Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Maliye Bakanı Naci Ağbal, enflasyonun daha da düşmesini önemsediklerini, bunun hem ekonominin genel gidişatı hem de makroekonomik parametreler açısından önemli olduğunu belirterek, "Enflasyon inşallah önümüzdeki aylarda bizim alacağımız tedbirler çerçevesinde daha aşağı giden bir patika izler" dedi.

Ağbal, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle bir araya geldiği toplantıda, TÜİK tarafından açıklanan şubat ayı enflasyon rakamlarını değerlendirdi.

Rakamları beklenen bir gelişme olarak değerlendirdiğini ifade eden Ağbal, özellikle son dönemde döviz kurlarındaki istikrarın, enflasyonu aşağıya çekecek faktörlerden biri olduğunu söyledi.

Enflasyonun daha da aşağıya gelmesini her bakımdan önemsediklerini dile getiren Ağbal, bunun hem ekonominin genel gidişatı hem de makroekonomik parametreler açısından önemli olduğunu belirtti. Ağbal, "İnşallah önümüzdeki aylarda bizim alacağımız tedbirler çerçevesinde daha aşağı giden bir patika izler" değerlendirmesinde bulundu.

"Para politikası önemli ama tek başına yeterli değil"

Para politikasının enflasyonla mücadelede esas belirleyici araç olduğunu vurgulayan Ağbal, ancak tek başına yeterli olmadığını söyledi. Para politikasının diğer önlemlerle desteklenmesi gerektiğini anlatan Ağbal, yapısal önlemlerin de bunlardan birisi olduğuna işaret etti.

Burada gıda fiyatlarından kaynaklanan, hizmet fiyatlarında bir katılık olduğunu belirten Ağbal, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu konularla ilgili çalışmaları bulunduğunu anımsattı. Ağbal, "Bizler de inşallah yakın bir zamanda bir araya geleceğiz. Bu çalışmalar sonucunda gıdada da enflasyonu aşağıya çeken bir patikayı oluşturmamız gerekiyor. Bu parasal önlemlerle değil de yapısal önlemlerle sağlayacağımız bir şey olacak" dedi.

"Yem ve gübrede KDV indiriminin olumlu etkisi olacak"

Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme Komitesinin bir sunum yaptığını, bu konunun üretim, ticaret, dağıtım kanalları tarafı bulunduğunu anlatan Ağbal, her birisiyle ilgili çalışmaların olduğunu söyledi. Ağbal, bu kapsamda Hal Yasası ile ilgili bir çalışma yürütüldüğünü belirterek, üretilen ürünün, üretildiği noktadan tüketiciye gelirken ara aşamalarda maliyeti oluşturan kalemlerin aşağıya doğru çekilmesine dönük ne tür tedbirler alınabileceği konusunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığının çalıştığını kaydetti.

Enflasyonun iki yönlü, hem talep hem maliyet kaynaklı olduğunu belirten Ağbal, şöyle devam etti:

"Maliyeti oluşturan faktörler üzerinde özellikle Döviz kurları, maliyeti etkileyen önemli bir unsurdur. Dövizde istikrar sağlandığı sürece özellikle gıdada maliyet kaynaklı bu etki aşağıya gelir. En son yem ve gübrede bir KDV indirimi yaptık. Dolayısıyla oradan yapılan düzenlemelerin de olumlu etkisi olacak ama henüz komiteye bizim ilk toplantıdan sonra verdiğimiz birtakım çalışma direktifleri oldu, onu henüz önümüze getirmediler, onu getirsinler, zaten bu konunda detaylı bir açıklama yapacağız."

- Kırmızı et

Açıklamanın ne zaman yapılacağının sorulması üzerine, bu konunun Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının koordinasyonunda yürütüldüğünü ifade eden Ağbal, "Çalışıyoruz, beraber inşallah bunu getireceğiz" diye konuştu.

Kırmızı ette KDV ile ilgili taleplerin hatırlatılması de üzerine Ağbal, "Öyle bir konu gündeme geldi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı çalışmalarını bir yapsın gelsin, bakalım. İnşallah orada kapsamlı bir çalışmayı yapacağız" ifadelerini kullandı.

 

Maliye Bakanı Naci Ağbal, asgari ücretin üzerindeki vergi yüküne ilişkin, "Bunu sadece vergi tarifesi üzerinden konuşmak doğru olmaz. Seçenekleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız ile beraber çalışıyoruz. Meseleyi çözeceğim diye bütün vergi sistemini ilgilendiren bir tarife değişikliği yaparsak bu doğru olmaz" ifadelerini kullandı.

Ağbal, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle bir araya geldiği toplantıda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Asgari ücret üzerindeki vergi yüküne ilişkin bir soru üzerine Ağbal, bu konuya bir vergi meselesi olarak bakmamak gerektiğini, çok başka yöntemlerle başka araçlarla da meselenin çözülebileceğini söyledi.

Artan oranlı vergi tarifesinin sadece asgari ücretli için değil, çalışan herkes için geçerli olduğuna işaret eden Ağbal, buna ilişkin farklı seçenekler bulunduğunu, sadece vergi tarifesi üzerinden konuşmanın doğru olmayacağını belirtti. Bu seçenekleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile beraber çalıştıklarını anlatan Ağbal, "Bunu Sayın Başbakanımıza, hükümetimize götürürüz, bu seçeneklerden doğrudan doğruya hedef kitle olan asgari ücretlinin sorununu çözecek seçeneği buluruz. Bu vergiyle ilişkili olmak zorunda değil. Çalışacağız, getireceğiz, diyeceğiz ki 'bulduk seçeneğimiz budur.' Örneğin dedim ki toplam bildirimin üzerinden kişi başına bir indirim yaptık, yine benzeri bir yöntem konuşulabilir, benzeri bir yöntem geliştirilebilir" şeklinde konuştu.

Bugün vergi tarifesinden en fazla etkilenecek kesimin bekar çalışanlar olacağını anlatan Ağbal, bu kesimin ekimde aylık olarak alacağı tutarda 70 lira azalma meydana geleceğini söyledi. Ağbal, "Dolayısıyla benim bekar asgari ücretlinin sorununu çözmem lazım, ona odaklanmış bir çözümü farklı yöntemlerle yapabilirim ama o meseleyi çözeceğim diye bütün vergi sistemini ilgilendiren bir tarife değişikliği yaparsak bu doğru olmaz" değerlendirmesinde bulundu.

Gelecek yıl asgari ücretin ne olacağının sorulması üzerine Ağbal, bu yıl için asgari ücreti bin 300 lira yaptıklarını, sonraki yıllara ilişkin asgari ücretin Asgari Ücret Tespit Komisyonunca belirleneceğini ifade etti.

Bütün çalışanların gelir vergisi tarifesi üzerinden vergi ödediğine işaret eden Ağbal, şunları kaydetti:

"Bugün evli 3 çocuk sahibi bir asgari ücretlinin ödediği vergi sıfır. Zaman zaman vergi yükü yüksek diye ifade ediliyor. Vergi kavramının içerisine sosyal güvenlik primleri de dahil edildiği zaman mana itibarıyla doğru. Evli iki çocuklu bir kişinin ödediği vergi yüzde 1-2 civarında. Evli bir çocuklu bir kişinin ödediği rakam yüzde 3-4 civarında. Biz buna efektif vergi yükü diyoruz. Asgari ücretlinin üzerindeki efektif vergi yükü yüzde sıfır ile yüzde 5 civarında. Dolayısıyla yüzde 15 gibi vergi almamız söz konusu değil. 2008'de yapılan bu düzenleme ücretliler açısından önemli bir iyileşme sağlamıştır."

“Asgari geçim indirimi ile 17 milyar liralık vergiden vazgeçildi"

Geçen yıl asgari geçim indirimi dolayısıyla vazgeçilen toplam vergi tutarının 17 milyar lira olduğunu bildiren Ağbal, 2016 için bu rakamın 24 milyar liraya çıktığına dikkati çekti.

Ağbal, asgari geçim indirimi üzerinden çalışanlara, ücretlilere önemli bir vergi indirimini zaten epey zamandır uyguladıklarını, uygulamaya da devam edeceklerini belirterek, "2002'den bugüne asgari ücretteki toplam artışa baktığımız zaman bu dönemdeki gerçekleşen enflasyonun çok üzerinde bir artış da yapıldı" dedi.

"Türkiye yatırımcılar açısından cazibe merkezi"

Küresel ekonominin durumu dikkate alındığında 2016 için nasıl bir risk görüldüğünün sorulması üzerine Ağbal, dünya genelinde yaşanan küresel krizin etkilerinin hala devam ettiğini söyledi. Birçok ülkede artık negatif faizin konuşulmaya başladığını anlatan Ağbal, küresel büyümeye, dış ticarete ilişkin endişelerin devam ettiğine işaret etti.

Özellikle 2013 yılından itibaren Fed'in parasal sıkılaştırma kararını almasıyla fonların gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere dönmeye başladığını ve bundan bütün ülkelerin etkilendiğini anlatan Ağbal, şöyle devam etti:

"Bugün Çin'de yaklaşık bu çerçevede 500-600 milyar dolarlık bir kaynak çıktı. Bütün gelişmekte olan ülkelerde genel anlamda ne oluyorsa, Türkiye'de de o oluyor. Türkiye'de de yerine göre bir kaynak çıkışı var. Yapılan bütün eleştirilere saygı duyarım ama Türkiye'nin bugün ekonomik temelleri sağlam, güçlü bir bankacılık sistemi var. Bugün bankacılık sisteminin mevcut yapısı ekonomik parametreler anlamında güçlü destek veriyor. Bütçemiz çok iyi. Finansal piyasalarda genel anlamda kırılganlıklar var. Artık herkes olumsuz haberleri duyarken olumlu haberlerin sayısı az gibi duruyor ama olumlu haberler de gelmeye devam ediyor. Türkiye bu fotoğrafın içerisine baktığımız zaman yine olumlu haberlerin olduğu bir ülke. Bugün Türkiye uluslararası yatırımcılar bakımından önemli bir cazibe merkezi."

"KİK çalışmalarını aşağı yukarı bitirdik"

Ağbal, Türkiye'ye daha çok yatırımcı çekmek için gerek iş gücü piyasası gerek yargı, hukuk alanında çok önemli reformlar yapıldığını dile getirdi. Kamu İhale Kanunu'nu yenilediklerini, istisnaları daraltıp, AB direktifleriyle uyumlu, yatırım ortamını destekleyecek yeni bir kanun çalışmalarını aşağı yukarı bitirdiklerini belirten Ağbal, "Ben bakan arkadaşlarımla bu taslağı paylaştım yaklaşık bir iki haftalık bir çalışma yapacaklar. Arkasından biz bunu Ekonomik Koordinasyon Kurulu'ndan (EKK) geçireceğiz" dedi.

Bu anlamda yapılacak değişikliklerin de piyasaya ciddi anlamda itici bir güç olacağını belirten Ağbal, söz konusu düzenlemeyi süratle hükümetin gündemine getirip Meclise sevk edeceklerini kaydetti.

Gelir Vergisi Kanunu taslağına dönük bir soru üzerine Ağbal, bütün sivil toplum örgütleriyle bu taslağı paylaştıklarını, her bir madde ile ilgili görüş ve öneriler geldiğini, kendilerinin de bunları taslağın üzerine işlediklerini söyledi. Ağbal, "Bütçeyi bitirelim, bu gelen görüşlerin üzerinden geçeceğim, daha sonra EKK'dan geçireceğiz" dedi.

Vergi Usul Kanunuyla ilgili de aynı şekilde görüş aldıklarını, gelen eleştirilerden memnun olduklarını aktaran Ağbal, "Ben istiyorum ki Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu için de geçerli bu, mükellef haklarını güçlendiren, belirsizlikleri ortadan kaldıran bir kanun olsun, vergi ceza sistemi itibarıyla daha etkin olsun, gönüllü uyuma teşvik mahiyetinde düzenlemeler içersin. Burada da inşallah güzel bir noktaya geleceğiz" ifadelerini kullandı. Ağbal, "Dolayısıyla benim hedefim bütçe bittikten sonra süratle her iki kanunu da son noktaya getirip Bakanlar Kurulu'nda sunumunu yapmak" şeklinde konuştu.

 

AA