Bloomberght
Bloomberg HT Haberler İhracat Mart ayında yüzde 4,3 arttı

İhracat Mart ayında yüzde 4,3 arttı

  • Türkiye İhracatçılar Meclisi, Mart ayında ihracatın, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,3 artışla 13 milyar 14 milyon dolar olarak gerçekleştiğini açıkladı

Giriş: 01 Nisan 2014, Salı 11:36
Güncelleme: 02 Nisan 2014, Çarşamba 17:01

Mart ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,3 artışla 13 milyar 14 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 2014 Mart ayı mal ihracat verilerini açıkladı.

Yapılan açıklamaya göre, Türkiye'nin mart ayında ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,3 artışla 13 milyar 14 milyon dolara yükseldi. Yılın ilk çeyreğinde ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,2 artarak 38 milyar 607 milyon dolara ulaşırken, birlik kaydından muaf ihraç kalemleri hariç, net mal ihracat da ilk 3 ayda yüzde 5,8 oranında arttı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,3 artışla 13 milyar 14 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Yılın ilk üç aylık toplam ihracatı, yüzde 6,2 artışla 38 milyar 607 milyon dolara ulaştı" dedi.

Büyükekşi, mart ayı ihracat rakamlarının değerlendirilmesi amacıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin ihracatının mart ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,3 artışla 13 milyar 14 milyon dolara, ilk 3 aylık ihracatın ise yüzde 6,2 artarak 38 milyar 607 milyon dolara yükseldiğini bildirdi.

Mart ayı ihracat verilerini açıklamanın yanı sıra yerel seçimler, büyüme, Türkiye ve dünya ekonomisi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Büyükekşi, Türkiye'nin hızlı ve yoğun bir seçim maratonundan çıktığını vurgulayarak, "Sandıktan çıkana saygı duy" çağrısının demokratik toplumlarda büyük önem taşıdığını ifade etti.

Yoğun seçim gündeminin ardından bugünden itibaren tüm Türkiye'yi tekrar ekonomi ve ihracat gündemine dönmeye davet eden Büyükekşi, şunları kaydetti:

"Türkiye büyük bir demokrasi sınavını daha başarıyla geçti. Halkımız yoğun bir katılımla demokratik iradesini sandıkta ifade etti. Şimdi ivedilikle gerek siyaset kurumunun gerekse toplumun tüm kesimlerinin yeniden ekonomiye odaklanmasını istiyoruz. Uzun vadeli hedeflerimiz odak noktamız olmalı. Bu maratona şimdiden sıkı bir şekilde hazırlanmak gerekiyor. 2023 hedeflerine ulaşmamız için önümüzde 9 koca yıl var ve bu 9 yılı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Son dönemde yaşadığımız olayların tortularını geride bırakalım, geleceğe bakalım. Su akarken bardağı dolduralım. Avrupa'daki fırsatlardan, dünya ekonomilerindeki olumlu gelişmelerden istifade edelim. Ülkemizin temel gündemi rekabet gücünün geliştirilmesi olmalıdır."

TÜİK tarafından açıklanan 2013 büyüme rakamlarını değerlendiren Büyükekşi, "2013 yılının tamamını yüzde 4 büyümeyle tamamladığımızı görüyoruz. Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde, altın ihracatındaki gerilemenin negatif baz etkisi nedeniyle net ihracatımız maalesef büyümeye pozitif katkı vermedi. 2013 yılının tamamında ise ihracat, özellikle 3. çeyrekteki kuvvetli altın baz etkisi nedeniyle, büyümeye neredeyse hiç katkı sağlamadı" dedi.

Büyükekşi, 2014'te de aynı temponun devam edeceğini öngördüklerini belirterek, geçen yıl altın hariç değerlere bakıldığında yüzde 6,7 artış kaydeden mal ihracatı rakamlarının büyümeye net 2 puana yakın katkı yaptığını aktardı.

Senelik toplamlar incelendiğinde özel tüketim harcamaları ve finans sektörlerinin büyümeye ağırlıklı katkı yapan sektörler olduğuna işaret eden Büyükekşi, imalat sektörlerinin de yüzde 4,7 büyüyerek büyümeye net 1,2 puanlık katkı yapmalarını sevindirici ve sürdürülmesi gereken bir gelişim olarak gördüklerini ifade etti.

2014'te ekonomik büyüme modelinin ihracat ve imalat sektörlerine dayanması gerektiğini ve bu yılı bir fırsat yılı olarak gördüklerini sürekli vurgulamaya devam edeceklerini kaydeden Büyükekşi, Ocak-şubat aylarına yönelik kesinleşen yüzde 7,2'lik ihracat artışının öngörülerini desteklediğini belirtti.

Büyükekşi, yılın ilk aylarında görülen ihracatta yukarı ve ithalatta aşağı yönlü gelişmelerinin yanı sıra özellikle AB kaynaklı dış pazarlardaki talep artışları, rekabetçi kur avantajı ve altının baz etkisinin ortadan kalkması gibi faktörlerin de etkisiyle ihracatın büyümeye olumlu katkı yapacağını vurguladı.

- "İhracatçılarımız için volatilitenin azalmasını çok olumlu buluyoruz"

Merkez Bankası'nın son yaptığı faiz artırımının ardından ekonominin yeni bir denge arayışında olduğuna dikkati çeken Büyükekşi, bireysel kredilerin kontrol altına alınmasını olumlu bulduklarını, ancak ticari kredilerdeki daralmanın ise dikkat edilmesi gereken bir durum olduğuna belirtti.

Son faiz artırımının ardından döviz kurlarında dalgalanmanın durduğuna işaret Büyükekşi, "Döviz kurları nispeten dar bir bantta salınmaya başladı. İhracatçılarımız için volatilitenin azalmasını çok olumlu buluyoruz. Hem dalgalanmanın azalması hem de döviz kurlarının rekabetçi seviyelerde yer alması ihracatımız açısından son derece güzel gelişmeler" değerlendirmesini yaptı.

Üretici enflasyonunun şubat ayında yıllık bazda yüzde 12,4'e çıktığını ve tüketici enflasyonunun yüzde 7,9 olduğunu hatırlatan Büyükekşi, "Rakamlar bize zayıf talep sebebiyle tüketicilerin fiyata karşı hassasiyetinin arttığını gösterdi" dedi.

Bu durumun, aramalı-yatırım fiyatlarında artışa sebep olduğuna dikkati çeken Büyükekşi, ortaya çıkan büyüme ve firmaların yaşayacağı kar krizinin önemini vurgulayarak, sadece iç pazara çalışan firmaların değil, ihracat yapan firmaların da düşük karlarla çalışmak zorunda kalacaklarını ifade etti.

Türkiye açısından bir diğer olumsuz gelişmenin de yabancı sermaye konusunda olduğunu belirten Büyükekşi, "Türkiye'ye 2013 yılında 12,7 milyar dolar yabancı sermaye girişi yaşandı. Bu değer 2012'ye göre yüzde 4,1'lik bir gerilemeye işaret ediyor. Bu noktada gerekli tedbirlerin alınması, Türkiye'nin içerisinden geçtiği sürecin iyi anlatılması gerekiyor" dedi.

- "ABD ile en kısa zamanda bir STA imzalamamız gerekiyor"

Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Büyükekşi, gelişmiş ülkeler cephesinde, özellikle ABD'de iyimserliğin arttığını, bu iyimserlik paralelinde ABD Merkez Bankası'nın (Fed) parasal genişlemeden çıkışını sürdürdüğünü, Fed'in ekonomide canlanmanın sürdüğü sinyallerini verdiğini kaydetti.

Bu gelişmelerle birlikte gelişen ülkelerin yeni küresel koşullara uyum sağlamaya çalıştığını, ekonomik büyümenin yavaşladığı gelişen ülkelerin para birimlerinde yeni denge arayışının sürdüğünü ifade eden Büyüyekşi, "Ukrayna-Kırım-Rusya temelli siyasi riskler ile Çin'in liberal sisteme kademeli olarak geçişi ile başlayan sancılar gelişen ülkelerde dalgalanma yaratabilir" dedi.

Dünya ticaretindeki son dönemde yaşanan önemli gelişmelerden birinin de AB-ABD arasında serbest ticaret anlaşması olduğuna işaret eden Büyükekşi, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"Bu anlaşmanın yıllık ek 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmi yaratacağı öngörülüyor. Türkiye'nin bu anlaşmanın içinde olması daha fazla önem kazandı. Bizim de bu süreçle birlikte ABD ile en kısa zamanda bir STA imzalamamız gerektiğine inanıyoruz. Avrupa ekonomisindeki toparlanma sürüyor ve bu toparlama ihracatımıza olumlu yansıyor. Nitekim Ocak-Mart döneminde mal ihracatımızdaki artış oranı yüzde 5,8 iken Türkiye'nin AB'ye ihracatı ilk çeyrekte yüzde 11,3 arttı. Bu rakamlarla birlikte Türkiye'nin mal ihracatında AB'nin payı yüzde 45,4'e yükseldi. Bu oranının 2012 yılında yüzde 38'e kadar indiğini düşündüğümüzde AB'de yaşanan bu canlanmaların ihracatımız üzerindeki olumlu etkisi daha da net anlaşılıyor."

AA