G-20 Liderler Zirvesi perşembe günü Güney Kore’nin Seul kentinde başlayacak, iki gün sürecek.

Daha önce maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının hazırlığında bir araya gelecek liderlerin son gelişen olaylar üzerinde daha fazla duracağını sanıyorum.

Özellikle ABD’nin ekonomisini canlandırmak için yeniden piyasaya vermeyi kararlaştırdığı 600 milyar dolar bir çok G-20 ülkesini rahatsız ettiği biliniyor.

Ayrıca cari işlemler dengesizliğini giderecek öneri hala masada bekliyor.

Bunun ötesinde IMF’de yapılan yönetişim değişikliği liderlerin onaylayacağı tek somut karar gibi görünüyor.

YAPILMASI GEREKEN

Dünya ekonomileri kriz sonrası gelinen bu aşamada G-20 ülkelerinden aralarında daha fazla işbirliği istiyorlar. Ekonomik canlanmanın topluca hızlandırılmasını bekliyorlar. Büyümeye yönelik yapısal reformlar ve döviz kuru rejimleri üzerinde kafa yormalarını arzuluyorlar.

Ülke yetkililerinin sadece kendilerini düşünerek atacakları adımların sorunları da beraberinde getireceğini düşünüyorlar.

Ancak bu basit istek ve dilekler ne yazık ki gerçekleşemiyor.

ABD başta olmak üzere, Çin ve AB bu sıkıntılardan “ben” nasıl kurtulurum peşindeler. Krizin başlangıcında gösterdikleri işbirliğinin yerini artık bireysel uygulamalar alıyor.

ABD’nin son aldığı piyasaları likiditeye boğma kararı toplantı öncesinde ağır eleştirilere neden oldu.

Başta Almanya ve Japonya olmak üzere Brezilya, Kore ve hatta Hong  Kong seslerini iyice yükselttiler.

Alman Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin sözleri yenilir yutulur cinsten değil. “ ABD Çin’in uygulamalarını nasıl suçluyorsa şimdi kendisi de aynı şeyi yapıyor” diyor.

Avrupalılar çok sinirli. Fransızlar Euro’nun bu kadar değer kazanmasının yanlış nedenlere bağlı olduğu kanısındalar. Sorunları olan ve büyüyemeyen Euro Bölgesi’nin parasının bu denli yükselmesinin ABD’nin yanlış politikalarından kaynaklandığına inanıyorlar.

G-20’nin gelişen ülkeleri Çin’in katı döviz kuru rejimindeki ısrarı  ve ABD’deki sıfır düzeyindeki faizlere ek olarak piyasalara verilen fazla dolar likiditesi nedeniyle kendilerine yönelen kısa vadeli sermaye akımlarının fazlalaşmasından rahatsızlar.

Brezilya Maliye Bakanı ABD’nin politikasını “bir hata” diye nitelendiriyor.

Kore bu iş böyle gitmez diye radikal önlemler peşinde.

Dolayısıyla perşembe günü başlayacak toplantının ana temasını bu konu oluşturacak.

CARİ AÇIK DENGESİZLİKLERİNİ GİDERME ÖNERİSİ

Aslında umutluydum. ABD’nin cari işlemler dengesi açıklarının milli gelirin yüzde 4’ü ile sınırlandırılası önerisi liderler toplantısında tartışılır sandım.

Ne var ki son gelen haberler Çin ve Almanya’nın bu öneriye sıcak bakmadıklarını işaretliyor.

Hele Çin yetkililerinin “bu uygulama ile planlı ekonomi günlerine dönebiliriz” demesine şaşmamak elde değil. Çin’in bu kadar “piyasacı” olabileceğini hiç düşünemezdim.

Almanya da aynı fikirde. Cari işlemler açığına limit konulmasının döviz piyasasında yeni ve suni bir düzey oluşturacağını dile getiriyorlar.

G-20’in bu toplantısında dünya ekonomilerin beklediği ve herkese güven verebilecek somut kararların çıkabileceğini sanmıyorum.

Advertisement