Kredi derecelendirme kuruluşları ne kadar gerçekçi?
Euro Bölgesi'ndeki çevre ülkelerin kredi notlarını çöpe atan kuruluşların kredibilitesi ciddi olarak sorgulanıyor
İrlanda'nın kredi notunun Moody's tarafından "çöp seviyesine" çekilmesinin ardından, gözler kredi derecelendirme kuruluşlarının Avrupa notlarına çevrildi.
Moody's'in Salı günü İrlanda'nın kredi notunu 3 kademe birden indirerek Ba1 ile çöp ilan etmesinin ardından Avrupa'dan tepkiler yükselmeye devam ediyor.
Cumhuriyet gazetesi ise Reuters'ın tüm Euro Bölgesi ülkelerine ait kredi notunu gösteren bir tabloyla Avrupa'daki borç krizinin derinleştiğini duyurdu.
Tablo, Moody's, Standard&Poor's ve Fitch Ratings'in Euro Bölgesi'ndeki tüm ülkelerin kredi notunu ve borç miktarlarını gösteriyor. Kredi notu tablosunda merak uyandıran nokta ise borç miktarları ve kredi notları arasındaki ilginç durum.
Avrupa Birliği tarafından kurtarılmış olan Yunanistan, İrlanda ve Portekiz'in kredi notları yatırım yapılamaz seviyelerinde ya da yakınlarında seyrederken, borç miktarı bu ülkelerin çok daha üzerinde olan Fransa, Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda ile mali kriz riski bulunan İspanya ve İtalya'nın kredi notları hâlen daha en yüksek derecelendirmeye sahip bulunuyor.
Tabloya göre Yunanistan'ın 390 milyar dolar, İrlanda'nın 130 milyar dolar ve Portekiz'in ise 184 milyar dolarlık borç sorunu var. Ancak en yüksek kredi notlarına sahip olan ülkelerden Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda'nın borç miktarı, tüm bu 3 ülkenin üzerinde seyrediyor.
Avrupa Birliği'nin öncü kuvvetleri Fransa'nın borç miktarı 1,872 milyar dolarken, Almanya'nınki ise 1,593 milyar dolar olarak gösteriliyor. Bu 2 en yüksek kredili nota sahip ülkeyi ise 449 milyar dolarlık borç miktarıyla Hollanda ve 448 milyar dolarla Belçika takip ediyor.
Henüz kredi notlarında önemli değişiklik olmamış, ancak krizin yayılacağı söylentilerinin yayıldığı İtalya ve İspanya'nın borç sorunları ise sırasıyla 2,267 milyar ve 884 milyar dolara ulaşıyor.
Tablodaki notlar, Avrupa Birliği'nin kredi derecelendirme kuruluşlarına yönelttiği "düşüncesizce değerlendirme" eleştirilerini de haklı çıkarak nitelikte bir görünüm sergiliyor.
Finansal krizde eleştirilerin hedefi hâline gelen kredi kuruluşlarının, kredibilitesini koruyup koruyamadığı ve piyasalar üzerindeki etkileri ise çelişkili bir duruma işaret etmeye devam ediyor.
