Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, büyümenin, Türkiye gibi dinamik nüfusu bulunan ülke için şart olduğunu belirterek, "Türkiye, bu konuda önümüzdeki dönemde kamunun yeniden liderlik, öncülük etmesine, hatta ekonomiye ivme kazandırmasına ihtiyaç duyan döneme girmektedir" görüşünü bildirdi.

İş Bankası tarafından 2008 yılından bu yana düzenlenen, değişen ekonomi ve piyasa koşullarında bölgesel ve uluslararası fırsatların, yeni iş alanlarının ve sektörel gelişim fikirlerinin gündeme geldiği "İş'le Buluşmalar" toplantılarının 39'uncusu, "Rekabette Yaratıcılık ve Yenilikçilik" başlığıyla İzmir'de düzenlendi.

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, toplantının açılışında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, hassas dönemden geçtiğine işaret ederek, ABD hariç, küresel piyasalarda büyümenin hız kestiğini belirtti.

Bu süreçte, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) toplantı tutanaklarına kadar dikkat edildiğini, Türk iş dünyasının "sabırlı kelimesi ne anlama gelir"i bile takip ettiğini aktaran Bali, Fed'in, çok hızlı faiz politikası değişikliğine gitmesinin ve eylülden önce faiz artışı beklenmediğini dile getirdi.

-"Geçmişte iskontoyla etkileniyorduk, şimdi çarpan etkisi oluyor"

Bali, ABD gibi büyük ekonomiler, hızlanıp küresel büyümede olumlu yönde ayrışan performans gösterdiğinde, uluslararası fonların da büyük ölçüde buralara yöneldiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Faiz politikasına ilişkin açıklamalar başladığından bu yana, gelişmekte olan ülkelerin tamamında dalgalanmalar oluyor. Ama bir farkla; geçmişte istikrarlı unsurlarımız ve makro ekonomik göstergelerdeki sağlıklı unsurlarımız nedeniyle uluslararası piyasalardaki türbülanslardan daha az etkileniyorduk ama şimdi iç gündemlerimiz de üzerine oturarak, bir miktar daha fazla etkileniyoruz. Geçmişte iskontoyla etkileniyorduk, şimdi çarpan etkisi oluyor."

Politik, ekonomik ve jeopolitik unsurların iç içe geçtiği zorlu süreçten geçildiği bu dönemin, piyasalarda dalgalanmanın artmasına yol açtığına değinen Bali, her şeye rağmen ekonomisindeki esneklik ve makro ekonomik temel göstergelerindeki sağlamlığın, bu konjonktürde Türkiye'nin temel avantajı olduğunu vurguladı.

-"Büyüme olmadan krizden çıkılamaz"

Adnan Bali, büyüme olmadan krizden çıkılamayacağına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Büyüme, gelirlerin artması, problemlerin görece azalması anlamına geliyor. Büyüme, şu anda da önümüzdeki önemli bir konudur. 2015 yılının ilk göstergeleri, ilk çeyrekte hızlı büyümeye veya beklediğimiz büyümeye dahi ulaşılamayabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla yılın kalan bölümü, bunu telafi edecek büyüme politikasına mutlaka ihtiyaç gösterecek gibi gözüküyor. Büyüme, dinamik nüfusu olan ülke için şarttır, elzemdir ve Türkiye, bu konuda, önümüzdeki dönemde kamunun yeniden liderlik, öncülük etmesine, hatta ekonomiye ivme kazandırmasına ihtiyaç duyan döneme girmektedir."

İş Bankası'nın, 238 milyar liraya varan aktif büyüklüğüyle özel bankalar arasında liderlik konumunu sürdürdüğünü, 29 milyar liranın üzerine çıkan Türkiye'nin en büyük öz kaynağına sahip olduğunu anlatan Bali, şunları kaydetti:

"155 milyarın üzerinde nakdi kredileri, 113 milyar civarında nakdi ticari kredilerle açık ara liderliğimizi sürdürüyoruz. Ekonomiye toplam nakdi, gayrinakdi kredi olarak sağladığımız finansman tutarı, 200 milyara ulaşmış durumda. Bilançomuzun yüzde 65'i, krediden oluşuyor. O kredilerin de yüzde 73'ü, ticari krediden oluşuyor. İş Bankasının ticari hüviyetinin en önemli göstergesi bu. İş Bankasının KOBİ'lere kullandırdığı kredi tutarı, orta ölçekli bankanın tüm kredileri kadardır, 45 milyar lira civarında. Bunu da Anadolu'nun her kentinde gerçekleştirdik. Takipteki krediler rasyosunda sektör ortalamasının yüzde 2,7, bizde yüzde 1,5 olması, bu ülke adına, kaynakların doğru tahsisi adına son derece önemlidir."

-İş Bankasının hisse yapısı

Adnan Bali, Türkiye'de, temelinde harçları olmayan kurum bulunmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Tek kıstasımız, teknik olarak işin bankacılık açısından yapılıp yapılamayacağıdır. Siyaset, inançlar, düşünceler gibi herhangi subjektif kriter, defterimizde yok. Bu ülke, zor süreçlerden geçiyor. 3-5 nesilde zorlukla biriktirilmiş sermayelerin acul politikalarla riske edilmesi, asla söz konusu olamaz. Çeyrekler bazında performanslara dayalı yönetim anlayışımız yok. Türkiye'nin 100 yıllık hedeflerini gözetecek vizyonla çalışıyoruz."

Hissedar yapısında en küçük belirsizlik bulunmadığını belirttiği İş Bankası'nın, herhangi paranteze indirgenemeyeceğini vurgulayan Bali, politik partinin İş Bankası yönetim kurulundaki temsilinin, Atatürk'ün vasiyeti gereği, payına isabet eden kar payını Türk Dil ve Tarih Kurumlarına aktarılması sürecine nezaretten ibaret olduğunu kaydetti.

"Kimse, kendi hedefi uğruna, gayrişeffaf medyalarda, İş Bankası gibi bu ülkenin göz bebeği kurumları yıpratmayı denemesin, bizim üzerimizden asla cephe genişletmeye çalışmasın" ifadesini kullanan Bali, "Faaliyet alanımız dışında hiçbir konuda taraf değiliz ama Türkiye'ye tarafız. Bu tür konuları gündeme getirenlerin ekmeğine yağ sürecek şekilde lafı çoğaltmayız, çoğu kez muhatap da almayız. Görev tanımı, sorumlulukları bu olan makamlardan, bu konularla ilgili gereken açıklamayı beklerdik" diye konuştu.

Bali, konsantrasyonlarını bozmadan, milli bankacılığın önderi olmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

AA