Advertisement

Şu teğet edebiyatı da bıkkınlık verdi artık. Son küresel kriz bizi teğet mi geçti yoksa ekonomi yara mı aldı tartışmaları hâlâ sürüp gidiyor.
Ben okuduğum ekonomi kitaplarına, edindiğim bilgilere ve dünyadaki benzerlerine baktığımda krizden ağır biçimde etkilendiğimizi ve fakat toparlanmamızın da aynı hızla gerçekleştiğini görüyorum.
IMF de aynı analizi yapıyor. Bunu belgelerine yansıtıyor.
Başbakan ise tam tersini söylüyor.
Vatandaşlar ise kime inanacaklarını şaşırmış durumdalar. AKP'ye oy verenler Başbakan'a hak verirken, karşıtları "teğet filan geçmedi, kriz alenen bizi vurdu" söylemi içindeler.

MERKEZ BANKASI'NIN BAĞIMSIZ ANALİZİ
Burada orta yolu nasıl bulabiliriz ya da bağımsız ve bilgili bir hakemin değerlendirmelerinden nasıl yararlanırız diye düşünürken, Merkez Bankası'nın son enflasyon raporundaki iki grafik dikkatimi çekti.
Merkez Bankası tam ortada duran bir kurum. Siyasi niteliği yok. Uzmanları bilimsel yönden konulara yaklaşıyor düşüncesi ile bu iki grafiği sizlerle paylaşmak istedim. Haklıyı, haksızı bulabiliriz diye düşündüm.
Enflasyon Raporu'nun 67. sayfasındaki birinci grafik 1994 yılından bu yana eşzamanlı ve öncü göstergelerin seyrini bize yansıtıyor.
Banka, kapasite kullanım oranları, taşıt araçları, ham çelik üretimi ve tüketim endeksleri gibi ekonomideki birçok veriyi bir araya getirerek eşzamanlı göstergeler endeksini oluşturmuş.
Öncü göstergeler ise OECD öncü göstergeler endeksi, Hazine tahvillerinin faiz oranı, gelecek üç aya ait toplam siparişler, reel kesim güven endeksi ve ara malı ithalat miktar endeksi kullanılarak üretilmiş. Bunlarla ekonominin durumu analiz ediliyor. Bu endekslerin "çapraz korelasyon ve dip-tepe analizi gibi istatistiki kriterlere göre en iyi performansı sergilediği" Enflasyon Raporu'nda belirtiliyor.

EN KÖTÜ KRİZ
Eşzamanlı ve öncü göstergeler grafiğine baktığımızda, kriz yılları olan 1994- 2001 ve 2008-9 yıllarında dibe vuruşun en sert olduğu yılların son krizde ortaya çıktığını görüyoruz.
Türkiye geçirdiği üç krizin en kötüsünü 2008-9 yıllarında yaşamış. En fazla bu krizde dibe vurmuş.
İkinci grafik ise Enflasyon Raporu'nun 71. sayfasında yer alıyor. Mevsimsellikten arındırılmış sabit sermaye endeksinin büyüme hızını bize gösteriyor.
Kapsadığı dönem 1987'den 2011 yılına kadar uzanıyor. Uzunca bir süreçte sabit sermaye yatırımlarının gelişimini bize yansıtıyor.
Son 24 yılda sabit sermaye yatırımlarında en kötü dönem 2001 krizinde yaşanmış. İkinci kötü dönem ise 2008-9 yılları.
Şimdi, Merkez Bankası'nın bu iki grafiğine bakanlar, son küresel krizin bizi teğet geçtiğini söyleyebilirler mi?
Özellikle son üç krizin en kötü dönemi olarak 2008-9 yıllarını işaret eden eşzamanlı ve öncü göstergeler endeksinin bulgularından sonra kriz bizi nasıl teğet geçti diye bir soru akıllara gelmez mi?