Advertisement

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu dün yaptığı toplantıda da faizi değiştirmedi. Yıllık enflasyonun 6.24 oranında olduğu bu dönemde politika faizini yüzde 6.25'te tuttu.
Dolayısıyla sıfır faiz politikasını "doya doya" yaşamaya başladı.
Beklentim Merkez Bankası'nın bir fırsat bularak faizlerini 25 baz puan artıracağı şeklindeydi. Düşüncemin temeli, üzerine fazla gidilen ve bağımsızlığı sorgulanmaya başlanılan bankanın böyle bir faiz artırımı yoluyla kamuoyunu tatmin edeceğinden kaynaklanıyordu.
Ancak beklentim gerçekleşmedi, banka bu kez de faizlerini değiştirmedi.
Buna karşı açıklanan bildiride, geçmişe kıyasla iki açıdan değişiklik yaptı.
Birincisi, Avrupa'daki krizin risk iştahını olumsuz etkilemeye devam etmesi halinde faiz koridorunun kademeli olarak daraltılmasını gündeme taşıdı.
Kanımca bu volatiliteyi azaltarak sıcak paraya belirli ölçüde giriş izni vermek anlamına geliyor.
Avrupa'dan kaynaklanacak bir kriz durumunda cari açığın finansmanda ortaya çıkabilecek sıkıntıları Merkez Bankası'nın bu yolla aşmayı planladığını sanıyorum.
İkinci olarak, gelişmiş ülke ekonomilerindeki sorunların daha da derinleşmesi ve yurtiçi iktisadi faaliyetin durgunluk sürecine girmesi halinde bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceğinin altı çizildi. Bunun anlamı ise IMF'nin notunda işaret edildiği gibi 2012 yılında Türkiye ekonomisi bir resesyona girerse ya da girme olasılığı ortaya çıkarsa faizler düşecek.
Bu iki önemli söylem değişikliği, Merkez Bankası'nın yakın gelecekte, benim düşündüğüm gibi değil tam tersine faizleri aşağıya çekmek için zemin hazırladığı şeklinde yorumlanabilir.
Banka'nın bundan böyle faizi indirmek için hiçbir fırsatı kaçırmayacağı anlaşılıyor.

***

Avrupa krizi kısa süre için aştı
Euro Bölgesi'ne dahil ülke liderleri dün Brüksel'de toplanıp sonunda anlaşmaya vardılar.
Çok önceleri alınması gereken bu kararlar 18 ay gecikme ile hayata geçirilince geçen sürede ortalık allak bullak oldu. Neyse dün piyasalar biraz yatıştılar.
Bu geçen süre liderler için iyi bir ders oldu. Aşırı borçlu bir ülkenin düşük faizli ve uzun vadeli borçlanamadığı, yeniden piyasalara dönecek şartları oluşturmadığı takdirde uzun yıllar yabancıların paralarını ödemek için çaba sarf edemeyeceklerini öğrendiler.
Bunun da ötesinde piyasa sisteminin önemli oyuncuları olan bankaları korkutarak ya da üzerlerine giderek bir sonuç alamayacaklarını anladılar.
Dünkü kararlar olası bir krizi şimdilik erteletti. Ancak önümüzdeki dönemde sorunun hangi boyutlarda ve ne yöne gideceğini tahmin etmek güç.
Bekleyip, göreceğiz.