Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Japonya yıllardır hasret duyduğu enflasyona ulaşsa da tahvil piyasasındaki hareketsizlik herkesi şaşırtıyor. CPI'deki artışlara kulak asmayan traderlar Japon tahvil getirilerini aşağı çekiyor. Bu durum da oldukça kafa karıştırıcı.

Bu tezata, Japonya MB Başkanı Haruhiko Kuroda'nın rekor düzeyde varlık alımı yapması yol açıyor. Böylece adeta felç olan piyasa, volatilitenin sonunun habercisi. Ancak Hyman Minsky'nin de belirttiği gibi piyasanın uzun süre istikrarlı olması kaosa yol açabilir.

Beni en çok korkutan durum da önemli merkez bankalarının kendilerini bir kısır döngü içinde bulmaları. Böylece tahvil alımlarını belli bir oranda tutmak zorunda kalacak olan muteber merkez bankalarını zaman içinde borç monetarizasyonuna mecbur kalacaklardır. Bu da tahvil piyasalarını kamulaştıran merkez bankaları için şu soruyu ortaya çıkarıyor: MB'ler esasen sahip oldukları piyasalardan nasıl çekilecekler?

Kuroda şu an Japon tahvil piyasasındaki en büyük oyuncu. Ancak, bir merkez bankasının bilançosunun bittiği yer ile borç piyasası arasındaki çizginin nereye çekileceğinin tam olarak bilinememesi 3 sorunu ortaya çıkarıyor. İlk sorun traderların alım satım yapmalarını gerektiren volatilite kaybı.

İkincisi ise borç piyasasının ne kadar likidi karşılayabileceği. Japonya tahvil balonu eğer bir gün patlarsa bu gerçekten beklenmedik bir durum olacak. Dahası bildik uyarılar da yok oluyor.

Üçüncü sorun da bu durumdan çıkış için bir yol haritası belirlemek. Japonya'nın parasal genişleme tecrübesi bize yeniden normalleşmenin ne kadar zor olduğunu gösterdi. Zira borç piyasaları merkez bankası teşviklerine bağımlı hale geliyor ve bundan vazgeçmek hiç kolay gözükmüyor.