Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

TBMM (A.A) - 26.10.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetin ''Sözde elitler tarafından değil bizzat millet tarafından kurulduğunu'' bildirdi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, cuma günü Cumhuriyetin 87. yıl dönümünün kutlanacağını anımsattı. Cumhuriyetin 87. yıl dönümünü kutlayan Erdoğan, ''Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kuruluş kararını alan TBMM'nin tüm üyelerini, Kurtuluş Savaşımızın tüm gazi ve şehitlerini şükranla yad ediyorum'' diye konuştu.

Cumhuriyet konusunda değerlendirmeler yapan Erdoğan, Kurtuluş Savaşı ile birlikte destani bir süreç yaşandığını ifade etti.

''Biz, tarihi geleneği, kimliği olan köklü bir milletin ve medeniyetin mensuplarıyız'' diyen Erdoğan, etnik kökenleri, mezhepleri, coğrafyaları ifade eden kelime ve kavramların millet tarifinde yetersiz kaldığını vurguladı.

Erdoğan, ''Bizi ortak tarihimiz en güzel şekilde tarif eder. Bizi ortak medeniyetimiz, ortak ideallerimiz tarif eder. Ağrı'da İshak Paşa Sarayı, Diyarbakır'da Ulu Cami, Erzurum'da Çifte Minareli Medrese, Sivas'ta Divriği Ulu Cami, Konya'da Karatay Medresesi, Edirne'de Selimiye, Ankara'da Hacı Bayram-ı Veli, İstanbul'da Sultanahmet, Süleymaniye, Topkapı bizim bir millet olarak yeryüzüne attığımız imzalardır, nişanlardır'' diye konuştu.

Şehitliklerde Türkiye'nin doğusunun da batısının da görüldüğünü, vatanın dört bir yanından gelip çarpışmış, karavanasını paylaşmış, yan yana şehit düşmüş yüz binlerce millet evladının bulunduğunu ifade eden Erdoğan, Cumhuriyetin böyle bir birlik mefkuresi üzerine inşa edildiğini kaydetti.

Cumhuriyet kuruluş felsefesinin her unsuru kucaklayan TBMM'nin iradesi ile şekillendiğini vurgulayan Erdoğan, Cumhuriyetin milletin istiklal aşkının açık bir tezahürü olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, Cumhuriyetin erdemli bir yönetim biçimi ve erdemli bir toplum inşa etme irade ve vizyonunun sonucu olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

''Bu iradeye zincir vurmak, otoriter eğilimler ve bunlar vasıtasıyla bu iradeyi baskı altına isteyen yönetimler, bu milleten her zaman gereken dersi almışlardır. Aynı şekilde bu iradeyi vesayet altına almak, küçümsemek, yok etmek isteyen karanlık odaklar, çeteler, zümreler de her zaman milletimizden gereken cevabı almışlardır. İstiklal, hürriyet ve demokrasi bu milletin değiştirilemeyecek karakteri haline gelmiştir. Cumhuriyet ve demokrasi, bu yüzden milletimizin karakterine ve engin tarihi birikimine en uygun yönetim biçimidir. Cumhuriyetin kuruluşundan nice zaman sonra ortaya çıkan, tarihine ve coğrafyasına yabancılaşmış zümrenin tamamen aksine Cumhuriyet, sözde elitler tarafından, yani seçkinlikleri kendilerinden menkul belli bir zümre tarafından değil bizzat bu millet tarafından, bu milletin tüm unsurları tarafından kurulmuştur. Dolayısıyla, Cumhuriyet asla ve asla belli bir zümrenin, belli bir kitlenin, belli bir grubun rejimi değil, bu milletin rejimidir. Sahibi de bu aziz millettir.''

''Bu millet seninle gurur duyuyor'' sloganları eşliğinde konuşmasını sürdüren Erdoğan, Cumhuriyet öncesinde ülke topraklarının çok büyük acılara şahit olduğunu, Osmanlı Devleti'nin her cephede aldığı yenilgiler sonucu çok büyük toprak parçalarını kaybettiğini vurguladı.



-''CUMHURA RAĞMEN CUMHURİYETÇİLİK YAPILAMAZ''-



Akın akın Anadolu'ya göçler yaşandığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

''Cumhuriyetimiz 87 yıl içinde güçlenerek, büyüyerek, ekonomide, dış politikada, demokratikleşmede önemli mesafeler kat ederek, Cumhuriyet öncesi korkuların tamamını artık geride bırakmış, geçersiz kılmıştır. Cumhuriyetin ilanı öncesine ait olan bölünme korkusunun, çatışma korkusunun bugün bile bir tehdit ve sindirme aracı olarak görülmesi Cumhuriyetimize ve onun ideallerine tamamen terstir, aykırıdır. Cumhuriyeti zayıf bir varlık olarak görüp, kendisine durumdan vazife çıkarıp, demokrasiye müdahale edenler, tarihimiz boyunca her zaman Cumhuriyetimize en büyük zararı verenler oldular. Ülkenin birliğinin ve bütünlüğünün tehdit altında olduğu bahanesiyle demokrasiye gölge düşürenler, siyaseti ve siyasetçiyi devre dışı bırakmaya çalışanlar ekonomiye de dış politikaya da iç politikaya da en büyük kötülüğü yaptılar. Cumhuriyeti korumak adına aslında onlar bir korku cumhuriyeti oluşturdular. Tehlikede olan Cumhuriyet rejimi değil bu korkulardan nemalanan çevrelerin imtiyazları oldu. Cumhuriyetin sahibi olmak noktasında hiç kimsenin hiç kimseye üstünlüğü yoktur ve olamaz. Bu ülkenin bürokratı, hakimi, savcısı, askeri, polisi ne kadar bu Cumhuriyetin sahibi ise bu ülkenin işçisi, köylüsü, esnafı, sanatkarı, sokaktaki vatandaşı da bu Cumhuriyetin en az o kadar sahibidir ve sevdalısıdır.

2010 yılında Türkiye'nin kalkınmasını, ilerlemesini, içerde ve dışarda güçlenmesini en önemlisi de daha demokratik ve özgür bir ülke olmasını Cumhuriyet için bir tehdit gibi gören ve gösterenler, Cumhuriyetin temel felsefesinden nasibi alamayanlardır. Hiç kimse şahsi veya zümrevi hırslarını, beklentilerini, makam ve ikbal heveslerini bu milletin çıkarlarının, bu milletin bekasının üzerine koyamaz. Böyle bir tavır içinde olamaz. Cumhura rağmen, cumhurun düşünce ve hissiyatına rağmen cumhuriyetçilik yapılamaz. Halka rağmen, halkın iradesine rağmen halkçılık yapılamaz. Cumhuriyeti sevmenin, korumanın göstergesi onu yüceltmektir, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracak politikaları hayata geçirmektir.''



-''ANKARA'DAN ÇIKAMAYANLAR HİSSEDEMEZLER''-



Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmişle kıyaslanmayacak şekilde ilerlediğini, kalkındığını, dünya genelinde takdir edilen, övülen, örnek gösterilen, saygı duyulan ve itibar edilen bir konuma ulaştığını belirten Erdoğan, ''Ankara'dan çıkamayanlar bunu hissedemezler. Sadece bedenen değil, zihnen çıkamayanlar da bunu hissedemezler'' dedi.

Hedeflerinin Türkiye'yi, Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıl dönümünde dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına sokmak olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Cumhuriyetimizin çağdaşlaşma hedeflerini hayata geçiren, Cumhuriyetin itibarını yükseltecek dış politikayı ortaya koyan, Cumhuriyeti ileri demokrasi ile güçlendiren iktidar, AK Parti iktidarıdır'' diye konuştu.

Erdoğan, Atatürk'ün ''Cumhuriyet rejimi demek demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir'' dediğini kaydederek, Cumhuriyetin ve demokrasinin icaplarını uygulamaya koyan iktidarın kendi iktidarları olduğunu belirtti.

Başbakan, ''Cumhuriyeti halktan ve milli iradeden, onun değerleri ve beklentilerinden kopuk olarak yücelttiğini zannedenler büyük bir yanlışın ve yalnızlığın içinde olmuşlardır. Aziz milletimiz geçen dönemlerde bazı iktidarların sergiledikleri yanlış uygulamalara rağmen Cumhuriyeti bağrına basmış, en geniş anlamda kabullenmiştir. Milletimiz her sandık başına gittiğinde bu Cumhuriyet idealine oy vermiş, bu ülkeyi yükselteceğine inandığı kadroları özellikle iktidara taşımıştır. Milletimizin iktidarımıza gösterdiği teveccüh işte bu sorumluluk bilincinin, sahiplenme duygusunun bir sonucudur'' diye konuştu.