Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Merkez Bankası Başçı ilk defa TL’de reel efektif kura nasıl bakılması gerektiğini vurguladı ve "TL böyle güçlü kalmaya devam ederse ölçülü faiz indirimi düşünebiliriz" dedi.  Piyasa oyuncuları "ölçülü" kelimesini duyar duymaz çok sert bir şekilde tepki verdi. Gösterge tahvil faizinde rekor düşük seviye % 6.30 görüldü. Dolar/TL ise1.7980 seviyesindeydi.

Başçı, Merkez Bankası müdahelesinin zamanında ise reel efektif kurun belirleyici olacağını belirtti. Grafikte görüleceği üzere, 117 seviyesinde olan reel efektik kur eğer 120-125 aralığına çıkacak olursa, yani TL’de değerlenme devam ederse, Merkez Bankası, ufak bir politika tepkisi gelebileceğini, 130 seviyesinin geçilmesi durumunda ise, sert bir politika tepkisi vereceğini vurguladı. Bu durumda Merkez Bankası, sert tepki olarak, % 5.75’teki politika faizi ile birlikte, % 5’lik koridorun alt bandını ve ayrıca zorunlu karşılıkları da ayarlayabileceğini kaydetti.



Enflasyon konusunda ise Başçı % 7.4’nün altının görüleceğini vurguladı. Açıklamaların ardından hem 2 yıllık hem de 10 yıllık tahvil faizinde geri çekilmeler yaşandı. Sabah saatlerinde 82 baz puan olan 10 yıllık ve 2 yıllık arasındaki makas, açıklamalar sonrası 110 baz puana çıktı. Yani piyasa ilk tepkiyi kısa tarafta verdi. Diğer bir deyişle 2 yıllık gösterge tahvil tarafı daha alıcılı bir seyir izlerken, 10 yıllık tahvil faizinde gelişmelerin daha netleşmesini bekler bir seyir hakim. Bu anlamda 20 Kasım’daki toplantıda Merkez Bankası kararının o anki spot kur ve enflasyonla orantılı olabileceği görülüyor.

İş yatırım Sabit getirili menkul değerler analisti Uğursel Önder, Başçı'nın açıklamaları ve haftaya gerçekleşecek Merkez Bankası PPK toplantısına yönelik tahminlerini şu şekilde sıraladı; "‘Başcı’nın yorumları sonrasında, bono piyasasında, benchmark özelinde bir hayli alıcılı bir seyir gözlendi. Benchmark 21 baz puan aşağı gelip, yeni bir rekor seviye olan % 6,30 bileşik seviyesini gördü. Bir sonraki PPK toplantısında koridorun alt bandında bir değişikliği, politika faizinde indirimden daha olası görüyorum. Daha önceki demeçlerde bir süre politika faizine dokunulmayacağı söylenmişti. Başçı’nın söylemi sonrasında Dolar/TL yukarı geldi, ancak bunun ben tepkisel olduğunu düşünüyorum. Faizlerdeki düşüş de bence yavaşlayacaktır. Bugün Başçı’nın açıklamaları olmasaydı, faizleri aşağı götürecek bir neden yoktu aslında. Piyasa Fitch’in kararını bir hayli satın aldı. 21 Kasım’daki Moody’s in toplantısından şahsen rating değişikliği beklemiyorum. Dolayısıyla bence USD/TL'de bugünkü hareket sonrasında bir düzeltme bekliyorum ve 1.78-1.79 bandında kurun hareket edeceğini düşünüyorum. Faizdeki aşağı yönlü gidişat da kalıcı olmayacaktır bence haftanın geri kalanında".

Ziraat Bankası Hazine Müdürü Gülbin Çakır ise konuyla ilgili, "Reel efektif kur endeksinde bir değerlenme var ama şuan için zaten TL fonlama çok zayıf. Bu endeks geçen sene yıl sonunda kur tarihi yüksek seviyelerindeyken ve merkez bankası Döviz satmaya başlamışlen 110 civarındaydı. Şimdi 119 seviyesinde ve aslında kağıttaki kadar hızlı bir gerileme döviz için söz konusu değildi. Bu açıklamanın önlem olarak geldiğini düşünüyorum" yorumunda bulundu. Çakır, önümüzdeki hafta MB PPK toplantısında yönelik öngörülerini ise şu şekilde sıraladı: "Ben alt bantta değişiklik beklemiyorum. Ama politika faizinde bu açıklamanın ardından en az 50 baz puanlık bir indirim bekliyorum. Efektif olarak bakıldığında zaten alt bandın çok bir işlevi yok. Yani kısa vadeli faizler merkez bankası fonlamansının artmasına parallel bir şekilde alt bandında altına inmiş durumda" dedi.

RBS Kur Stratejisti Roderick Ngotho ise konuyla ilgili, "Başçı’nın TL tarafında % 4’lük bir değer kazanımından bahsettiği görülüyordu. Geçtiğimiz haftadan bu yana olası bir müdahalenin gerçekleşeceği konuşuluyordu.  Bu tarz mesajların verilmesi piyasalarca da yoğun bir şekilde algılanılıyor. Merkez Bankası'nın ne kadar yoğun bir şekilde yönetimi sürdürdüğü görülüyor. Bir taraftan cari açığın kontrolü gerekirken, 1.75’ten daha güçlü TL değişik tepkilere yol açacaktır. Şu anki seviyeleri satış gerçekleştirilecek seviyeler olarak görebiliriz. Piyasalar bir yandan almak ister bu seviyelerden, ancak  Merkez Bankası'nın, enflasyon riskinden dolayı, aşırı değer kazanım ve kayıplara izin vermeyeceği düşünülüyor. ‘ yorumunda bulundu.

Aynı kredi notuna sahip diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin enflasyon cephesinde diğer ülkelerden  %1-2 puan yukarda olduğu gözlemleniyor, bu kredi notundayken gelebilecek bir faiz indirimi piyasalarca nasıl karşılanır, şeklindeki soruya ise Ngotho, "Şüpheli olarak görüleceğini düşünmüyorum ancak TL’de bir miktar satış görebiliriz. Cari açığın mevcut boyutunu düşündüğümüz zaman, doğal bir akış var burda. Türk lirasında satışa geçmek daha ucuz bir seçenek gibi gözüküyor eskisine göre. Merkez Bankası para politikası için daha gevşek bir tutuma geçebilir. Piyasaların daha satıcılı bir tavır içersinde olduğunu görebiliriz. Şu an için TL’nin değer kazanması çok da olası gözükmüyor" dedi.

Roderick Ngotho: Fitch cari açığa bakıp bardağın boş tarafını görmektense  mali dengeye bakarak bardağın dolu tarafını gördü

Diğer derecelendirme kuruluşlarından bir not artışı gelip gelmeyeceği sorusuna da Ngotho’nun yorumu şu şekilde oldu, "Kredi notundan önce şöyle bir argümanımız var: Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin mali tarafına değinecek mi? Ödemeler dengesi bi tarafta, mali denge bi tarafta yer alıyor. Fitch’in kararı bardağın bir tarafının dolu olduğunun göstergesi. Türkiye’nin kırılganlığını, yani cari açığını göz önünde bulundurarak bu kararı aldı. S&P gidişatın gerisinde kalan bir kredi derecelendirme kuruluşu oldu. Türkiye mali politikalar doğrultusunda Yatırım Yapılabilir notunu hak etmiş olabilir. Ama kredi derecelendirme kuruluşlarının endişelenmesi için cari açık hep bir bahane olacaktır. Diğer kuruluşlardan da benzer bir hareket görülebilir" dedi.


BloombergHT Araştırma Bölümü

Ayşe İyigündoğdu

aiyigundogdu@bloomberght.com