Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Avrupa Komisyonu'nun eski Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, Gezi Parkı protestolarının, Arap Baharı ile kıyaslanamayacağını, aksine bu protestoların Türkiye'deki demokrasinin göstergesi olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı'nın düzenlediği İstanbul Konferansı'nda Türkiye'nin AB üyelik süreci ve gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Verheugen, birliğin genişlemesinin önündeki en büyük engelin ekonomik kriz olduğunu belirtti. Verheugen, "Herkes kriz yönetimiyle ilgilenirken halk, Avrupa bütünleşmesine olan güvenini yitiriyor, dolayısıyla liderlerde genişlemeye yönelik bir iştah kalmadı" dedi.

"Genişleme yorgunluğu"nu üyelik müzakerelerinin durgunlaşmasındaki en temel neden olarak gösteren Verheugen, AB liderlerinin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya'yı içine alan 2004'teki ve Bulgaristan ile Romanya'yı içeren 2007'deki genişlemenin birliğe ekonomik ve siyasi faydalarını halka iyi açıklayamadıkları görüşünü dile getirdi. Verheugen, "AB'nin içinden geçtiği çoklu krizin altında genişlemeler olduğu tamamen yanlıştır" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili olarak da Verheugen, "Benim görev yaptığım 1999 ve 2004 arası döneme göre, AB'de şu anda stratejik öncelikten yoksunluk söz konusu. O zamanlarda Türkiye'nin üyeliğinin her iki taraf içinde en yüksek çıkar getireceğine yönelik kesin bir ortak görüş mevcuttu" diye konuştu.



- "Türkiye günah keçisi oldu"



"O zamandan bu zamana ne değişti?" sorusu üzerine Verheugen, Fransa ve Hollanda'nın 2005'te oylanan AB Anayasası'nı reddetmelerinin dönüm noktası olduğu dile getirdi. Verheugen, "Ben referandum sonucunun Türkiye'nin üyeliğiyle ilgisi olmadığını biliyordum ama maalesef Türkiye günah keçisi olarak kullanıldı" dedi.

Verheugen, o zamandan beri Fransa ve Almanya başta olmak üzere bazı ülkelerin, kültürel nedenlerle Türkiye'nin üyeliğine karşı olduklarını net olarak ortaya koyduklarını belirtti.

Türkiye'nin üyeliğine yönelik algı değişimi olup olmadığı sorusu üzerine de Verheugen, Fransa'da Nicholas Sarkozy yönetimi son erse de algının aynı olduğunu, Almanya'da da Angela Merkel'in yerinde durduğuna dikkati çekti.

Eylül 2013'teki seçimlerin Almanya siyasetine değişim getirip getirmeyeceği sorusu üzerine Verheugen, seçimlerden sonra Alman siyasetinde değişim olmasını beklemediğini, Merkel'in partisinin en güçlü parti olarak kalacağını ifade etti.

Kıbrıs sorununun Türkiye'nin üyelik sürecinde büyük bir engel oluşturmayacağını söyleyen Günter Verheugen, "Kıbrıs sorunu süreçle ilgilidir, çok önemli değildir, içerikle ilgilidir. Türkiye'ye tavsiyem, Kıbrıs sorununu Türkiye'nin üyeliğine engel olarak getirenlerin bu konudaki muhalefetini iyi incelemeleri ve bunlara iyi cevap vermesi. O zaman Almanya ve Fransa, süreci bu konuyu kullanarak sabote etmeye devam edemez" diye konuştu.

- Gezi Parkı gösterileri

Verheugen, Gezi Parkı olaylarının Avrupa'da nasıl algılandığı sorusu üzerine de şunları söyledi:

"Bu her ülkede olan bir şey. Tek söyleyebileceğim, demokrasilerde olağan bir şey olduğu. Olayların Arap Baharı ile kıyaslanması imkansız. Tam tersine protestolar, Türkiye'nin ne kadar demokratik olduğunu gösterdi. Çünkü halk sokaklara dökülüp görüşlerini ifade ediyor. Bunun nesi kötü? Eğer insanlar memnun değilse, başka bir partiye oy verebilirler ama eğer göstericiler şiddet kullanırsa bu kabul edilemez. Polisin müdahalesi de dengeli olmalı. Başbakan Erdoğan zaten polisin aşırı güç kullanmasıyla ilgili pişmanlığını dile getirdi."

Verheugen, olaylardan endişe duyarak Türkiye gezisini iptal etmeyi bir an bile düşünmediğini sözlerine ekledi.

 

AA