Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

ABD'nin 10 yıldan fazla sürenin ardından Irak'tan çıkma gayreti başarılı görünse de dünyanın en büyük ikinci petrol üreticisi Irak, daha uzun süre Obama'nın başını ağrıtacağa benziyor. Zira Işid'in Irak'ın en büyük ikinci şehri Musul'u ele geçirmesi ülkeyi tekrar dünyanın bir numaralı gündem maddesi haline getirdi.

Hali hazırda çalkantılı olan bölgeyi daha da karıştıran Irak Şam İslam Devleti (Işid), Suriye krizini fırsat bilerek etki alanını genişletti ve Türkiye sınırının 150 km kadar yakınına geldi. Musul'u ele geçirmeleri Suriye ve Irak'ta şeriat devleti kurmayı hedefleyen Işid için büyük bir zafer. Bu zafer Irak'ın dağılması ve Işid'in militan eğitimi için ciddi bir alana sahip olması anlamlarına gelebilir.

Ülkeyi mezhep kartını kullanarak yöneten Şii Maliki'nin en büyük ikinci kentinin kontrolünü sünni Işid'e kaptırması büyük oranda kendi suçu. Sünni liderleri hükümetten uzaklaştırarak mezhep çatışmasını körükleyen Başbakan, ABD'ye en çok güvenen bu isimleri tekrar resmin içine sokmak zorunda.

Krizin çözümünde önemli rol oynaması gereken diğer oyuncu da ABD. Mezhep gerilimini azaltmak için ABD'nin sünni ve şii cephe arasında arabuluculuk yapması gerekebilir. Irak hükümetinin ülkede egemenliğini tam olarak sağlaması için sağlam bir hava kuvvetlerine ihtiyacı var. Bunu sağlamak için en ciddi aday da şüphesiz ABD. Amerika bu yardımı Türkiye'deki üsleri kullanarak sağlayabilir. Şu an ABD'nin eğittiği Irak ordusundan daha yetkin olan Kürt peşmerge güçleri de kara operasyonları için devreye sokulabilir.

ABD'nin sınırlı yardımının Işid sorununu çözmemesi halinde neler olabileceği merak konusu. Ancak ABD'nin tekrar 2000'lerin başına dönmeye niyeti yok. Zira geçen seferki ABD varlığı, bugünkü sorunların nedenlerinden birisi sayılabilir. Her şeye rağmen ABD'nin kısıtlı yardımının işe yaramaması farklı tedbirleri masaya getirebilir.