Advertisement
HABERLER ABONE OL

Sanayi ve Ticaret Bakanlığının onayı ile kooperatifler için kuruluş işlemlerinde esas alınmak üzere ''Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesi'' uygulamaya konulurken, onay kapsamında söz konusu ana sözleşmenin aynen kabul edilmesi kaydıyla kuruluş izin yetkisi Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerine devredilen kadın kooperatifleri bundan sonra AB-Kalkınma Ajansı gibi kuruluşların hibe programlarından, kalkınma ajansları, İŞKUR ve KOSGEB desteklerinden yararlanabilecek.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü tarafından kadın kooperatifi örnek ana sözleşmesi ve kuruluş işlemlerine ilişkin Valiliklere (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlükleri) gönderilen genelgede, Bakanlığın onayı ile ortaklarının çoğunluğu kadınlardan oluşan ve özet olarak amacı ''ortaklarının ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçları ile ekonomik girişimleri kapsamında yer alan mal ve hizmet üretimi ve bunların pazarlanmasına yönelik ihtiyaçlarını karşılamak suretiyle ortaklarının ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmalarını teşvik etmek, desteklemek ve sağlıklı bir çevrede yaşamalarını temin etmek'' olan kooperatifler için kuruluş işlemlerinde esas alınmak üzere ''Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesi''nin uygulamaya konulduğu belirtildi.

Genelgede, onay kapsamında örnek ana sözleşmenin aynen kabul edilmesi kaydıyla kooperatiflerin kuruluşuna izin verme işlemlerinin Valiliklerce (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü) yürütülmesinin uygun görüldüğü belirtilerek, kadınların ekonomik girişimlerinin desteklenmesi ve kadın girişimciliğinin özendirilmesine yönelik çalışmaların bu kesimde yer alan düşük gelir gruplarının ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan durumlarının iyileştirilmesine katkı sağlayacağı gibi istihdamın genişlemesine de olumlu etki yapacağı bildirildi. Genelgede, bu itibarla söz konusu kooperatif kuruluşlarının teşvik edilmesi amacıyla Valiliklerce (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü) ilgili kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle vatandaşları bilgilendirme toplantıları yapılmasında yarar görüldüğü vurgulandı.

KAMU KAYNAKLARINDAN YARARLANDIRMA ÇALIŞMALARI

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, konuya ilişkin AA'ya yaptığı açıklamada, kooperatiflerin günümüzde yalnızca üretim gücü zayıf kesimlerin dayanışma kuruluşu olmaktan çıkıp, ekonomik ve ticari hayatta kendine has özellikleri sayesinde başarılı girişim örnekleri haline geldiğini belirterek, dünyada kamu sektörü ve reel sektörle birlikte üçüncü bir sektör olarak değerlendirilen kooperatifler ve sivil toplum kuruluşlarının toplumun sosyal sermayesini, birlikte iş yapabilme yeteneğini, demokrasi kültürünü ve verimliliği artırabildiğini kaydetti.

Kooperatiflerin dünyada yoksulluğa çözüm olması ve istihdamı artırması açısından önemli ekonomik kalkınma araçları olduğunu, özellikle yoksulluktan-işsizlikten en çok etkilenen dezavantajlı grup olan kadınların kadın kooperatifleri kurarak bu durumu aşmaya çalıştığını belirten Ergün, şu değerlendirmeyi yaptı:

''Türkiye nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan kadınların yüzde 64'ü şehirlerde, yüzde 36'sı köylerde yaşamaktadır. Kadınlarımızın yüzde 80,6'sı okur-yazar olup, bunların sadece yüzde 3,9'u yüksek okul mezunudur. Kadınların yüzde 82,6'sı ücretsiz aile işçisi konumundadır. Bu veriler kısaca ülkemizde kadının dezavantajlı konumunu ortaya koymakta ve ekonomik kalkınmada kadının yer alması gereğini vurgulamaktadır.

İstihdam ve yoksullukla mücadele noktasında özellikle ekonomik yönden güçsüz kişilerin oluşturduğu kadın kooperatifleri önem kazanmaktadır. 2000'li yıllar sonrası kadın kooperatiflerinin sayılarında artış görülmekte ve bugün ülkenin dört bir tarafında 100'den fazla kadın kooperatifi bulunmaktadır. Kadın kooperatifleri genelde istihdam, çevre ve kültür faaliyeti konuları çerçevesinde işletme kooperatifi biçiminde kurulmaktadır. Ev eksenli çalışanlar ise küçük sanat kooperatifi biçiminde örgütlenmeyi tercih etmektedirler. Kadın kooperatifleri üretim ve işletmeyi de içerdiği için sürekliliği sağlamakta, kadınlar bu kooperatiflerde çalışma, üretme ve para kazanma imkanı bulmaktadırlar. Başka bir işte çalışma imkanı olmayan kadınlar için ideal bir ortam oluşturmaktadır. El emeği ve göz nurunun üretime dönüştürülerek ticarileştirilmesini sağlamanın yanında, toplumsal sosyal sermayenin gelişmesine de önemli katkı sağlamaktadırlar.

Kadınların ekonomik girişimlerinin desteklenmesi ve kadın girişimciliğinin özendirilmesine yönelik çalışmalar, bu kesimde yer alan düşük gelir gruplarının ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan durumlarının iyileştirilmesine katkı sağlayacağı gibi istihdamın genişlemesine de olumlu etki yapacaktır. Bakanlık olarak 2011 yılında 'örnek ana sözleşme' hazırlanarak bu kooperatiflerin kuruluş işlemlerine ilişkin yetki Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerimize devredilmiştir. Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerimizce her ilin kendi özelliğine uygun kadın kooperatiflerinin kurulmasına yönelik çalışmalar aralıksız devam etmektedir. Bunun yanı sıra özelde kadın kooperatiflerinin kamu kaynaklarından yararlandırılmasına yönelik çalışmalarımız sonuçlandırılmıştır. Bu çalışmalar sonrasında kamu kurumları tarafından değişik başlıklar altında sağlanan desteklerden kadın kooperatiflerinin de yararlanması imkanı getirilmiştir.''

''UYGUN BAŞVURUSU BULUNANLARIN MAĞDUR EDİLMEMESİ...''

Bakan Ergün, kadın kooperatiflerine yönelik kurumların sağladığı destekleri; AB-Kalkınma Ajansı gibi kuruluşların hibe programlarından, kalkınma ajanslarının hibe desteklerinden, İŞKUR ve KOSGEB desteklerinden yararlandırılması olmak üzere dört ana başlıkta ele aldı.

Türkiye'nin AB'ye aday ülke olması nedeniyle, AB'nin 2007–2013 dönemi için aday ülkeleri tam üyeliğe hazırlamak ve üye ülkeler ile aday ülkeler arasındaki ekonomik ve sosyal farklılıkları azaltmak amacıyla AB'nin yapacağı yardımların ''Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA)'' adı altında birleştirildiğinin altını çizen Ergün, IPA kapsamındaki yardımların kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, bölgesel ve sınır ötesi işbirliği, bölgesel kalkınma, insan kaynaklarının geliştirilmesi ve kırsal kalkınma olmak üzere beş bileşenden oluştuğunu ifade etti.

Kooperatiflerce Bakanlığa iletilen bazı talep ve başvurularda, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarlığının görev ve yetki alanında faaliyet gösteren kalkınma ajansları tarafından yürütülen mali destek programlarından yararlanmak üzere başvuruda bulundukları, ancak kooperatiflerin KOBİ ya da sivil toplum kuruluşu olmadıkları gerekçesiyle bazı kalkınma ajansları tarafından başvurularının kabul edilmediğinin belirtildiğine dikkati çeken Nihat Ergün, Bakanlıkça kooperatiflerin hukuki yapıları ve işlevleri hakkında DPT'ye bilgi verilerek bunların da kalkınma ajanslarına yapacakları başvuruların değerlendirilmesinin talep edildiğini söyledi. Ergün, bu talep üzerine DPT'nin Bakanlıkça belirtilen görüşler çerçevesinde kooperatiflerin hukuki yapıları ile amaç faaliyet konularının her mali destek programı bakımından dikkatlice incelenmesi, bu çerçevede uygun başvurusu bulunan kooperatiflerin mağdur edilmemesinin uygun olacağı konusunun kalkınma ajanslarına yazılı olarak bildirdiğini kaydetti.

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından çeşitli kurum ve kuruluşlar ile işbirliği içerisinde hizmet satın alınarak işgücü yetiştirme kurslarının düzenlendiğini, bu kapsamda kurs masraflarının İŞKUR tarafından karşılandığını ifade eden Ergün, kadın kooperatiflerinin de İŞKUR tarafından işbirliği yapılabilecek kuruluşlar arasında yer aldığını, kadınlara meslek edindirmek amacıyla İŞKUR ile kadın kooperatiflerinin işbirliği yaparak işgücü yetiştirme kursları düzenleyebileceklerini vurguladı.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, kadın, çevre, kültür ve işletme kooperatiflerinin eğitim, spor, sanat ve sağlık alanları dışında faaliyet göstermeleri ve faaliyetlerinin KOBİ'leri ve girişimcileri geliştirmeye yönelik olması kaydıyla KOSGEB'in uygulamalı girişimcilik eğitim modelleri ile meslek kuruluşu proje desteği programlarından KOSGEB ile işbirliği yaparak yararlanabileceklerini, kadın kooperatiflerinin de meslek kuruluşu proje desteği almalarının mümkün olduğunu, kooperatiflerin bu desteklerden yararlanabilmek amacıyla bölgesindeki KOSGEB hizmet merkezi müdürlüğüne başvurmalarının gerektiğini bildirdi.

Nihat Ergün, ayrıca bazı Bakanlıkların yeniden yapılandırıldığını, bu kapsamda Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına dönüştüğünü, ticarete yönelik birimlerinin de yeni kurulmuş olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı altında yapılandırıldığını, kooperatifçilik hizmetlerinin de Gümrük ve Ticaret Bakanlığına devredileceğini, kadın kooperatifleri ile ilgili olarak yürüttükleri bu çalışmaların Gümrük ve Ticaret Bakanlığı çatısı altında devam edeceğini bildirdi.

''KADIN KOOPERATİFLERİ 20 BİN KADINA ULAŞTI''

Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Şengül Akçar da Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü verilerine göre; Türkiye'de 2010 yılı rakamları dikkate alındığında istihdama katılan kadınların yüzde 42,4'ünün tarım sektöründe, yüzde 15,9'unun sanayi sektöründe, yüzde 41,7'sinin hizmetler sektöründe çalıştığını bildirerek, işteki durumları açısından bakıldığında 100 kadından sadece 14,1'inin kendi hesabına ve işveren konumunda çalıştığını, 50,7'sinin herhangi bir ücret ya da yevmiye karşılığında çalıştığını, 35,2'sinin ücretsiz aile işçisi olarak çalışma yaşamında yer aldığını belirtti.

Köyden kente göçü yoğun olarak yaşayan Türkiye'de köyde iş gücü içinde görülen kadının, kente geldiğinde yeterli eğitim ve mesleki bilgi beceriye sahip olmaması nedeniyle kent iş gücü piyasasına giremediğine dikkati çeken Akçar, iş gücüne katılmayan 100 kadından 61,5'inin iş gücüne katılmama nedeni olarak ev kadını olmalarını gösterdiğini, bu olgunun hem kırda hem de kentte kadının iş gücüne katılımını azalttığını, gelir azlığı nedeniyle çalışmak zorunda kalan kadının sosyal güvencesiz düşük statülü işlerde çalışmak zorunda kaldığını ifade etti.

Akçar, Türkiye'de kadın kooperatiflerinin son 8 yılda hızlı bir biçimde yaygınlaştığını ve yürüttüğü çalışmalarla 20 bin kadına ulaştığını belirterek, günümüzde bu kooperatiflerin çatısı altındaki binlerce kadının hem kendileri hem de çevreleri için yaşamı yeniden ürettiğini, kaynaklarını çok büyük ölçüde kendileri yaratarak çok ciddi boyutlarda toplum yararına çalışmalar yürüttüklerini anlattı. Akçar, sosyal, ekonomik ve kültürel olanaklardan yararlanamayan, daha önce hiç evlerinden çıkmamış kadınların artık kooperatiflerde buluştuğunu, okul öncesi çocuk eğitim hizmetleri sunduğunu, engelli çocukları için öğrenme merkezleri açtığını, ortaklaşa ekonomik girişimlerde bulunduğunu, kadınlara yönelik eğitim çalışmaları yaptığını, danışmanlık verdiğini, meslek edindirme ve beceri kursları düzenlediğini söyledi.

Şu anda Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı, unvanında ''kadın'' ibaresi bulunan 90'ın üzerinde kadın kooperatifi bulunduğunu, bunların yaklaşık 70'inin aktif olarak çalıştığını kaydeden Akçar, ayrıca üyeleri sadece kadınlardan oluşan 28 tarım ve 1 konut kooperatifi bulunduğunu bildirdi.

Kooperatiflerin Türkiye'de ticari işletme gibi görüldüğüne dikkati çeken Akçar, iş üretmelerinin yanı sıra pek çok sosyal faaliyet yürüten kadın kooperatiflerine ilişkin mevzuat değişikliğinin şart olduğunu, birçok sosyal faaliyet yürüten kadın kooperatiflerini ''ihtiyaç odaklı örgütlenme noktaları'' olarak değerlendirmek gerektiğini vurguladı.

Akçar, kadın kooperatiflerinin kurulmasıyla ilgili yetkinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığından Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerine devredilmesiyle kuruluş ve uygulamada birtakım kolaylıklar getirildiğini, kuruluş süreci ve yaygınlaşmanın hızlanacağını ifade etti.