Advertisement

Son dönemlerde Türkiye'de yerleşik kişilerin döviz tevdiat hesapları (DTH) konjonktürdeki değişimlere karşı durağanlık sergiliyor. Halen 100 milyar dolar civarında olan DTH'lerin bu eğilimini grafikten de izlemek olası.
Faizin Merkez Bankası'nın temel politika aracı olarak kullanıldığı zamanlarda, döviz fiyatlarında yukarı yönlü hareketler ortaya çıkınca DTH hesaplarında çözülmeler başlar, faizin cazibesiyle TL'ye geçiş hızlanırdı.
Bu eğilim 2011 yılının sonlarından sonra yok oldu. Dünyada ve Türkiye'de riskler ortaya çıktığında ve TL'nin değer düşüşü hızlandığında DTH'ler geçmişin tam aksine azalmayıp artmaya başladı.
DTH'lerle ilgili bir başka gösterge de bu hesapların geniş anlamlı para arzına (M2) oranı. Bu oran geçmişte sürekli düşüş gösterirken, son bir yıldır artma eğilimine girdi.
Küresel kriz döneminde de süregiden DTH/M2 oranı azalışında en önemli neden, para arzındaki (M2) yükselişin daha fazla olmasından kaynaklandı. 2011 yılı içerisinde Merkez Bankası'nın likiditeyi daraltmasına paralel olarak DTH/M2 oranının yükselmeye başlayarak yüzde 27'lere kadar çıktığını
gözlüyoruz.
Bu tablo bize üç noktayı işaretliyor.
Birincisi, 100 milyar dolar düzeyinde "kemikleşmiş" DTH varlığı finans sisteminde mevcudiyetini sürdürüyor. Ne azalıyor, ne de artıyor.
İkincisi, ileriki yıllarda da M2'deki artışının devam edeceğini düşündüğümüzde DTH/M2 oranı zaman içinde aşağıya doğru yönelecek. Ancak bu oranın yüzde 25'in altına düşmeyeceğini de hesaba katmak gerekir.
Üçüncüsü ise, hükümetin faizleri ne pahasına olursa olsun düşürme niyeti devam ettikçe, DTH'lerin ekonominin türbülansa girdiği dönemlerde TL'nin fiyatını stabilize etme fonksiyonu gözlenmeyecek.

 

 

Dış ticaret açığı beklentileri yansıtmıyor

Ocak ayı dış ticaret açığı, beklentilerin üzerinde 7 milyar dolar olarak açıklandı. 12 aylık birikimli dış ticaret açığı ise 105.5 milyar dolarla geçen yılın aynı ayı ile hemen hemen eşit düzeyde kaldı.
Beklentilerin karşılanmamasının kanımca dört nedeni var.
■ Enerji ithalatının faturası bir türlü düşmüyor.
■ Geçtiğimiz aylarda TL'nin diğer paralara karşı değer kaybının geçici olduğunu düşünen ithalatçı, taleplerini yeterince azaltmıyor.
■ Büyümedeki azalış beklenildiği gibi güçlü değil.
■ İhracat ve ithalat fiyat hareketlerini ölçen dış ticaret hadleri de aleyhimize çalışıyor. 2009 yılının ortalarında 100'ler düzeyinde olan dış ticaret hadleri ocak ayında 89.7'ye inmiş.
Petrol fiyatlarının önlenemez yükselişi devam ettiği sürece dış ticaret dengesinin iyileşmesi konusunda fazla umutlanmamak gerekiyor kanısındayım.