Advertisement
HSBC İLE GELİŞMEKTE OLAN PİYASALAR ABONE OL

TCMB’nin EPS’yi sıklıkla uygulaması durumunda, TL açısından en kötü senaryonun geride kalacağını düşünüyoruz (EPS uygulamasına ilişkin açıklama birazdan gelebilir!)

Son günlerde küresel mali piyasalardaki gelişmelere atıfta bulunmadan doğrudan Türkiye kaynaklı gelişmelere odaklanıyoruz zira Türk mali piyasaları bir süredir sadece kendi iç dinamikleri, iç menşeli haberlerle hareket ediyor ve yurtdışındaki gelişmelere doğal olarak kayıtsız kalıyor.

Dün de benzer bir eğilim kaydedildi. Bu nedenle bugünkü bültenimizi de sadece yurtiçine ayıracağız. Dünün en önemli gündem maddesi, hiç şüphesiz, TCMB’nin Ocak ayı olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısıydı. Sonucu uzun süredir merakla beklenen ve analistlerin tahmin yapmakta zorlandıklarını açık bir şekilde bildirdikleri toplantı gerçekleşti. Sonucu da öngörüldüğü üzere şaşırtıcı oldu. Öncelikle, toplantı sonucuna yönelik görüşlerimizi maddelemek istiyoruz:

   a)    İlk bakışta TCMB’nın politika faiz oranlarında herhangi bir
      değişikliğe gitmediğini gördük. Hem marjinal faiz oranı (MFO) hem de
      istikrarlı faiz oranları (IFO-1 ve IFO-2) sabit bırakıldı. Kararın
      anlık piyasa tepkisi, USDTRY kurunun 2.27 seviyesine yaklaşması oldu.
      Ancak, karar metnine bakılınca TCMB’nin yeni bir faiz oranı icat
      ettiği ve bunu da mevcut politika faizlerinin üzerinde oluşturduğu
      görüldü. TCMB, ilave parasal sıkılaştırma (EPS) uygulanması gerekli
      görülen günlerde, bankalararası piyasalardaki faizlerin %9 civarında
      oluşacağını duyurdu. Bunun adı, piyasalarca örtülü faiz artırımı
      olarak adlandırıldı. Bu yeniliğin özümsenmesi sonrasında USDTRY
      kurunda 2.25 seviyesine doğru geri çekilme olsa da kafaların
      karışması nedeniyle Döviz piyasasında oldukça dalgalı bir eğilim
      kaydedildi.

   b)    Dünkü bültende, TCMB’nin koridor uygulamasını yeniden efektif hale
      getirip koridorun üst kısmında anlamlı bir faiz artırımına gitmesi
      gerektiğini belirtmiştik. TCMB’nin kararı, şeklen farklı olmakla
      birlikte esasen öngörümüz paralelinde gibi görünüyor. TCMB, 2013 yılı
      ikinci yarısındaki para politikası uygulamaları ile gecelik faiz
      oranlarındaki volatiliteyi azaltmak adına koridor uygulamasını
      inefektif hale getirmişti. Dünkü kararla birlikte TCMB’nin bundan
      geri adım attığını düşünüyor, döviz kurlarındaki dalga boyunu
      azaltmak adına kısa vadeli faizlerde bir miktar volatiliteye müsaade
      edebileceğini tahmin ediyoruz.

   c)    Ancak, kararı biraz eksik olarak yorumluyoruz zira TCMB’nin ek
      parasal sıkılaştırma yapacağı günlerde bankalararası piyasadaki
      faizleri nasıl %9’a getireceği resmi olarak belirtilmedi. Daha da
      önemlisi TCMB’nin ne kadar sıklıkla EPS uygulayacağını da bilmiyoruz.
      Muhtemelen bu belirsizlik, bu sabah saatlerinde gelecek yeni
      açıklamalarla netlik kazanacaktır. TCMB’nin EPS’yi sıklıkla
      uygulaması, ortalama fonlama maliyetini yukarı çekeceğinden dolayı
      Türk Lirası üzerinde olumlu bir etki yaratabilir. Ancak, seyrek
      uygulanacak bir EPS’nin TL’deki zayıflık sorununu çözemeyeceği
      kanaatindeyiz.

   d)    Kararla birlikte yayımlanan politika metnine baktığımızda üslubun bir
      miktar şahince olduğunu görüyoruz. TCMB, enflasyon göstergelerinin
      bir süre daha %5 hedefinin belirgin olarak üzerinde seyredeceği
      tahmininde bulunarak, para politikasındaki sıkı duruşun uzun bir süre
      devam edeceğine işaret etti. Bu ifade kendi içerisinde muğlaklık
      içerse de, enflasyon gerçekleşmelerinin olumsuz kalmaya devam etmesi
      durumunda TCMB’nin %9 olarak açıkladığı yeni faiz oranını daha da
      yukarı çekebileceği ihtimali olduğunu düşünüyoruz.

   e)    TCMB’nin açık bir faiz artırımı yerine neden bu tarz örtülü bir adım
      attığına ilişkin olarak uzun uzadıya konuşulabilir. Piyasa
      analistlerinin büyük bir kısmı politik unsurlara işaret etti. Ancak
      biz gerek yurtiçi gerekse de yurtdışı kaynaklı ekonomik ve siyasal
      belirsizler olduğu bir dönemde TCMB’nin kendine yeni bir hareket
      alanı yaratmak istediği görüşünü savunmak istiyoruz. Özellikle de
      büyümenin ivme kaybettiği, ve daha da kaybedebileceğinden endişe
      duyulduğu bir dönemde, para politikasını daha da sıkarak bu eğilimi
      pekiştirmek istemediğini düşünüyoruz. Bundan dolayı TCMB’nin EPS
      uygulamasını sadece döviz piyasasını dengeye getirmek adına
      kullanacağını, döviz piyasasının dengeye gelmesi durumunda ise EPS’ye
      başvurmayacağını tahmin ediyoruz.

   f)    Kararın piyasa yansıması, TCMB’nin EPS’yi ne derece sıklıkla
      uygulayacağına bağlı olacaktır. Bu sabah saatlerinde buna ilişkin bir
      açıklama olabilir. Ancak, dünkü karar ile birlikte TCMB önceliğini
      kısa vadeli faizlerdeki oynaklıktan alıp dövizdeki oynaklığa getirdi.
      Yani, TCMB açık bir şekilde para politikasını döviz kurlarındaki
      oynaklığı azaltacak şekilde kurgulayacağını ima etti. Üstelik, dünkü
      döviz satım ihalesinde 400 milyon dolar sattı. Bu nedenle TCMB’nin
      EPS’yi sıklıkla kullanacağını ve bunu da bu sabah saatlerinde
      yapacağı bir açıklamayla piyasalara hissetereceğini düşünüyoruz.

Bu görüşlerimizin ışığı altında, yeni bir ekonomik ya da siyasal risk oluşmaması ve yurtdışı kaynaklı olumsuz bir haberin olmaması durumunda, Türk Lirası’nda değer kaybı açısından en kötünün geride kalmış olabileceğini öngörüyoruz. Bu görüş, TL’de hızlı bir düzeltme hareketi olarak yorumlanmamalı zira ne TCMB’nin para politikası ne de satabileceği döviz miktarı bu tarz bir hareketi mümkün kılamaz. Ancak, dün itibariyle 2.27 seviyesini gören USDTRY kurunun önümüzdeki dönemde 2.20’ye doğru bir geri çekilme yapabileceğini öngörüyoruz. Bu tahminimizin gerçekleşmesi için yurtiçi yerleşiklerin son dönemde biriktirdikleri döviz mevduatlarını bozmaya başlamaları gerekiyor. Bunu takip edeceğiz. Ama, yukarıda da belirttiğimiz üzere, piyasadaki tahminlere göre iyimser olan bu duruşumuzun gerçekleşebilmesi için TCMB’nin EPS’yi sıklıkla kullanması gerekiyor. Eğer kullanmazsa, TL’deki değer kaybı eğilimi devam edebilir. Türk mali piyasalarındaki tüm finansal enstrümanlar TL’nin değerine odaklı bir eğilim kaydettiklerinden dolayı TL’deki olası bir pozitif hareket hisse senedi ve hatta bono&tahvil piyasasına da sirayet edecektir. Aksi durumda ise olumsuz hava korunabilir.


Uyarı Notu:
----------------------------------------------------------------------------------
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.  Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır.  Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir.

Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. HSBC bu dokümanda yer alan menkul kıymetler, finansal enstrümanlar veya benzeri bir yatırım enstrümanının kendi adına ve hesabına ticari amaçla alım/satımını yapabilir; son 36 ay içerisinde bu enstrümanları satın almayı taahhüt etmiş olabilir; veya yöneticiler ile çalışanlarla birlikte alış ya da satış yönünde bir pozisyon almış bulunabilir. Bu dokümanda yer alan menkul kıymetler veya finansal enstrümanların tamamı veya bir kısmının alış/satışından doğan komisyon veya masraflar HSBC tarafından veya onun adına görevli şahıslar tarafından alınabilir.

HSBC bu dokümanı, güvenilir olduğunu düşündüğü fakat bağımsız olarak doğrulanmamış kaynaklardan alınan bilgilere dayandırmaktadır.  İfade edilen fikirler ve tahminler istendiği anda bildirim yapılmaksızın değiştirilebilir. Sunulan göstergesel alım/satım bilgilerini, gerçekte HSBC'nin alım/satım yaptığı/yapabileceği alım/satım bilgileri olarak yorumlanmamalıdır. Sunulan tüm tablo ve grafikler halka açık kaynaklardan ya da kurumumuzca hazırlanmış tablolardan alınmıştır. Bu dokümanda yer alan rakamlar geçmiş performansla ya da modellenmiş geçmiş performansla ilişkili olabilir. Geçmiş performans gelecek performansın güvenilir bir göstergesi değildir.

Bu dokümanın tamamen veya kısmen çoğaltılması ya da içeriğinin HSBC'nin önceden izni olmaksızın ifşa edilmesi  kesinlikle yasaktır.

Bu doküman, dağıtımının hukuka ve ilgili mevzuata aykırı olan herhangi bir ülkedeki herhangi bir kişi veya kuruma dağıtılmak ya da bunlar tarafından kullanılmak amacıyla oluşturulmamıştır.Bu dokümanda atıfta bulunulan ürünler, yatırımlar ve işlemlerle ilgili bağımsız bir değerlendirmede bulunmak ya da araştırma yapmak tamamen kullanıcının sorumluluğunda olup, bu dokümandaki herhangi bir bilginin yatırım tavsiyesi teşkil ettiği düşünülmemelidir. HSBC size yasal, vergiyle ilgili ya da diğer uzman tavsiyeler sağlamaktan sorumlu değildir. HSBC ya da herhangi bir HSBC görevlisi, yöneticisi, çalışanı ya da acentesi işbu dokümanın tamamen ya da kısmen kullanılmasından doğan herhangi bir kayıp ya da zararla ilgili yükümlülük kabul etmez.