Babacan: Toplam çalışan sayısı 1 milyon 200 bin kişi arttı
-
Başbakan Yardımcısı Babacan, "Son 12 ayda Türkiye'deki toplam çalışan sayısı 1 milyon 200 bin kişi artmış durumda. İş gücüne katılımda da çok çok hızlı bir büyüme söz konusu" dedi
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Türkiye belki geçmişe göre çok memnun olmadığımız ama içinde bulunduğumuz şartları baz aldığımızda istikrarlı ve makul bir ekonomik büyümeye sahip" dedi.
Babacan, Mersin Girişimci İşadamları Derneği tarafından bir otelde düzenlenen "2. Altın Kale Ödülleri" töreninde yaptığı konuşmada, Mersin'in limanıyla ve tarımıyla çok güçlü olduğunu söyledi.
Türkiye'nin 2015 yılında G-20'nin dönem başkanı olduğunu anımsatan Babacan, şöyle konuştu:
"G-20 dünyanın en büyük ekonomilerinden oluşan bir ülke grubu. 19 ülke artı Avrupa Birliğini (AB) de eklediğimizde dünya nüfusunun 3'te 2'sini teşkil ediyor. Dünya ticaretinin yüzde 75'ini, dünya ekonomisinin de yüzde 85'ini oluşturuyor. Bu son derece önemli bir platform ve Türkiye 2 yıl önce seçimle başkanlık elde etti. Sırayla yapılan bir şey değil, oy birliğiyle seçildik. Resmen de aralık ayında dönem başkanlığın devraldık. Şimdiye kadar Türkiye'de bazı toplantılar gerçekleştirdik. Şubat ayında da ilk bakanlar ve merkez bankası başkanlarının toplantısını Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Yıl boyunca 100'ün üzerinde etkinlik olacak. En son 15-16 Kasım'da bir liderler zirvesi düzenleyeceğiz. 2004'de yapılan NATO liderler zirvesinden sonra Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı en önemli uluslararası etkinlik bu G-20 liderler zirvesi olacak."
Dünya ekonomisinin 2008-2009'dan sonra halen arzu edilen gücüne ulaşamadığını belirten Babacan, bölgeden bölgeye, kıtadan kıtaya çok değişik büyüme oranları olduğunu, gelişmekte olan ülkelerde önümüzdeki dönemde büyüme oranlarının geçtiğimiz 10 yıla göre daha düşük olacağını kaydetti.
"Türkiye ekonomisi tüm olumsuzluklara rağmen büyüyor"
Türkiye ekonomisinin dışarıda ve içerideki tüm olumsuzluklara rağmen büyümeye devam ettiğini belirten Babacan, "2013-2014 yıllarına bakacak olursak; Gezi olaylarıyla başlayan arkasından da 17-25 Aralık'la devam eden bir süreci yaşadık. Bir yerel seçim bir de cumhurbaşkanlığı seçimini yaşadık. Hemen yanı başımızda Suriye'deki iç savaşlar devam ediyor. Irak'ta istikrar yok. Bir de buna Rusya-Ukrayna arasındaki gerginliği düşündüğümüzde gerçekten jeopolitik ortam Türkiye açısından çokta elverişli değil" diye konuştu.
Bütün olumsuzluklara ve Amerikan Merkez Bankası'nın para politikasını sıklaştırmasına rağmen Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğini kaydeden Babacan, Hindistan ve Çin'in ayrı tutulması halinde Güneydoğu Asya'daki ülkelerin 2014'de büyüme hızının Türkiye'nin altında olduğunu bildirdi.
Latin Amerika'nın da ortalama büyüme hızının Türkiye'nin altında olduğunu aktaran Babacan, şöyle devam etti:
"Orta ve Doğu Avrupa'nın ortalaması çok çok zayıf. Bütün bu şartlara rağmen, Türkiye belki geçmişe göre çok memnun olmadığımız ama içinde bulunduğumuz şartları baz aldığımızda istikrarlı ve makul bir ekonomik büyümeye sahip. Bu büyümede daha düşük rakamlar görülsede yinede istihdam üreten büyüme. Son 12 ayda Türkiye'deki toplam çalışan sayısı 1 milyon 200 bin kişi artmış durumda. İş gücüne katılımda da çok çok hızlı bir büyüme söz konusu. İş gücünün dışında olan nüfus artık daha çok çalışma hayatının içinde yer alıyor. Artık üniversite mezunlarımız, özellikle üniversite mezunu kadınlar çok daha fazla iş hayatına giriyor. İstihdam piyasamız çok hızlı yapı değiştirmekte. Bununla ilgili özel bir çaba ortaya koymamız gerekiyor. Türkiye'de istihdamın artması kuşkusuz büyümeyle ilgili ama iş gücü piyasasındaki yapısal sorunlarımızı çözmemiz de bu dönemde çok önem taşıyor. Bu bizim işsizlik oranlarını aşağı çekmemizde etkili olan en önemli konu. Önümüzdeki dönemlerde neler yapmamız gerekiyor bunların hepsinin hazırlıklarını yaptık."
Bütçe açığı
Babacan, temel politika alanlarında bir sapma, gevşeme olmayacağını, bütçenin son derece disiplinli bir şekilde uygulanmaya devam edeceğini söyledi.
Bütçe açığının milli gelirin sadece yüzde 1.4'ü olacağını vurgulayan Babacan, "2015 için de koyduğumuz açık hedef yüzde bir onda bir. Bu Avrupa'nın en düşük oranlarından bir tanesi. Öte yandan para politikalarında Merkez Bankası'nın izlediği çizgi aynen devam edecek. İhtiyatlı, dikkatli ve sıkı duruş para politikalarının temeli olmaya devam edecek" dedi.
Türkiye'nin ekonomisinin son 12 yılda gösterdiği başarılı performansın nasıl olduğuyla ilgili kendilerine sürekli sorular geldiğini anlatan Babacan, şunları kaydetti:
"Biz de diyoruz ki; bu iş çokta zor değil. Ama çok kritik bir kaç ilkesi var. Temel ilkelerden saptığınızda sıkıntılar baş gösterebilir. Nedir bu temel ilkeler; öncelikle güven ve istikrar. Bu 2 kavram, sapa sağlam yerinde değilse ekonomide ilerleme, kalkınma mümkün değil. Güven dediğimizde kuşkusuz akşamdan sabaha oluşan bir şey değil. Güven kadar önemli bir kavram da istikrar. Türkiye'deki siyasi istikrar bizim ekonomideki başarılarımızın en önemli temel sebeplerinden bir tanesi. Siyasi istikrar ve siyaset alanında ön görülebilirlik olduğu zamanda ekonomide uygulama çok daha kolay oluyor. Siyasi istikrarın riske girdiği dönemde ekonomi hemen olumsuz etkilenebiliyor."
Hala Türkiye'de yatırım ortamıyla ilgili bazı sorunlar olduğunu dile getiren Babacan, "Özellikle yargı alanında büyük sıkıntılarımız var. Yerel yönetimlerin iş dünyasıyla olan ilişkisinde ve üniversite sanayi işbirliğinin yeterince olmadığını görüyoruz. Aslında bütün bunlar önümüzdeki dönemin çalışma alanı" diye konuştu.