Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, "İran'ın nükleer bir devlet olmasını" onaylayan herhangi bir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini belirtti.

Netanyahu, kabine toplantısında yaptığı konuşmada, İsrail'in bir "hukuk devleti" olduğunu ve "yasaları çiğneyenlerin" sert biçimde cezalandırılacağını ifade ederek, "Taş ve havai fişek atanlara, yolları kapatanlara ve ülkemizin yıkılması çağrısında bulunan gösterilere karşı sert tedbirler alacağız" dedi.

Daha önce yaptığı "İsrail devletini yıkmaya yönelik girişimlerde bulunanların vatandaşlıklarının iptal edilmesi" yönündeki açıklamasını tekrarlayan Netanyahu, Hamas, Raid Salah önderliğindeki İslami Hareket ve Fetih'i bu konuda "kışkırtıcılıkla" suçladı.

ABD, AB ve İran arasında yürütülen nükleer müzakerelere ilişkin de Netanyahu, İran'ın nükleer silahlara sahip olmasını önlemek için "her şeyi yapmaları" gerektiğini savunarak, şunları kaydetti:

"Uluslararası camianın önünde iki açık seçenek duruyor. Ya İran'ın istekleri karşısında pes edecekler ki bu sadece İsrail'i değil tüm dünyayı tehlike altına sokacaktır. Ya da İran'ın nükleer silah üretmeyi amaçlayan politikalarını son vermesini isteyecekler. İsrail, İran'ın nükleer bir devlet olmasını onaylayan herhangi bir anlaşmayı kabul etmeyecektir."

İran'da 200 muhafazakar milletvekili, yaptırımların tamamen kaldırılmasını talep etti

Nükleer müzakereler çerçevesinde Umman'ın başkenti Maskat'ta devam eden görüşmelerden önce, İran Meclisi'nin 200 milletvekili İran'a yönelik ekonomik yaptırımların tamamen kaldırılmasını talep etti.

Milletvekilleri, görüşmeler sonucu uranyum zenginleştirmesinin araştırma ve geliştirme hususundaki sınırlamalar getirilirse bu kararları da kabul etmeyeceklerini bildirdi.

Bildiriye göre, İran'ın nükleer müzakerelerini yürüten heyetten nükleer faaliyetlerini Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA)'nın denetimi altında ve NPT (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi) anlaşması çerçevesi dışında başka herhangi bir denetim ve işbirliği yapmamalarını istendi.

Muhafazakar çizgiye mensup milletvekilleri yayınladıkları yazılı bildiride, "İran'ın nükleer ve uranyum hakları, zenginleştirme, araştırma ve geliştirme üzerinde herhangi bir kısıtlamayı kabul etmeyecekleri, UAEA ile yapılan anlaşmanın ötesinde hiçbir denetim, gözetim ve işbirliği yapılamayacağı, Arak nükleer reaktöründeki çalışmaların korunması ve devam ettirilmesi ile ilgili konulara" vurgu yaptı.

Müzakereler kapsamında Kerry, Ashton ve Zarif, Umman'da bir araya geldi

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Umman'da bir araya geldi.

Nükleer müzakereler için belirlenen son tarih olan 24 Kasım'a günler kala Umman'ın başkenti Maskat'taki bir otelde gerçekleşen üçlü görüşmede, "Uranyum zenginleştirme düzeyi, santrifüj sayısı ve yaptırımların kaldırılması" konularının ana başlıklar halinde gündeme geleceği belirtildi.

Zarif, Kerry ve Asthon arasındaki görüşmelerin İran ve BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin ile Almanya'nın oluşturduğu 5+1 grubu ile 11 Kasım Salı günü yine Maskat'ta gerçekleştirilecek, müzakerelere kadar devam edeceği kaydedildi.

Daha önce de Avusturya'nın başkenti Viyana'da 14-16 Ekim tarihleri arasında bir araya gelen taraflar arasındaki görüş ayrılığı giderilememişti.

İran ile 5+1 ülkeleri arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde 24 Kasım 2013 tarihinde yapılan müzakerelerde geçici anlaşmaya varılmış ve bu anlaşma uyarınca taraflar arasında 20 Temmuz'a kadar kapsamlı anlaşmaya ulaşılması öngörülmüştü. Ancak görüş ayrılıklarının giderilememesi nedeniyle müzakereler 24 Kasım'a kadar uzatılmıştı.

Müzakereler için belirlenen son tarih 24 Kasım'dan önce kapsamlı anlaşmaya varmak için çabalarını hızlandıran taraflar, müzakerelerin son tarihini tekrar uzatmayacaklarını açıklamıştı.