Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

İSTANBUL (A.A) - 04.11.2010 – Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, politika uygulamalarında ısrarla, inatla doğruları yapan bir ülke olduklarını belirterek, ''Serbest ticaret, serbest sermaye hareketleri ve serbest kurdan yanayız. Bu konuda 8 yıldan sonra bir taviz, bir farklı uygulama kimse bizden beklemesin, olmayacak'' dedi.

Babacan, The Economist tarafından düzenlenen ''Değişim Sürecinde Türkiye-Türk Hükümetiyle 18. Yuvarlak Masa Toplantısı''nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Ortadoğu'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Kuzey Afrika'da ve Orta Asya'da çok daha etkili, Rusya, Çin, Hindistan ve Güney Amerika ile ilişkileri geliştirmesi, Afrika'da 12 tane büyük elçiliğe 18 tane daha ekleniyor olmasının; Türkiye'nin sahip olduğu kültür, tarihi miras ve içinde bulunduğu coğrafyanın bir bakıma kendilerine yüklediği doğal bir görev olduğunu söyledi.

Türkiye'nin başka bölgelerde daha aktif olmasının AB sürecinden uzaklaşması anlamına gelmediğini belirten Babacan, ''Bundan rahatsız olanlar olabilir. Yeni Türkiye'nin farkına varmak lazım. 8 yıldır Türkiye'nin içinden geçtiği bu dönüşümün sonuçlarını mutlaka dikkate almak lazım. Türkiye için ekonomik, sosyal, siyasi transformasyon olmuştur'' dedi.

Babacan, Türkiye'nin enerji konusunda bölgesinde gittikçe etkin bir ülke olduğunu, özellikle çok önemli enerji hatlarının geçtiği ve geçeceği bir ülke konumunda bulunduğunu, uluslararası enerji politikalarına katkılarının büyük olacağını söyledi.

Türkiye'nin artık çok daha açık bir toplum haline geldiğini ifade eden Babacan, ''Tabuların, yasakların hızla kalktığı bir ülkedir. 1-2 yıl önce korkulan, anılmaya, ağza alınmaya çekinilen bazı ifadeler, kavramlar bugün artık açık açık konuşulmaktadır. Artık tartışan bir Türkiye var. Tartışmaktan, konuşmaktan korkmayan bir Türkiye var'' dedi.

Referandum ve anayasa değişikliği sonrasının, Türkiye'de artık demokrasinin kalitesinin yükseldiği, gerçek anlamda bir sivil demokrasinin artık Türkiye'ye yerleşmeye başladığı bir dönemi de beraberinde getirdiğini ifade eden Babacan, keyfiliklerin önüne geçme ve ortak akıl ürünü politikalar oluşturmanın yine Türkiye'nin uzun vadeli sürdürülebilir istikrarlı büyümesinin temeli olduğunu vurguladı.



-''KİMSEYİ ŞAŞIRTMADIK''-



Ali Babacan, Türkiye'nin pek çok reform yaptığını, AK Parti kurulduktan sonra yoğun bir şekilde program hazırlığı içerisine girdiklerini, 8 yıldır aynı şeyleri yapıyor olmanın rahatlığı içerisinde olduklarını, kimseyi şaşırtmadıklarını söyledi.

Kendi politikalarını 2002 seçimlerinden önce detaylı şekilde açıkladıklarını, henüz IMF ile tanışmadan ne yapacaklarını ortaya koyduklarını ifade eden Babacan, ''Ne dediysek yaptık. Üstelik ısrarla, inatla yaptık. Neler geldi geçti. 2004, 2005, 2006, dalgalanmalar, son kriz... Ne yaptık? Temel politikalarımızdan asla taviz vermedik'' diye konuştu.

2002'de Türkiye'nin bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 12 olduğunu hatırlatan Babacan, ''Biz yüzde 12 açığı aldık, 2006'da yüzde 1 fazlaya döndük. 2007-2008 açık tekrar yükseldi. Geçen sene ortaya koyduğumuz orta vadeli programda bu açıkları kademe kademe aşağıya çekmeye başladık'' dedi.

Serbest kur rejimi ve serbest sermaye hareketleri istisnasız bir şekilde uyguladıklarını vurgulayan Babacan, ''İyi günde, kötü günde... 'Bugün rüzgar kuvvetli esiyor hadi şurada politikayı değiştirelim, ileride acaba yağmur mu yağmur, hadi şurada şöyle bir değişiklik yapalım.' Temel politikalarda bu tür şeyler olmaz'' görüşünü dile getirdi.

Dünya bütçe açıklarının son derece yüksek olduğu, gelişmiş ülkelerin ekonomileriyle ilgili çok ciddi riskler oluştuğunu, yüksek borç ve yüksek kamu açıklarının o ülkeler için uzun vadede büyümenin üzerinde risk ve baskı kaynağı olduğunu söyledi.



-''TÜRKİYE'NİN RİSK ÖLÇÜTLERİ ÇOK DAHA İYİ NOKTALARDA''-



Türkiye'de mali sıkılaştırmayı herkesten önce, geçen yıl haziran ayında başladıklarını belirten Babacan, programı açıkladıktan sonra Türkiye'nin kredi notlarının artmaya başladığını hatırlattı. Babacan, ''Piyasalar açısından baktığınızda Türkiye'nin bugün risk ölçütleri şu anda AB'ye üye, avro bölgesinde, hatta G-7 üyesi olan ülkelerle mukayese ettiğimizde çok daha iyi noktalarda'' dedi.

Türkiye'de ilk 6 aydaki yüzde 11'lik büyümenin ana kaynağının tüketim ve özel sektörün yatırım harcamaları olduğunu bildiren Babacan, durumu müsait olduğu halde bankaların kredi kullandırmakta çekindiği ülkeler bulunduğunu, daha kötüsünün bankaların kendisinin zorluk çektiği ülkeler olduğunu söyledi.

Ali Babacan, ''Türkiye'de bu da olmadı. Türk bankacılık sektörü bu krizde çok iyi bir sınav verdi. Son krizde Türk bankalarından tek bir tanesi hiçbir sorun yaşamamıştır'' dedi.

Hükümet ile parlamentonun birlikte çalışmasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Babacan, pek çok ülkede reform ihtiyacı bulunduğunu söyledi.



-''GÜNLÜK ESEN RÜZGARLARLA POLİTİKA DEĞİŞTİRMEYEN BİR HÜKÜMETİZ''-



Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, dünyanın hala zor dönemlerden geçtiğini, temellerdeki sorunların durduğunu, bankacılık sisteminin hala problemli olduğunu, bütçe yapılarının son derece bozulduğunu ifade etti.

Bazı ülkelerde işsizliğin büyümeye devam ettiğini, yüksek işsizliğin o ülkelerin büyüme oranları üzerinde çok ciddi baskılar oluşturmaya devam edeceğini belirten Babacan, ''Zor bir dönem. Ancak bu zor dönemlerde dahi temel ilkelerden taviz vermemek gerekiyor. Korumacılık, ticaretle ilgili kısıtlamalar. Bunların hepsi yanlış yollar...'' dedi.

Türkiye'nin dünyada 16. büyük ekonomi olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

''Politika uygulamalarında ısrarla, inatla doğruları yapan bir ülkeyiz. Serbest ticaret, serbest sermaye hareketleri ve serbest kurdan yanayız. Bunu da ısrarla, inatla sürdürüyoruz. Bu konuda 8 yıldan sonra bir taviz, bir farklı uygulama kimse bizden beklemesin, olmayacak. Güven bizim ana temamız. Her sabah yeni bir kararla uyanmamak büyük bir önem taşıyor. Biz doğruları yaptıktan sona Türkiye ekonomisinin yükselişi devam edecektir.''

Bütün dünyada istihdamın temel sorunken, geçen yılın ikinci çeyreği ile bu yılın ikinci çeyreği karşılaştırıldığında Türkiye'de 1,5 milyon yeni istihdam yaratıldığını bildiren Babacan, dünyada son derece kritik dönemlerden geçildiğini söyledi.

Babacan, ''G-20 masası etrafında aldığımız kararların hepsi Türkiye'nin yaptığı doğruları bir bakıma diğer ülkelere 'yapsınlar, etsinler' diye anlattığımız, konuştuğumuz kararlar. G-20'de ne tartışılıyorsa Türkiye zaten 1-1,5-2 yıl önce onların hepsini yapmış bir ülke. Biz günlük esen rüzgarlarla politika değiştirmeyen bir hükümetiz'' şeklinde konuştu.