Advertisement

Mayıs ayı cari işlemler açığı 7.8 milyar dolar olarak açıklandı. Beklentilerin altında çıkmasına karşın yüksek düzeyini halen sürdürüyor.
Ekonomideki ısınmanın devam etmesi, reel döviz kurundaki olumlu gelişmelerin belirli bir zaman aralığı içinde etkisinin görülebilmesi ve son on yılda sanayinin ithalata bağımlılığındaki artışın yapısal bir sürece dönüşmesi, cari işlemler açığını bu yıl aylık bazda 7 ile 8 milyar dolarlık bir platforma oturttu.
Bunun yanında iç tasarruf oranının milli gelire kıyasla yüzde 12-13 gibi düşük bir seviyeye inmesinin de cari işlemler açığının artışına yaptığı olumsuz katkı azımsanamaz.
Sonuçta geçen yıl aylık olarak 3-4 milyar dolar düzeyinde seyreden cari açık bu yıl iki katına çıktı.
DİKKATİ ÇEKEN NOKTALAR
Mayıs ayı verilerinden dikkati çeken noktaları şöyle özetlemek olası:
■ Enerji dışı cari açık mayıs ayında 3.9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı ayında bu tutarın sadece 345 milyon dolar olduğunu dikkate alırsak ekonomideki ısınmanın etkilerini daha iyi anlayabiliriz.
■ Açığın finansmanında sorun yok. Ama kalitesinde bozulma sürüyor. Grafikten de izleneceği gibi mayıs ayında özel sektörün uzun vadeli borçlanmalarında ve doğrudan yatırımlarda küçük oranda iyileşme olsa da, açığın finansmanında kısa vadeli fonların katkısı hâlâ yüksek.
Mayısta bankalar yurtdışından 2.6 milyar doları kısa vadeli olmak üzere 3 milyar dolar borçlanmışlar.
■ Turizmin mayıs ayında 1.3 milyar dolarlık net geliri geçen yılın aynı ayına oranla iki misli fazla. Bu olumlu bir gelişme.

 

KAYNAĞI BİLİNMEYENLER ÇOK YÜKSEK

■ En fazla dikkat çeken gelişme ise net hata ve noksan kaleminde gözleniyor. Kaynağı belirlenemeyen döviz girişini simgeleyen bu rakam son yirmi yılın en yükseği.
Kuşkusuz nedenlerini bilemiyoruz. İlk aklımıza gelen olasılıklar şöyle sıralanmakta:
Birincisi, doların TL karşısında değer yitirmesi sonucu yurtiçinde yerleşikler döviz bozdurarak TL'ye geçince, bunun ödemeler dengesi hesaplarına yansımasında hatalar oluştu.
Merkez Bankası, DTH hesaplarındaki değişimleri ödemeler dengesi hesaplarına yansıtırken ortalama bir formül kullanır. Dolayısıyla bu hesaplarda oynaklık fazla olursa formül de sapar. Kanımca mayıs ayında da bu şekilde bir gelişme oldu ve net hata noksan kalemi yükseldi.
İkincisi, Ortadoğu'daki ayaklanmalar nedeniyle o diyarlardan kaçan dövizlerden bir kısmı nakit olarak bize girdi.
Üçüncü olarak da mali af nedeniyle borçlarını ödeyecek bazı kurumlar yurtdışındaki varlıklarından bir kısmını çeşitli yollarla ve kayıtlara sokmadan Türkiye'ye getirdiler.
Umarım Merkez Bankası bu konuda bizleri aydınlatır.
Tüm bu gelişmeler halen yıllık bazda 68.2 milyar dolara ulaşmış cari işlemler açığının, 2011 yılı sonunda 75-80 milyar dolara ulaşacağını bize işaret ediyor.
Türkiye için oldukça yüksek bir rakam. Buna bir de finansman kalitesinin bozukluğunu eklediğimizde risk giderek yükseliyor.