Advertisement

Finans piyasaları bu aralarda sinirli. Seçim sonrası finans piyasalarının coşkulu olacağını bekliyorduk. Ancak tam tersi oldu.
Sonunda TL değer yitirirken, kredi ve mevduat faizlerinde tırmanış ortaya çıktı.

SIKINTININ NEDENLERİ
İçerideki sıkıntının nedenlerini şöyle sıralayabilirim.
■ Birincisi, cari açık tartışmaları. Piyasalar cari işlemler açığını azaltmak için radikal önlemlerin alınmayacağını, önlemlerin bankalar üzerinde yoğunlaşacağını ve arz tarafına yüklenileceğini yavaş yavaş özümsemeye başladılar.
■ İkincisi, Merkez Bankası'nın politika faizini artırmaması. Faizler artmadıkça Türkiye'ye gelen dış fonların getirisi düşüyor. Getiri oranları ve risk primleri sıcak paracılar ya da kısa vadeli fonları Türkiye'ye yöneltenleri tatmin etmiyor.
Bu tür fonların gelmemesi kuşkusuz sağlıklı bir gelişme. Ancak bu genelleme cari işlemler açığını makul düzeyde tutma koşulu ile geçerli.
■ Üçüncüsü, Yunan krizi kaynaklı gerginlik, fon yöneticilerini ürkütüyor. Nakitte kalmayı yeğliyorlar.
■ Dördüncüsü, Türkiye ekonomisi büyümesini yüksek bir hızla sürdürüyor. İthalat gereksinimi azalmıyor. Dış ticaret açığı giderek artıyor. Bu da döviz talebini aynı düzeyde tutuyor.
■ Beşincisi, bankalar dahil özel sektör dışarıdan orta ve uzun dönemli fon bulmada zorlanıyor. Bulsa da maliyeti bu aralarda yükseldi.
■ Son olarak, bankalar döviz mevduatlarını kullanarak yaptıkları swap işlemleri yoluyla kaynak yaratma işlemlerinin sonuna geldiler.
Tüm bu faktörler döviz arzını kısıcı yönde çalışıyor. Talepte değişiklik olmayınca ya da döviz mevduat hesaplarından TL'ye dönüş gerçekleşmeyince TL'nin diğer paralara karşı değer kaybetmesi kaçınılmaz hale geliyor.
Dün sepet bazında 1.96 düzeyini gördük.



YA APİ OLMASA
Merkez Bankası piyasayı tonlamayı sürdürüyor, faizlerin artmasını önlüyor. Açık piyasa işlemleri yoluyla verdiği likidite 20 Haziran itibarıyla 55 milyar TL civarında.
Buna rağmen bankalar zorunlu karşılıkların artırılması ve BDDK'nın son önlemleriyle uğradıkları gelir kayıplarını, kredi faizlerini artırmak yoluyla karşılamaya başladılar.
Bunun yanında dış fonlar teğet geçmeye başlayınca içeri dönüp kaynak arama yoluna gittiler. TL ve dövizli mevduat faizlerini yükselttiler.
Anlaşılacağı gibi piyasalar dengeleri yeniden kuruyorlar. Merkez Bankası'nın faiz aracını kullanamadığı yeni düzene kendilerini uyarlamaya çalışıyorlar.
"Bu nereye kadar gider" sorusunun yanıtını iki gelişmeyi izleyerek bulacağız.
■ Ekonomi yönetimi, bankaların gelirlerini düşüren kararlar aldıkça kredi ve mevduat faizleri giderek tırmanacaktır.
■ Merkez Bankası'nın APİ'den verdiği likidite miktarındaki değişimler faizlerin yönünü belirleyecektir.
Öte yandan cari açık tartışmaları sürdükçe, Yunan krizi gündemden düşmedikçe ve piyasaların Türkiye'ye karşı risk iştahında bir değişme olmadıkça TL, diğer paralara karşı değer yitirmesini sürdürecektir.