'' sözleriyle bitirdi.