Avrupa liderlerinin çapsızlığı ve 18 aydır karar alma yeteneksizliği, yeni bir krizin çanlarını çaldırmaya başladı.
Durum bu kez gerçekten ciddi. İki hafta önce Yunanistan'ın borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik sonuç çıkmayan toplantılar sonrası bankalar başta olmak üzere birçok kişi paniğe kapıldı.
Nasıl kapılmasınlar? Yunanistan'a 80 milyar Euro tutarında borç veren bankalar alacaklarının "yüzde 30 civarında iskonto edilerek 20 yıllık bir sürede ödenmesi" seçeneğinden çok rahatsız oldular.
Bu operasyonla uğrayacakları zararların ötesinde diğer sorunlu ülkelerden olan alacakları için de aynı durumla karşılaşacaklarını anlayınca, İtalya üzerinden dişlerini gösterdiler.
Tüm bu gelişmeler çerçevesinde piyasa oyuncuları Yunanistan'ın birikmiş borçlarını ödeyemeyeceğini sonunda anladılar. Yunanistan önümüzdeki 18 yılda ortalama yüzde 4 büyüme oranını gerçekleştirirse, bütçe fazlası milli gelire oranla yüzde 7 fazla verirse borçlarının milli gelire oranının yüzde 18'e düşeceği gerçeğiyle karşı karşıya kaldılar.
Bu durumu tüm açıklığı ile gören kredi derecelendirme kuruluşları ise Yunanistan'ın notunu "çöp" derecesine indirdiler. Borçların ödenmemesi olasılığının arttığının altını çizdiler.

BUGÜNKÜ TOPLANTI ÖNEMLİ

İşte böylesi bir ortamda bugün Avrupalı yöneticilerinin bir toplantısı var. Sorunu ya çözmek için radikal adımlar atacaklar ya da Avrupa'nın yeni bir krize girmesine yol açacak tetiklemeyi yapacaklar.
Bu durumu gören Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın "İtalya ve Yunanistan'daki gelişmeler bizi kaygılandırıyor. Avrupa'daki riskler artıyor, umarım doğru kararları alırlar, aksi takdirde 2008-2009 gibi sıkıntılı dönemle karşı karşıya kalınabilir" şeklindeki söylemi işin özeti oluyor.
Eğer yeni bir kriz Avrupa'dan başlayarak tüm dünyayı sararsa bu kez Türkiye'nin fazla zorlanacağını düşünüyorum.
Bu kez gerek cari açığın finansmanının kısıtlanması gerekse reel sektör ilişkilerinin yoğun olduğu bir bölgenin krize girmesi büyümemizi bir anda beklenenden de aşağıya çekecektir.
Unutmayalım; koşarken düşen daha fazla yara alır.
Bakalım Avrupalı yetkililer bugünkü toplantı sonunda yarınları kurtarabilecekler mi?

Neden İtalya?

Durup dururken bir anda İtalya topun ağzına oturtuldu.
Sorunları yıllardır biliniyordu. Ancak ne Yunanistan, ne Portekiz, ne de İrlanda gibi derin sorunları vardı.
Kanımca en önemli neden, Merkel-Sarkozy anlaşması çerçevesinde kreditör bankaların ellerini taşın altına sokmalarının istenmesiydi.
Bankalar ilk denemede bir baktılar ki, elleri taşın altında kalıyor. Yunanistan'ın borçlarının yeniden yapılandırılmasında yaklaşık 25 milyar Euro zararları oluşuyor. Hissedarlarına nasıl hesap verecekleri endişesi bir anda her taraflarını sardı.
Bunun üzerine "Ben yanarsam, sizi de yakarım" yaklaşımıyla İtalya'nın önümüzdeki beş yıl içinde vadesi gelecek 500 milyar Euro borcunun yeniden çevrilmesinde risk olduğunu ortaya attılar. Ortalık bir anda karıştı. İtalya, Avrupa'daki krizin bu safhasında günah keçisi olarak seçildi.

Advertisement