Ağustos ayı cari işlemler açığı 4 milyar dolar çıkınca "Bak ben demiştim, düşecek" söylemleri artmaya başladı.
Beklentiler de cari açığın yönünün aşağıya doğru olduğunu işaretliyor.
Ödemeler dengesi üniversitelerde ekonominin bir alt bilim dalı olarak öğretilse de yaşadığımız olaylardan dersler alarak teoriye katkılar yapmak gerekiyor.
Yaşadıklarımızdan çıkarılacak bazı dersleri şöyle özetlemek olası:

Ders 1: Önlem almanıza gerek yok.
Önlem almadan cari işlemler açığı düşebilir. Siz "gibi" yaparken hâkim olamayacağınız gelişmeler ya da mevsimsel dalgalanmalar açığın yükselişini sınırlandırabilir. Örneğin, Merkez Bankası'nın zorunlu karşılıklarıyla ilgili attığı adımlar banka kredilerinin artışında bir değişim ortaya çıkarmadan önce ağustos ayında cari açık azaldı. Neden?

Ders 2: Mümkün olduğu kadar rezerv biriktirin.
"Finanse edilmeyen cari açık düşer" saptaması genelde doğru değil. Rezervleriniz yüksekse ve bunları kullanabiliyorsanız açığı finanse edebilirsiniz.

Ders 3: Kayıtdışı ekonomiyi büyütün.
Kayıtdışı ekonominin yararı böyle günlerde anlaşılır. "Merdivenaltı" sektörünün büyüklüğüne paralel olarak kaynağı belli olmayan döviz girişleriyle açığı kapatmanız olasıdır.

Ders 4: Sıcak parayı kovmayın, kullanın.
Küreselleşme arttıkça cari açıktan daha önemli konunun bu açığın finansmanı olduğu gerçeği belirgin bir biçimde ortaya çıkıyor. Finansmanın kalitesi kısa dönemde pek dikkate alınmıyor.

Ders 5: Merkez Bankası'nın döviz alımı ya da satımı müdahalelerine karışmayın.
Döviz rezervlerini siz satmıyorsanız, "Merkez Bankası kapılarını açtı, rezervlerimizi yabancılara peşkeş çekti, bankayı zarara soktu" diye bağırmayın. Satıcı sizsiniz, rezervlerin "ulvi" görevinden söz etmeyin.

Ders 6: "Cari açık çok önemlidir, önlem alacağız" söylemini sürekli tekrarlayın.
Cari açığın önemsiz olduğunu ya da ekonomiye etkisinin büyütülmemesi gerektiğini sakın söylemeyin. Ancak önlem de almayın.

Ders 7: Faizleri artırmamak için piyasaya likidite verin.
Merkez Bankası'nın döviz alım müdahaleleri ile bir taraftan kurun yükselmesine mâni olmasının, diğer taraftan ise sisteme likidite vermeyi sürdürmesinin faizlerin yükselmesini nasıl önlediğini izleyin. Ders alın.

Ders 8: Sorumluyu baştan bulun.
Aldığınız bu dersleri uygulayıp sonuçta bir sorunla karşılaştığınız takdirde;
a) Sorumluluğu birisinin sırtına atın.
b) Biraz bekleyip "Bize bir şey olmaz abi" ritüeline takılın.

Dersler teoriye uymuyor ama gerçek.

***

Avrupa'dan ilk politik kararlar

Merkel ile Sarkozy performans kriterlerini tutturamasa ya da tutturma olasılığı bulunmasa bile Yunanistan'ın 8 milyar Euro'luk diliminin serbest bırakılması talimatını Troika'ya verdiler.
Demek ki isteyince oluyormuş.
Şimdi sıra G-20'ler kanalıyla IMF'nin parasını kullanmaya kaldı.
Bunu da becerirlerse 440 milyar Euro Avrupa İstikrar Fonu'ndan, 400 milyar Euro IMF'den ve yine bu kadar bir finansman Avrupa Merkez Bankası'ndan sağlanırsa işin işinden çıkarız diye düşünüyorlar.
Haydi hayırlısı.

Advertisement