TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL


-ANADOLU GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI ÖZİLHAN:

-'SERMAYENİN ANADOLU'SU, İSTANBUL'U OLMAZ. SERMAYE SERMAYEDİR''

-''KİMSE ANAYASA KONUŞMAZKEN TÜSİAD ANAYASA KONUŞURDU.

AB İLİŞKİLERİNİN NE YÖNDE OLMASI GEREKTİĞİNİ KONUŞURDU.

ŞİMDİ TÜRKİYE ARTIK BUNLARI KONUŞUYOR. BUNLARIN ÇİVİSİNİ

TÜSİAD ÇAKTI. ONUN İÇİN TÜSİAD, BU TİP ÇALIŞMALARA DEVAM

ETMELİ''



İSTANBUL (A.A) – 20.10.2010 - Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) eski Başkanı Tuncay Özilhan, iş dünyasındaki bölünme tartışmalarıyla ilgili olarak, ''Bu tip bölünmelerin Türkiye'ye bir fayda getireceğine inanmıyorum. Sermayenin Anadolu'su, İstanbul'u olmaz. Sermaye sermayedir'' dedi.

''5. Anadolu Grubu Teknoloji Zirvesi'' sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özilhan, iş dünyasında bölünmelere karşı olduğunu, belirli güçler bölündüğü zaman verimliliğin düştüğünü söyledi.

Bundan dolayı Türkiye'de ne kadar güç varsa birleşmesi ve bir çatının altında olması gerektiğini dile getiren Özilhan, şöyle devam etti:

''Birçok yarım, topladığınız zaman bir tam etmiyor. Ondan bu tip bölünmelerin Türkiye'ye bir fayda getireceğine inanmıyorum. Sermayenin Anadolu'su, İstanbul'u olmaz. Sermaye sermayedir. Öyle şirketler var ki Anadolu'da faaliyet gösteriyor, İstanbul'da merkezleri var. Merkezleri İstanbul'da olup, Anadolu'nun her tarafına yayılmış şirketler var. Bu tip bölünmeler Türkiye;ye zarar veriyor.''



-TÜSİAD'IN VİZYONU SADECE EKONOMİ DEMİYOR''-



TÜSİAD'a yönelik ''siyasetle meşgul olmamalı'' yönündeki eleştirilerle ilgili olarak da Özilhan, şunları kaydetti:

''Ben daha farklı düşünüyorum. TÜSİAD'ın vizyonunu okuduğunuz zaman yalnız ekonomi demiyor. Türk insanının refahının artırılmasını, Türkiye'nin demokratik bir ülke, özgürlüklere sahip bir toplum olmasını istiyor, hedefliyor ve stratejilerini ona göre kurması gerektiğini belirtiyor. Dolayısıyla birtakım hadiseleri birbirinden koparamıyorsunuz. Ülkede bir demokrasi yoksa, bir serbest piyasa ekonomisi oluşmuyor. Ülkede birtakım özgürlükler yoksa, yine serbest piyasa ekonomisi oluşamıyor. Hepsi birbirine bağlı. Ama biz siyaseti düzgün bir platforma oturtamazsak, diğer konularda düzgün yapıları oturtamazsak ekonomi de bundan etkileniyor. Onun için TÜSİAD, yeri geldiğinde siyaseti de belirli bir hedef olarak değil, Türkiye'yi demokraside nasıl ilerletir, batı seviyesindeki bir demokrasiye nasıl çıkar, onların adımları neler olmalı, onları söylüyor. Kimse anayasa konuşmazken, TÜSİAD anayasa konuşurdu. AB ilişkilerinin ne yönde olması gerektiğini konuşurdu. Şimdi Türkiye artık bunları konuşuyor. Bunların çivisini TÜSİAD çaktı. Onun için TÜSİAD, bu tip çalışmalara devam etmeli. Toplumu yönlendirici olmalı. Tartışmaya açıcı olmalı.''



-''BİRÇOK ŞEY ARTIK RAYINA OTURDU''-



2011 yılı değerlendirmesine ilişkin de Özilhan, ''2010, iyi bir yıl. 2011'in de iyi bir yıl olacağını düşünüyorum. Birçok şey artık rayına oturdu. Birtakım ufak tefek tartışmaların dışında iş alemi önünü daha rahat görebiliyor. Türkiye;nin kredibilitesi artıyor. Türkiye, doğru yolda. Birtakım sanayileşme stratejilerini daha düzgün oturtup, birtakım projeler de ortaya çıkarırsa kimsenin şikayet edeceği bir ortam olacağına inanmıyorum'' şeklinde konuştu.

TÜSİAD'ın 40. yılında iş kadınını kapsayacak şekilde isim değişikliği çalışmalarına dair de Özilhan, bu konuda TÜSİAD Yönetim Kurulu'nun faaliyetlerinin bulunduğunu, ancak konunun Başkanlar Kurulu'na henüz gelmediğini söyledi.

Tuncay Özilhan, ''Ben iş yapmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla bunlarla uğraşacağımıza, Türkiye olarak üretmeye yönelik çalışmamızın çok daha verimli olacağına inanıyorum'' dedi.



-TÜSİAD'DAN SANAYİ STRATEJİLERİ TOPLANTISI-



Önümüzdeki günlerde TÜSİAD'ın sanayi stratejilerinin geliştirilmesiyle ilgili bir toplantı düzenleneceğinin altını çizen Özilhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Maalesef bugüne kadar sanayi stratejileri yenilenmedi, gözden geçirilmedi. Yeni politikalar tespit edilmedi. Kendi içinde bir toplantı olacak. Tahmin ediyorum bazı bakanlar da katılacak. Bunun çok daha geniş platformda yapılması gerekir. Türkiye son dönemlerde ne önemli bir demir çelik tesisi yaptı, ne ilave bir rafineri yaptı, ne bir petro kimya tesisi kurdu. Köklü ve Türkiye'nin ithalatını düşürecek, ham madde imalatını artıracak büyük yatırımlara ihtiyaç var. Bunları da hükümetin planlayıp, devreye sokması gerek. Köklü çerçevede baktığımız zaman, bunlar gerçekleştiğinde kur savaşına lüzum kalmadan Türkiye bu yöndeki sorunlarını çözebilir.''

Advertisement