Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Merkez Bankasının aldığı kararların eskiye nispetle farklı ve sıra dışı olduğunu kabul ettiklerini belirterek, ''Alınan bu önlemlerin bugünkü konjonktüre uygun olduğunu düşünüyoruz'' dedi.

Aydın, Türk bankacılık sektörünün Nisan-Haziran 2011 gelişmelerine ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, küresel ekonominin gelişmiş ülkelerdeki ciddi sorunlar nedeniyle önemli bir yol ayrımında bulunduğunu dile getirerek, ekonomik gündemin ilk sırasında ABD ve AB'nin alacağı kararların bulunduğunu, ya büyümenin daha yavaş bir hızda süreceğini ya da belirsizlik/yüksek riskli ortamın devam edeceğini söyledi.

Yakın dönem gelişmelerin olumsuz gelişmelere dayanıklı olmanın temel koşullarından bir tanesinin finansal kurumların özkaynaklarının yüksekliği olduğunun altını çizen Aydın, bunun en etkin yolunun özkaynakların güçlenmesini sağlayacak ve büyümesini destekleyecek oranda faaliyet karının elde edilmesi olduğunu ifade etti.

Kredilerin büyüme hızındaki yavaşlamanın daha bariz olmasının beklendiğini belirten Aydın, getirilen sınırlama dikkate alındığında ikinci yarı için büyüme marjının yüzde 7 düzeyinde gözüktüğünü, maliyet artışı ve küresel riskler nedeniyle kredi faizlerinde yukarı yönlü baskının beklendiğini söyledi.

Kredilendirmede daha seçici davranılacağını vurgulayan Aydın, ''Büyüme hızının yavaşlamasına bağlı olarak kredi talebi daha yavaş artacaktır. Kar hacmindeki düşüş, TL'nin değer kaybı ve BDDK'nın (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) düzenlemeleri dikkate alındığından sermaye yeterliliğindeki düşüşün de kredi büyümesini sınırlandırması beklenmektedir. Hane halkı ve finansal olmayan kuruluşlar açısından borçlanırken ve borçların çevrilmesinde daha dikkatli olunmalıdır'' şeklinde konuştu.

Piyasalardaki hareketlilik ve kurdaki oynaklığına ilişkin bir soruya da Aydın, ''Cari açık yapısal bir sorundur. Uzun bir süredir vardır. Yetkililer, otorite, cari açığın sebep olacağı sorunları bilmektedir ve gerekli önlemleri almaktadır. Yapısal bir sorunun kısa vadede çözümünün mümkün olmadığı hepimizin malumudur. Kurun etkisi, kredilerdeki yavaşlama elbette cari açığa olumlu katkı yapacaktır. Ancak bütçe açığı borç stoku gibi makroekonomik verilerin olumlu oluşu cari açığın kırılganlığını bertaraf etmektedir. TL istikrarlı bir para birimidir. Biz istikrarlı bir yapının devam edeceği düşüncesindeyiz'' karşılığını verdi.

Aydın, bir gazetecinin, ''Son günlerde kriz endişesinin hakim olduğu'' yönündeki ifadesi üzerine, ''Biz kriz olasılıkları üzerinde bir değerlendirme yapmıyoruz. Bizim asli yaptığımız iş, risklerin yönetilmesidir. risklerin yönetilmesi hususunda da üzerimize düşenleri yerine getiriyoruz'' dedi.

''Yıl sonu için bankaların sermaye yeterlilik oranının ne olmasını bekliyorsunuz?'' sorusu üzerine de Aydın, yabancı para kredilerinin artışının bir bölümünün kur artışından kaynaklandığını belirterek, ''Bizim bilanço içindeki Türk Lirası ve yabancı para dağılımının benzer şekilde devam edeceğini düşünüyoruz. Güçlü sermaye önemli bir şey. Sermayeyi biriktirmek lazım. Sermayeyi karla biriktiriyoruz. Karlılığımız arttıkça sermaye yeterlilik oranımız da artacaktır. Şu anda yüzde 17'ler civarında. Biz kar birikimiyle birlikte bu seviyenin altına gelmeyeceğini düşünüyoruz'' diye konuştu.



-''TCMB'NİN UYGULADIĞI PARA POLİTİKASINI DOĞRU VE YERİNDE BULUYORUZ''-



Hüseyin Aydın, ''Merkez Bankası biraz daha genişlemeci politikalar izleyebileceğine yönelik sinyaller verdi. Kredilerde yavaşlama söz konusu, döviz kurunda sert bir hareket oldu. Değerlendirmeleriniz nedir?'' sorusu üzerine de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) uyguladığı para politikasını doğru ve yerinde bulduklarını söyledi.

Merkez Bankasının piyasayı ve ekonomiyi okuma konusundaki veri ve araçlarının diğer ekonomik oyunculara nispetle daha yetkin olduğunu düşündüklerini ifade eden Aydın, ''Merkez Bankasının şu aşamada aldığı kararların, eskiye nispetle farklı ve sıra dışı olduğunu kabul ediyoruz. Alınan bu önlemlerin bugünkü konjonktüre uygun olduğunu düşünüyoruz. Merkez Bankasının son yaptığı açıklama, 'ekonomideki farklılaşma halinde uyguladığı politikalarda da farklılaşma uygulayacağını, faiz koridoruna müdahale edeceğini, genişletici politika uygulayacağını' söylemişti. Bu söylem, eşyanın tabiatına uygundur. Ekonomide sert iniş beklentisi içinde değiliz'' şeklinde konuştu.

Aydın, ''Yıl sonunda sektörde karlılık daralmasının ne kadar olmasını bekliyorsunuz?'' sorusu üzerine de ''Biz yılın sonunda karlılığın yüzde 15-18 aralığında düşeceğini öngörüyoruz'' ifadesini kullandı.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, Türk bankacılık sektörüne yabancı talebinin her zaman devam edeceğini ve sektörün hala alacağı ciddi bir yol olduğunu vurgulayarak, ''Bu da Türkiye'ye elbette yeni oyuncu girmesini cazip kılan bir unsurdur'' dedi.

Aydın, düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtlarken, Türkiye'nin artık bir sorun olduğunda önlem alan değil sorun çıkmadan önlem alan bir duruma geldiğini ifade ederek, alınması gereken tedbirlerin daha önceden alındığını, bu yönüyle ekonomi yönetimini ''fevkalade başarılı'' bulduklarını söyledi.

Türkiye'nin yerel işlemlerden, içerde meydana gelen hareketliliklerden ziyade küresel dünyada meydana gelen hareketlerden daha çok etkilendiğinin altını çizen Aydın, ''Bizim de kendimizi buradan arındırmamız, ayıklamamız mümkün değil. Doğal olarak son dönemde gördüğümüz şeylerin ciddi bölümünün dışsal olduğunu hepimizin kabul etmesi lazım. Ama seyre baktığımız zaman, TL'nin seyri son 10 yıla baktığımız zaman istikrarlı bir seyirdir'' yorumunu yaptı.

Şubeleşme ve istihdama dair de Aydın, yeni şube açılmazsa yeni eleman ihtiyacının ayrılanlar kadar olacağını, yeni şube açılırsa yeni çalışanların katılacağını belirterek, bankacılıkta istihdam konusundaki artışın yavaşlayarak da olsa devam edeceğini vurguladı.

Türk bankacılık sektörünün hala ''bakir bir alan'' olduğunu dile getiren Aydın, orta ve uzun vadede çalışan sayısı ve şubeleşmenin artacağını düşündüklerini söyledi.

Hüseyin Aydın, sektöre yönelik yabancı talebine ilişkin soru üzerine, ''Türk bankacılık sektörüne talep her zaman devam edecektir. Gerek aktif büyüklüğü, gerek kredi hacmi, diğer gelişmiş ekonomilerdeki bankacılık sektörüyle mukayese edildiğinde hala alacağımız ciddi bir yol olduğu düşüncesindeyiz. Bu da Türkiye'ye elbette yeni oyuncu girmesini cazip kılan bir unsurdur'' şeklinde konuştu.



-''KIRILGANLIKLAR SON DERECE SINIRLI''-



Döviz kurlarındaki yükselişle ilgili de Aydın, Türkiye'de serbest kur rejiminin uygulandığını, bu rejimde kurun fiyatının arz ve talebe göre belirlendiğini anımsatarak, son dönemdeki kurların seyrinde çok ciddi bir derinlik olmadığının altını çizdi.

Risklere dair bir soruyu ise Aydın, küresel risklere işaret ederek, ihtiyatlı yaklaşım içinde olunması ve iç tasarrufların artırılması gerektiğini belirterek, mevcut kaynakların etkin kullanımının önemli olduğunu söyledi.

Bankaların açık pozisyonuna dair soruya ise Aydın, ''Bankaların açık pozisyonu yok. Buna ilişkin zaten ekonomi yönetiminden de açıklama yapılmıştı'' karşılığını verdi.

Türkiye'de bir enflasyon riskinin söz konusu olmadığına dikkati çeken Aydın, beklentilerin dışında bir enflasyon beklemediklerini, Türkiye'nin makroekonomik verilerinin olumlu seyrettiğini, böylesine olumlu bir ekonomide kırılganlıkların da son derece sınırlı olduğunu düşündüklerini vurguladı.

Hüseyin Aydın, Türkiye'nin proaktif davrandığını belirterek, dünyadaki, komşularındaki, Avrupa'daki gelişmeleri, ülkelerin yapısını çok yakından izlediği için kısa vadede Türkiye'yi çok ciddi anlamda etkileyecek sorunların olmadığı kanaatini taşıdıklarını söyledi.

İlk 6 aylık verilere bakıldığında kamu bankalarındaki kredi artışıyla sektörün genel kredi artışının birbirine yakın olduğuna işaret eden Aydın, şunları kaydetti:

''Büyüme marjı (yılın ikinci yarısında kredilerde) yüzde 7 düzeyinde dedik. Bu A bankasında 8, B bankasında 6, C bankasında 7 olabilir. Üç aşağı beş yukarı aynı konumdayız. Birbirimizden çok ayrışmış değiliz. Sektörün oyuncuları daha seçici davranacaktır. Talepte azalma bekliyoruz. Maliyet artışları da talebi biraz daha kısacaktır. Kredi büyümesinde biz sektör olarak daha önce yaptığımız deklarasyona uygun hareket edeceğiz.''