Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, Türkiye ekonomisinde yeni bir hikayeye gereksinim duyulduğunu belirterek, "Bu hikayenin yazılması sadece politika yapıcıların değil, iş dünyasından tüketicilere varana kadar bütün aktörlerin görevidir." dedi.

Nail Olpak, 2016 yılı ekonomi değerlendirmesi ve 2017 yılı beklentilerine ilişkin yaptığı konuşmada, 2016nın yalnızca Türkiye için değil dünya için de zor bir yıl olduğunu söyledi.

Bu dönemde küresel ekonominin düşük büyüme kıskacına girdiğine işaret eden Olpak, "Şu anda düşük büyüme tuzağı ile karşı karşıyayız. Dünya Bankasının 2016 yılı için açıkladığı yüzde 2,4lük küresel büyüme öngörüsü 2009 yılından bu yana en düşük büyüme öngörüsü. OECD ülkelerine baktığımızda 3. çeyrekte en büyük büyüme yüzde 10,2 ile İzlandada. ABDnin yüzde 1,6 ve Almanyanın yüzde 1,5 büyüdüğünü ifade edersek bunun ne anlama geldiğini hepimiz değerlendirebiliriz. Ülkemiz 27 çeyreklik pozitif büyümesiyle ayrışmıştı." şeklinde konuştu.

Olpak, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte yüzde 1,8 daraldığını ve bunun 2009 yılı küresel krizinden sonraki ilk daralma olduğunu anımsattı.

İş alemi olarak ekonomideki daralmanın konjonktürel olduğunu ve bunun geçici olacağı ümitlerini koruduklarını söyleyen Olpak, motivasyonlarını kaybetmeden, üretmeye ve büyümeye devam etmeleri gerektiğini dile getirdi.

Olpak, son birkaç çeyrekte büyümenin lokomotifi olarak görülen iç talebin 3. çeyrekte yavaşladığını ve hane halkı tüketiminin yüzde 3,2 azaldığını belirtti.

Hükümetin iç talebi artırmaya yönelik tedbirlerinin son çeyrekte olumlu yansımasını beklediklerini ifade eden Olpak, 2. çeyrekte yüzde 4,7 artan yatırımların, 3. çeyrekte hız kestiğini ve yüzde 0,6 azaldığını söyledi.

SAMEKSin 2016 yılı genelinde 50,8 değerinde bulunduğunu ve bu değerin büyümenin 2016da pozitif olduğunu gösterdiğini bildiren Olpak, Ekim 2016da yüzde 2 artış gösteren sanayi üretimi ve kasımda ihracatın yüzde 9,7 genişlemesinin ekonomide son çeyrek içerisinde bir toparlanma içerisinde bulunduğunun bir göstergesi olduğunu anlattı.

"Döviz kurunda yaşanan dalgalanma firmaları olumsuz etkiledi"

Nail Oplak, MÜSİAD anketine ilişkin ise üyelerine belli sorular sorduklarını ve cevapları karşılaştırma olarak verdiklerini söyledi. Üyelerine 2016 yılını nasıl değerlendirdiklerini sorduklarını ifade eden Olpak, "2016ya girerken, 2015 yıl sonunda üyelerimizin yüzde 64ü daha olumlu bir beklentiye sahipti. Ancak cevap verenlerin yüzde 13ü 2016yı 2015ten daha iyi olarak değerlendirdi. Yüzde 60ı daha kötü, yüzde 27si ise aynı şartlarda kaldı cevabını verdi." şeklinde konuştu.

"2016 yılında yurt içi satışlarınız
ne yönde değişim gösterdi?" sorusuna üyelerin yüzde 21inin yurt içi satışların arttığı, yüzde 51inin azaldığı ve yüzde 28inin değişmediği yönünde cevap verdiğini ifade etti.

Olpak, üyelerinin yüzde 14ünün 2016da ihracatını artırdığını, yüzde 34ünün azalma yaşadığını, yüzde 53ünün ise ihracatta herhangi bir değişim yaşamadıklarını aktardı.

"Döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar firmanızı ne yönde etkiledi?" sorusuna üyelerinin yüzde 79unun "olumsuz etkiledi", yüzde 6sının "olumlu etkiledi" ve yüzde 15inin "etkilemedi" şeklinde cevap verdiğini anlatan Olpak, 2016 yılına girerken üyelerinin yüzde 52sinin yatırımlarını artırmayı planladıklarını ancak yıl sonunda bu oranın yüzde 26 olarak gerçekleştiğini dile getirdi.

Olpak, 2016 yılında üyelerinin yüzde 23ünün istihdam sayısını artırdığını, yüzde 36sının ise istihdam sayısını azalttığını söyledi.

"2017 yılı 2016dan daha iyi olacak"

Olpak, "2017 yılında yeni yatırımlarınızın ne

yönde değişim göstereceğini bekliyorsunuz?" sorusuna üyelerin yüzde 38inin "artacak", yüzde 30unun "azalacak" ve yüzde 33ünün "aynı kalacak" şeklinde cevap verdiklerini ifade etti.

"2017 yılında çalışan sayınızın ne
yönde değişim göstereceğini
bekliyorsunuz?" sorusu üzerine üyelerinin yüzde 31inin istihdamda artış, yüzde 25inin azalış ve yüzde 44ünün ise aynı kalacağı yönünde görüş bildirdiklerini söyleyen Olpak, üyelerinin yüzde 33ünün 2017 yılında tasarruflarını artıracağını, yüzde 34ünün ise tasarruflarında azalma yaşanacağını bildirdiklerini aktardı.

Olpak, "2017 yılının 2016 yılına göre nasıl
geçmesini bekliyorsunuz?" sorusuna üyelerin yüzde 48inin "daha iyi", yüzde 35inin "daha kötü" ve yüzde 17sinin "aynı" olacağı öngörüsünde bulunduklarını ifade etti.

"Döviz borcu teminatları döviz kredisinin alındığı kur üzerinden değerlendirilmeli"

Nail Olpak, Türkiye ekonomisinde yeni bir hikayeye gereksinim duyulduğunu, bu hikayenin yazılmasının sadece politika yapıcıların değil, iş dünyasından tüketicilere varana kadar bütün aktörlerin görevi olduğunu vurguladı.

Piyasalara yalnızca Merkez Bankası politikaları ile değil bankacılık
sistemi üzerinde
alınacak tedbir ve
kararlar dahil olmak üzere etkin bir müdahaleyi iş dünyasının beklediğini ifade eden Olpak, "Hazine Müsteşarlığı,
BDDK ve Merkez
Bankasının piyasalara
yaklaşımı daha bütüncül bir yapı arz etmelidir. Dövizde
manipülasyona neden
olanlara yaptırım uygulanmalı, bu fırsat
ellerinden alınmalıdır. BDDK, TCMB ve diğer
yetkili kurumlar
manipülasyona fırsat
vermeyecek bir TL
imkanı oluşturmalıdır." dedi.

Olpak, kamu mevduat vadelerinin asgari 6 ay olması, mevduat karşılığı promosyon alımının durdurulması, 6 ay ve daha uzun vadeli mevduatta yüzde 10luk gelir vergisi stopajının kaldırılması gerektiğini ifade etti.

"Döviz borcu teminatları döviz kredisinin alındığı kur üzerinden değerlendirilmeli" diyen Olpak, tapu-teminat bankacılığından çıkılarak, proje finansmanına
geçilmesi, kaliteli ve ucuz finansmana hızlı erişim sağlanması gerektiğini dile getirdi.

Olpak, finansmana erişimde,
işletmelerin mevcut
limitlerini dahi
kullandırmayan
bankalara karşı, ilgili
kurumların proaktif
davranması gerektiğini belirtti.

Kamunun uzun
vadeli satış veya
kiralama yoluyla fabrika binası
yapmasının önemli olduğunu aktaran Olpak, varlığa dayalı finansman modeli ve benzeri faizsiz finansman modellerinin,
etkin ve yaygın olarak
teşvik edilmesi ve piyasada
belirli bir büyüklüğe gelmesinin gerekliliğini anlattı.

Nail Olpak, tasarrufların artmasını teşvik etmek için BESin, "Çocuk Güvencesi Fonu" gibi yapılarla desteklenmesi, yeni enstrümanların devreye alınması gerektiği söyledi.

Üretim-yüksek katma değer-yüksek teknoloji
odaklı, yeni bir kalkınma stratejisinin oluşturulmasının zorunluluğuna dikkati çeken Olpak, cari açık sorununun
çözümünde, yüksek katma
değerli ürünler yanı sıra, KOBİler ve gıda-tarım-hayvancılık alanlarının daha fazla önceliğe gerektiğini vurguladı.

Olpak, maliyenin mükellefle arasındaki anlaşmayı tazelemesi gerektiğini, mükellefe bakış yönünde şikayetler aldıklarını ve köklü bir vergi reformuna ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.

AA