KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Ünlü yatırımcı ve dünyada çok yakından takip edilen "Gloom, Doom and Boom" raporunun yazarı Dr. Marc Faber, Bloomberg HT Araştırma Müdürü Cüneyt Başaran'ın sorunlarını yanıtladı.

"Yatırım Gurusu" ya da "Dr. Kıyamet" olarak da bilinen Faber, ABD merkez bankası Fed hakkında son derece olumsuz görüşler belirtti ve Fed'in para basmasının ABD için pek bir faydası olmayacağını kaydetti. Faber, ABD ekonomisi için para basmaktan ziyade daha geniş ve kapsamlı tedbirlerin gerektiğine dikkat çekti.

G20 toplantısından çıkan sonuçlara ilişkin yorumlarda bulunan Faber, bu toplantıdan ortak bir fikre ulaşılamadığını ve ülkelerin dış ticarette avantaj sağlayabilmek için "mukayeseli devalüasyon" yaptıklarını belirtti. Faber, ABD'nin doları düşürmeye çalıştığını ve Çin Yuanı da düşünce, bunun pek bir etkisinin olmadığını söyledi. Faber, bir anlaşma yapılacaksa, bunun ABD'nin dengesizliklerini gidermeye yönelik olması gerektiğini ve ABD'nin cari açık, tüketici harcamaları ve istihdam sorunlarını gidermeden, dünyada sorunların çözülmeyeceğini belirtti.

Ekstra para basması konusunda Fed'i eleştiren Faber, parasal genişlemeye gidildiğini, ancak önemli noktanın bu paranının nereye gideceği olduğunu kaydetti. ABD'nin para basmasının diğer ülkelere yaradığını belirten Faber, bu paradan gelişmekte olan ülkelerin, Türkiye'nin faydalanmakta olduğunu sözlerine ekledi. Faber, ABD'nin para basmasının Asya ülkelerinde üretim yoğunlaşmasına neden olduğunu ve tüm dünyanın ABD'ye müteşekkir olması gerektiğini kaydetti.

Fed'in para basması konusundaki eleştirilerini sürdüren Faber, parasal genişlemenin sürmesi durumunda ve Fed gelecek hafta ikinci tur parasal genişleme paketi açıklarsa, bu beklentinin piyasalarca zaten satın alınmış olmasından dolayı fazla bir etkisinin olmayacağını ve piyasaya satış getirebileceğini belirtti. Faber, bu paketin etkisiz olmasının üçüncü bir parasal genişleme ihtiyacı getirebileceği ve ABD'nin daha da para basabileceği uyarısında bulundu.

Bloomberg HT Araştırma Müdürü Cüneyt Başaran'ın diğer ürünlerde ve özellikle emtia grubundaki gelişmelere ilişkin sorusunu da yanıtlayan Marc Faber, emtia grubunda 2001 ve 2006 yıllarında güçlü çıkışlar olduğunu, 2007 yılında faiz sıfıra yaklaşınca, 2009'dan bu yana emtia grubunda tekrar hızlı bir yükseliş yaşandığını belirtti. Faber, sanayi emtialarının ve tarım emtialarının yükseldiği, altın ve gümüş piyasasının doymuş olduğu ve bu nedenle satış gelebileceği,  aşağı dönüş olabileceği şeklinde görüş bildirdi.

Gelişmekte olan piyasalarda balon noktasına yaklaşılıp yaklaşılmadığı yolunda bir soruya ise Faber, Tayland, Filipinler ve Endonezya Borsalarının dolar bazında yüzde 50 arttığını ve bu durumun balon yaratıp yaratmadığının iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Dünyanın çok önemli bir dönüşüm noktasında olduğunu söyleyen Faber, ekonomik güç dengesinin Batı'dan gelişmekte olan ülkelere kaydığını, güç dengesindeki bu kayışın bir iki yıl değil 10-20 yıl sürebileceğini ve jeopolitik sonuçlarının olabileceğini sözlerine ekledi. Faber, ABD ve Batı'nın önemi azalırken, Çin, Hindistan ve belki de Rusya'nın öneminin artacağını belirtti.

Başaran'ın "Türkiye'de borsa yılbaşından bu yana yüzde 35 yükseldi. Ülkenin risk primi İtalya ve İspanya gibi ülkelerden daha düşük. Acaba Türkiye'de ve gelişmekte olan ülkelerde satış gelir mi, Türkiye bu konumunu sürdürebilir mi? şeklindeki sorunusuna ise Faber, ikinci parasal genişlemenin satış getirebileceğini, ancak bu satışların düzeltmenin ötesine geçmeyeceğini söyledi. Hisse senetlerine ve biraz da kıymetli metallere yatırım yapılabileceğini kaydeden Faber, antika ve sanat eserlerinin de yatırıma konu olabileceğini söyledi. Faber, ABD'de reel faizlerin uzun süre sıfır ya da negatif kalacağını ve bunun da ABD tahvilleri için olumsuz olacağını, bu nedenle, özellikle Orta Asya ve Türkiye'de konumlanmış iyi firmaların hisselerinin alınabileceğini sözlerine ekledi.

 

Advertisement