Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Bloomberg HT'deki Yatırım Kulübü programına konuk olan NoorCM Yurtiçi Piyasalar Satış Müdürü Mert Yılmaz spor kulüplerinin yeniden yapılandırılmaya gitmesini değerlendirdi.

Türkiye ekonomisinin zorlu bir süreçten geçtiğini söyleyen Yılmaz “Toplumun her kesimi krediye ulaşma konusunda bu kadar zorluk çekerken bu kaynağın bu günün koşullarında kulüplere aktarılması doğru mu değil mi tartışması gereken ilk unsurdur” dedi.

“Önceden de borçlar silindi bir kısmı yapılandırıldı ama değişen bir şey yok”

Yılmaz ayrıca bu tarz uygulamaların daha önce yapıldığını ve devletin elinden gelen desteği vermesine rağmen kulüplerin borç batağından çıkamadığının değerlendirilmesi gereken ikinci unsur olduğunu söyledi.

NoorCM Yurtiçi Piyasalar Satış Müdürü  “Türkiye’ de devlet şu anda bu kulüplerinin çoğunun stadyumlarını yaptı ve lig yayın hakkının bu kadar yüksek çıkması için elinden gelen desteği sağladı. Devlet kurumları üzerinden lige isim verildi, sponsor olundu. Dolayısıyla devlet zaten yapması gereken her şeyi fazlasıyla yaptı. Borçlar silindi bir kısmı yapılandırıldı ama değişen bir şey yok. Gördüğümüz bir şey finansal açıdan başarılı olan kulüplerin şirketleşen ya da şahıslar tarafından satın alınan şirketler olduğunu görüyoruz. Diğer taraftan bütün kulüplerin bir borç batağı içinde yüzdüğü gözüküyor.  Kur riskini bile yönetemediklerini görüyoruz” dedi.

“Alman futbolunun elde ettiği başarının % 50’si Türkiye’de söz konusu değil”

Futbolculara çok fazla paralar ödendiğini vurgulayan Yılmaz, “Almanya’daki toplam yayın gelirinin yaklaşık yarısı kadar yıllık gelir Türkiye var. Ama bakıldığında bir Alman futbolunun elde ettiği başarının yüzde 50’si Türkiye’de söz konusu değil. Ben şahsı olarak aktarılacak bu kaynağın toplumsal vicdan tarafında çok karşılığının olmadığını düşünüyorum” dedi.

Futbol kulüplerinin yeniden yapılandırılması sürecinden faiz oranlarının yüzde 8 olarak belirleneceğini belirten Yılmaz “ Yüzde 8 faiz ile kredilendirileceği bu dolayısıyla piyasa faizinin yüzde 25’lere yüzde 28’lere diye sevindiğimiz yerde aradaki farkın toplumun çeşitli kesiminden toplanan vergiler ile karşılanacağını da göz ardı etmememiz lazım” diye ekledi.