Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sırbistan'ın başkenti Belgrad'a ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde düzenlendiği basın toplantısında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin "Yeni anayasa konusunda bu hafta parti liderleriyle görüşmeleriniz başlayacak. Nasıl bir yol izleyeceksiniz bu konuda? Ayrıca önceki gün yapılan yazılı açıklamayla HDP yönetimiyle görüşme olmayacağını duyurmuştunuz. Bu konuda bir değerlendirme alabilir miyiz?" şeklindeki sorusu üzerine Başbakan Davutoğlu, geçen cumartesi, 2011 yılında yeni anayasa çalışmalarına katılmış bütün kurmaylarıyla bir araya geldiğini aktardı.

Tüm müktesebatı 26 Aralık Cumartesi gecesi yaptıkları toplantıda kurmaylarından dinlediğini ifade eden Davutoğlu, o dönemde Dışişleri Bakanlığı görevini yürüttüğünü ve yoğun dış politika gündemi dolayısıyla detayları tekrar dinleme ihtiyacı olduğunu söyledi.

Davutoğlu, bu toplantıyla da tüm müktesebatı, 2007-2011 anayasa süreçlerinde yöntem ve muhteva olarak yapılanları dinlediğini vurgulayarak, "Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli'ye giderken herhangi bir ön yargımız yok. Zihnimde bir yöntem var, bu istişarelerden sonra şekillenmiş olan. Geçmişte iki yöntem 2007 sonrasında AK Parti'nin kendi çalışması olarak parti mutfağında hazırlayıp sunması yöntemi var. 2011'den sonra da uzlaşma komisyonu olarak, bütün partilerin katıldığı önü açık bir yöntem denendi. İkisinde de istediğimiz neticeyi alamadık. Şimdi bu tecrübelerden de bir istifade, önümüzde de ciddi bir istikrar dönemi var, dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu ile Sayın Bahçeli'yle hiçbir ön yargı taşımayan bir istişarede bulunacağız" diye konuştu.

"Anayasanın ruhu"

İçerik bağlamında da anayasanın ruhunun önemli olduğuna, şekli ve formundan önce anayasanın ruhu üzerinde mutabık kalınması gerektiğine işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Yani özgürlükçü, insan odaklı, vatandaşı esas alan, devleti vatandaşın kurduğu, devletin vatandaşı tanımladığı değil, vatandaşın devleti tanımladığı ve insan onuruna dayalı bir anayasa çerçevesini kendileriyle paylaşacağım. Bunda tabii bir mutabakat sağlanırsa, tabii detayları var bunların, çok açık yüreklilikle yine hiçbir ön yargı taşımadan en doğru hükümet yönteminin ne olacağı konusunda kendileriyle paylaşacağım. Şimdiden hiç kimsenin, 'şu yöntem doğru değildi, şu hükümet modeli doğru değildi, şu meseleler gelirse konuşmam' diye bir yaklaşım içerisine girilmemesi doğru olur. Bizim daha önce sunduğumuz anayasa taslağımız var, onu da hafta sonundan istifade bütünüyle tekrar gözden geçirdim. Dolayısıyla zihnimde çok açık ve net bir tablo var. Ama bu net tablo tartışılmaz değil, konuşuruz, hep beraber özgürlükçü bir anayasayı yapmamız lazım."