Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

ANKARA (A.A) - 01.04.2011 - Shell Türkiye Başkanı Ahmet Erdem, Türkiye'nin, hiçbir önemli şirketin göz ardı edemeyeceği bir ülke haline geldiğini belirtti.

Shell Türkiye'den yapılan açıklamaya göre, Erdem, Londra'da düzenlenen DEİK Grow With Turkey (Türkiye ile Büyüme) Konferansı'nda yaptığı konuşmada, dünyada her saniyede 5 bebek dünyaya geldiğini hatırlatarak, 2050'de dünya nüfusunun 9 milyara çıkmasının beklendiğini ifade etti.

Gelişmekte olan pazarların büyümelerinin en yoğun enerji gerektiren aşamalarına adım attıklarını belirten Erdem, gelişen ekonomilerin öngörülen hızla büyümeye devam etmeleri halinde global enerji talebinin 2050 itibarıyla 2000 yılındaki seviyelerinin 3 katına çıkacağını kaydetti.

Bu talebin karşılanmasında, inovasyonun, verimliliği geliştireceğini ve büyümeyi yüzde 20 civarında karşılayacağını anlatan Erdem, enerji kaynaklarının da yüzde 50 oranında artacağını, ancak yine de arz ve talep arasında, sektörün 2000 yılındaki büyüklüğü kadar büyük bir boşluk oluşacağını belirtti. Bu boşluğun, talebin yönetilmesi, enerji kaynaklarındaki önemli sıçrama veya her ikisinin birleşmesiyle kapatılabileceğini ifade eden Erdem, artan tüketimin çevreyi de etkileyeceğini kaydetti.

Son birkaç yılda doğal gazın ikmal ve tedariğinin Kuzey Amerika'daki sıkışmış gaz bolluğu ve Avustralya'da kömür yataklarından elde edilen metan sayesinde çok kolaylaştığını belirten Erdem, şunları kaydetti:

''Bu kaynaklar Amerika'ya gidecek olan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) miktarını müsait hale getirdi ve hatta başka ülkeleri de kendi gaz kaynaklarını keşfetmeye yönlendirdi. Doğal gazın bol ve erişilebilir olması, düşük karbon ayak izinin olması gelecekte de rolünün önem kazanacağına işaret etmektedir.

Uluslararası Enerji Ajansı IEA'nın referans senaryosu, 2030'daki temel talebin neredeyse yüzde 50'sinin petrol ve gazla karşılanacağını öngörüyor. Bildiğimiz gibi Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya'yı kucaklayan stratejik konumu nedeniyle dünyadaki kanıtlanmış petrol ve gaz rezervlerinin yüzde 70'inden fazlasına yakın konumdadır. Bu konumuyla da önemli bir transit yolu ve potansiyel merkez olma özelliğine sahiptir. Bu özellik Hazar, Orta Asya ve Irak'ta oluşacak yeni kaynakların oluşmasıyla daha da artacaktır.

Türkiye, şu anda dünyanın en büyük 16. ekonomisine sahip ve önümüzdeki on yıl içinde, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olacağı tahmin ediliyor. Türkiye'nin enerji talebi de buna paralel olarak büyümektedir. Tahminler bu eğilimin, hızlı kentleşme ve sanayileşme sonucu gerçekleşen artışla birlikte devam edeceğini, 2020'de 220 milyon tona eşit petrole ulaşacağı öngörülüyor. Bu rakam, şu andaki rakamların yüzde 100'ünden de fazladır.

Elektrik talebi de son yıllarda önemli bir artış göstermiş ve 1990'dan beri neredeyse dört katına çıkmıştır. Akaryakıt tarafında ise vergi politikası nedeniyle dizel ve Oto LPG, benzinden daha hızlı artış gösteriyor. Bu gerçekliğin dezavantajlarından biri, toplam enerji talebinin yaklaşık yüzde 30'unun yerel kaynaklardan (çoğu kömür), kalanının ise çeşitli dış alımlarla karşılanmasıdır.''

Serbestleşme ve yasaların geliştirilmesi konusunda çok önemli çalışmalar yapıldığını ve Türkiye'nin bunların faydasını görmeye başladığını belirten Erdem, piyasanın daha fazla serbestleşmesi, özellikle de gaz piyasasındaki serbestleştirme, yasal ve mali istikrar ekonominin lehine olacağını ifade etti.

Ahmet Erdem, yerel petrol ve gaz üretiminin, bu enerji kaynaklarına yönelik talebin yalnızca yüzde 7 ve yüzde 2'sini karşılaması nedeniyle, Türkiye'nin kendi kaynaklarından daha fazla yararlanabilmesi açısından ülke içinde ve dışında daha fazla arama yapılmasının teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin, Shell için önemli bir ülke olduğunu belirten Erdem, Türkiye'nin, artan gaz ve petrol talebini kendi kaynaklarından karşılamaya ihtiyacı bulunduğunu ve bunu arttırmak için arama ve üretime daha çok ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti.

Türkiye'nin genç ve büyüyen, eğitimli bir nüfusa sahip olduğunu vurgulayan Erdem, Türkiye'nin yüksek eğitimli profesyonelleri ve girişimcileriyle, teknolojik inovasyona olan yatkınlığıyla başarılı bir gelecek vaat ettiğini ifade etti. Erdem, Türkiye'nin, hiçbir önemli şirketin göz ardı edemeyeceği bir ülke haline geldiğini belirtti.