Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, İş Bankası'nın, Türkiye'nin en başarılı, en önemli, içeride ve dışarıda itibarı yüksek bir banka olduğunu belirterek "Hükümetimizin kesinlikle ne İş Bankası'na ne de başka bankaya yönelik olarak çalışması yoktur, gündemde değildir" dedi.

Şimşek, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kendisine bağlı kuruluşların 2016 yılı bütçesinin görüşmelerinde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

Türkiye için hiçbir zaman "güllük gülistanlıktır, her şey mükemmel" yaklaşımında olmadığını belirten Şimşek, Türkiye'nin çok ciddi bir reform çabası bulunduğunu söyledi. Şimşek ancak bu sürecin dinamik olduğunu, yapılması gerek çok iş bulunduğunu dile getirdi.

Türkiye'de tasarrufların yetersiz olduğunu vurgulayan Şimşek, eğitimde kalite, enerji verimliliği, istihdam, kadınların iş gücüne katılımında istedikleri yerde bulunmadıklarını kaydetti. Şimşek, bu eksikliklerin, sıkıntıların, yapısal sorunların farkında oldukları için yaklaşık 250 önlemlerinin bulunduğunu ifade etti.

Şimşek, AB sürecinde, özellikle kurumsal kalitenin artırılması, hukuk devleti, özgürlükler, demokrasi standartları anlamında daha çok katetmeleri gereken mesafe bulunduğunu belirtti.

Uzun vadede bir ülkede refah artışının çok temel üç kaynağı olduğuna işaret eden Şimşek, demografik yapının önemine değindi. Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşgücünün kullanımı, istihdam oranı, işgücüne katılım oranı, bağımlılık oranı gibi birçok birbiriyle ilişkili değişken var. Türkiye'deki nüfus dinamikleri açısından fena bir yerde değiliz. Çalışma çağındaki nüfusumuz yüzde 1,7 artıyor bu iyi bir rakam. Avrupa'da 28 ülkenin ortalaması 0,1. Ama iş gücünün niteliği, eğitimin kalitesi anlamında katetmemiz gereken çok mesafe var. İşgücüne katılım oranının artması güzel. Daha da artması için eğitimdeki çabalara önem vermek lazım. Bir miktar çabayla becerileri kazandırarak işbaşı eğitim gibi eksikliklerimizi gidererek Türkiye gerçekten kalıcı refah artışına gidebilir."

Başbakan Yardımcısı Şimşek, verimlilikte arzu ettikleri yerde olmadıklarını vurgulayarak "OECD ülkeleri arasında verimlilik artışında fena değiliz ama verimlilik düzeyinde OECD ortalamalarına göre oldukça gerideyiz. Verimlilik artışı için ciddi çaba gerekecek" dedi.

- Kurumların kalitesi

Türkiye'nin uzun yıllar enflasyonu tek haneye indirmeye çalıştığını belirten Şimşek, Merkez Bankası'nın bağımsız olması, bütçe açıklarının finansmanına araç edilmemesi ilkesinin benimsenmesiyle enflasyonun hızla aşağıya indiğini söyledi. Şimşek, "Bu reformu yapan herkesten Allah razı olsun. Kimin yaptığı önemli değil. 57. Hükümet döneminde de önemli reformlar yapıldı. AK Parti hükümetleri döneminde de yapıldı. Sosyal güvenlik reformunu 2008'de yaptık. Ar-Ge noktasında çok önemli adımlar attık" diye konuştu.

Şimşek, kurumların kalitesinin, üçüncü en önemli değişken olduğuna işaret etti. Şimşek, bu noktada birçok değişkene bakıldığında ilerleme olduğunu ancak arzuladıkları yerde bulunmadıklarını anlattı.

- İş Bankası

Şimşek, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut'un İş Bankası'na yönelik açıklamalarını gündeme getiren milletvekillerine de yanıt verdi.

İş Bankası'nın, Türkiye'nin en başarılı, en önemli, içeride ve dışarıda itibarı yüksek bir banka olduğunu vurgulayan Şimşek, hükümetin ne İş Bankası ne de başka bankaya yönelik çalışmasının gündemde olduğunu bildirdi. Şimşek, bunun tek sorumlusunun BDDK olduğunu, açıklamalara ilişkin bir sorun varsa SPK ve BDKK'nın mevzuat çerçevesinde bunu değerlendirmesi gerektiğini belirtti.

- "Merkez Bankası ihtiyatlı olmalıdır"

Bütçe görüşmelerinde Merkez Bankası'nın ihtiyatlılığından bahsedildiğini anımsatan Şimşek, bankanın tanım gereği böyle bir konjonktürde ihtiyatlı da olması gerektiğinin altını çizdi.

Gelir dağılımının bozuk olduğunu ancak iyileştiğini belirten Şimşek, bunu kendisinin söylemediğini, OECD raporlarında yer aldığını vurguladı.

Şimşek, Türkiye'nin, mutlak yoksulluğu azaltmada büyük başarı yakaladığını ifade ederek "Küresel normlara göre, 4 dolar 30 centin altında bugün nüfusun 1,6'sı yaşıyor. Daha önce yüzde 30'lar civarıydı. Burada önemli mesafe alındı" dedi.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, bireysel emeklilikte ortalama 3,5 yıl kalındığını, bunun düşük süre olduğunu bildirdi.

Hükümetin bir kur tahmini bulunmadığını kaydeden Şimşek, "Bütçeyi yapabilmeniz için OVP'de kur varsayımı yapmak zorundasınız. Bizim kur hedefimiz, tahminimiz yoktur" dedi.

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Enflasyon 2016 için en önemli sorun alanlarından bir tanesidir. Bu dönemi büyük bir hassasiyet ve çabayla geçirmemiz lazım" dedi.

Hazine Müsteşarlığının yaptığı hesaplamalara göre, İstanbul'da bir deprem olması halinde ortaya çıkacak sigorta kapsamındaki hasarın sigorta şirketlerinin öz sermayelerine oranının yüzde 1,2 olacağını ifade eden Şimşek, "Çünkü geri kalan hasarın tamamı dünyanın önde gelen reasürans şirketlerinden elde edilen teminatlarla koruma altına alınmıştır" diye konuştu.

Tasarrufların yetersiz olması nedeniyle Türkiye'nin yurt dışı tasarruflara ihtiyacı bulunduğunu belirten Şimşek, bu anlamda yatırım ortamının iyileştirilmesinin mecburi olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin brüt kaynak ihtiyacının büyüklüğüne dikkati çeken Şimşek, "Bu durumda bizim gibi ülkeler çok da seçici olamıyorlar. Ayağınızı yorganınıza göre uzatacaksınız, onu beceremiyorsanız kaynak ararken çok seçici olamıyorsunuz. Bu Türkiye'nin bir gerçeği. Bunu düzeltmemiz lazım. Tasarrufları artırmak için yapılacak çok şey var. Bunlar programlarda var olan şeylerdir" dedi.

Kamuoyunda "İzmir casusluk davası" olarak bilinen dava çerçevesinde Hazine Müsteşarlığından bir kişinin işten çıkarıldığını belirten Şimşek, daha sonra bu durumun düzeltildiğini, bir hak kaybı söz konusuysa bunun da giderilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'den geçen yıl net 10,4 milyar dolarlık çıkış yaşandığı bilgisini veren Şimşek, bunun 2,4 milyar dolarının hisse senetlerinden, 7,9 milyar dolarının Hazine kağıtlarından olduğunu bildirdi. Şimşek, geçen yıl aynı çerçevede gelişmekte olan ülkelerden net bazda 531 milyar dolar çıktığına dair tahminde bulunulduğunu kaydetti.

- "Gerçek anlamda fiyat istikrarı..."

Enflasyon konusunda da değerlendirmelerde bulunan Şimşek, şöyle konuştu:

"Enflasyon 2016 için en önemli sorun alanlarından bir tanesidir. Zaten elimizde yüksek çekirdek enflasyon var. Bunun üzerinde asgari ücretin etkisi bir gerçek. Emtia fiyatlarındaki düşüş bir miktar aşağı yönlü yardımcı olacak. Bu dönemi büyük bir hassasiyet ve çabayla geçirmemiz lazım. Tedbir alınması lazım. Kalıcı olarak enflasyonu tek haneye düşürmüşüz ama düşük tek haneye düşürmeliyiz. Gerçek anlamda fiyat istikrarı enflasyonun kalıcı şekilde yüzde 5'in altına çekilmesiyle sağlanır. Bunu da özellikle verimlilik artışı, rekabetin önündeki engelleri azaltarak Merkez Bankasının kredibilitesini artırarak sağlamak gerekiyor."

- "Krizlerin ilacı reformdur"

Şimşek, küresel ekonomik gelişmeler ve bunun Türkiye'ye olası etkisine yönelik sorulara, "Krizi asla küçümsemiyoruz. Şu anda küresel ekonomi zor bir konjonktürden geçiyor. Gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahı düşüyor, azalıyor. Ciddi sıkıntılar, jeopolitik riskler var. Kesinlikle küçümsenmemesi lazım. Bütün bunların bir tane ilacı var, o da reformdur" yanıtını verdi.

Mehmet Şimşek, Hazine Müsteşarının asaleten atanması konusunda, "Hazine Müsteşarlığımız çok iyi bir ekonomist, liyakat esaslı bir arkadaşımız tarafından yönetilmelidir. Merkez Bankasında da bu böyle. Tek referansım konusuna hakim, bizi uluslararası düzeyde çok iyi temsil edecek, saygın bir ekonomisttir" değerlendirmesinde bulundu.

Reform çalışmalarına ilişkin bilgi veren Şimşek, "Vergi reformu kesinlikle en öncelikli konulardan birisi olmalıdır. Rantların vergilendirilmesi, vergi adaleti, tasarruflar açısından da son derece önemlidir" dedi.

Torba kanun şeklindeki düzenlemeleri doğru bulmadığını ifade eden Şimşek, bireysel emeklilik sisteminin devlet teşvikiyle milli gelire oran olarak tasarruflarda yüzde 0,5'lik katkı sağladığının düşünüldüğünü bildirdi.

Şimşek, Merkez Bankasının net Döviz rezervinin 15 Ocak itibarıyla 28,3 milyar dolar olduğunu söyledi.

- Şimşek'ten trafik sigortası anısı

Zorunlu Trafik Sigortası'na yönelik sorular üzerine Şimşek, bir anısını komisyon üyeleriyle paylaştı. Şimşek, şunları kaydetti:

"Bu konuda epey bir geri dönüş ve tartışmalar var, elbette çalışacağız. İngiltere'ye öğrenci olarak devlet burslusu olarak gittiğimde, burada hiçbir zaman bir araba imkanımız olmadı, ikinci el arabalar çok ucuzdu. 1978 model bir otomobil aldık 200 paunda. Çok sevinmiştim o kadar ucuz, artık gider geliriz diye. Bir gittim sigortaya şok etkisi. Hem yabancısınız, hem öğrencisiniz 3-4 katı sigorta talebinde bulundular. Böyle bir şey mümkün mü dedim? Dediler ki bu mesele senin arabanla ilgili değil, arabanın 200 paund hatta daha düşük olduğunu tahmin ediyoruz, sorun senin başkasına çarparak vereceğin zararın sigorta şirketi tarafın tahmini.

Trafik kazalarında bütün çabalara rağmen arzulanan noktada değiliz. Bir öngörülebilirlik sorunumuz var. Özellikle mahkemelerimizin yaralanmalarda verdiği tazminatlar konusunda bir öngörülebilirlik yok. Bu çerçeveleri biraz daha güçlendirirsek o zaman dönüp sektörel anlamda da ne yapabilirize bütün olarak bakmak lazım. Burada sorun arabanın değeri vesaire değil. Bu sektörden kar eden de yok. Hemen hemen tamamı zarar ediyor."

Sektörde el konulan bir sigorta şirketi olup olmadığı sorusuna karşılık Hazine Müsteşarı Vekili Cavit Dağdaş, mali bünyesi bozulması gerekçesiyle sistemde çok büyük yer tutmayan bir sigorta şirketine el konulduğunu, kamunun herhangi bir zararının bulunmadığını bildirdi.

Mehmet Şimşek, dolar kurundaki artışın kontratların yapısı dolayısıyla şehir hastanelerinin maliyetine da yansıdığını belirtti.

- "Hiçbir demokraside de şiddete yer yok"

Türkiye'de özgürlüklerin ve demokratik standartların geliştirilmesine yönelik çabalara ilişkin Şimşek, şöyle konuştu:

"Türkiye'yi bu alanda şu anda zora sokan, sınırlayan, bir anlamda algısını da ciddi şekilde etkileyen hususlardan bir tanesi maalesef terördür. Türkiye'de bu bütün süreçleri zorlaştıran bir şeydir. Aslında Türkiye, kendi sorunlarını daha çok demokrasiyle, temel hak ve özgürlüklerle, daha toleranslı bir toplum oluşturarak çözebilir. Bu coğrafyada zaten yeterince acı çekilmiş, kan dökülmüş. Bu coğrafyada şiddetle baskıyla sorunların çözülemeyeceği net, açıktır. Hiçbir demokraside de şiddete yer yoktur. Dolayısıyla bir taraftan kamu düzeni, bir taraftan da özgürlükleri birlikte büyütmemiz, yeşertmemiz ve güçlendirmemiz gerekiyor."

Görüşmelerin ardından Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Sermaye Piyasası Kurulunun 2016 yılı bütçe ve kesin hesapları kabul edildi.

AA