Advertisement

Asistanlık dönemimden bu yana geçen 25 yılda, reel sektör ve finans kesimiyle olan diyalogumuzu da hesaba katarak, Türk ekonomisinin dinamikleri açısından şunu çok net öğrendim: 'Bizde ekonomik belirsizlikler değil, siyasi belirsizlikler yatırımcıları daha fazla tedirgin ediyor'. Türk ekonomisi, tarihi ölçüde ağır yerel ekonomik krizleri, ödediği bedelleri de hesaba katarak ifade ediyorum, başarıyla atlattı ve her defasında daha iyi bir makro ekonomik dengeyi yakalamayı bildi. Bu nedenle, hızla yükselen cari açık, zaman zaman dalgalanan enflasyon, kimi zaman hedefin üzerine çıkan bütçe açığı artık korkutmuyor.
Çünkü, alınan makro tedbirler ve yapısal reformlar sonucu, Türkiye nin ekonomik sorunlarıyla baş edebildiği görüldü. Küresel krizin birbirinden kötü fazlara geçtiği bir konjonktürde, Türk ekonomisinde 'dalgalı büyüme kavramı etrafında, makro ekonomik performansımızı dilediğimiz kadar yavaşlatarak, cari açık ve enflasyonu iyileştirmeyi bildik. Yani, para ve maliye politikası tedbirlerinin etkinliğini ve esnekliğini öldürmemeyi başarıyoruz, sonuç alabiliyoruz. Ama, konu siyasi belirsizlik ve gerginlik olduğunda, işler bir anda değişiyor. Yerli ve yabancı yatırımcı, artan terör eylemlerini, Suriye gerginliğini, petrol ve doğalgaz boru hatlarına saldırıları, ekonomik belirsizliklere eşdeğer bir toleransla karşılamıyor.

SİYASİ İSTİKRAR 'SİYASİ BELİRSİZLİKLER'İ DENGELEYEMİYOR
Türkiye nin son dönemde ekonomik başarı öyküsünün, makro ekonomik yapıdaki büyük dönüşümün arkasında AK Parti hükümetlerinin ortaya koyduğu siyasi istikrarın çok ciddi katkısı var. 1990'lı yılları ve 2001 Krizi'ni dikkate aldığımızda, koalisyon hükümetleri ile kaybedilen fırsatlar ortada. Ancak, kritik önem ve değerdeki 'siyasi istikrar a rağmen, ülkemizin toprakları sürekli olarak düşük yoğunluklu bir savaş içerisindeymiş gibi ulusal ve uluslararası kamuoyu nezdinde haber olduğunda, gayrimenkul sektörü, doğrudan yatırımlar, döviz kurları, faiz oranları, hisse senedi piyasası ve hatta hanehalkının tüketimi dahi negatif bir etkilenmeyle karşı karşıya kalıyor.
Bu noktada, Türk ekonomisi açısından, uluslararası derecelendirme notumuzun 'en düşük yatırım yapılabilir ülke notu düzeyine yükseltilmesi açısından bir süreç yönetiyoruz. Bu süreç, kasım ayı başından, ocak ayı başına kadar ki bir zaman diliminde tamamlanacak. Moody's'in dünkü açıklaması, Türkiye'nin cari açık, enflasyon ve mali disiplin gibi başlıklarda gözlenen göreceli kırılganlıklarını, 'yumuşak iniş ve kamu maliyesi açısından 'ek gelir' ve 'harcama kısıntısı' tedbirleriyle telafi etmesi halinde, bir not artışından esasen uzak olmadığına işaret ediyor. Ancak, döviz kurlarındaki ve Hazine faiz oranlarındaki yukarı yöndeki dalgalanmanın işaret ettiği 'siyasi belirsizliklere yönelik yatırımcı tedirginliği kendisini daha yoğun hissettirir ise, bu süreç derecelendirme notumuzun yükselmesine yönelik kuvvetli beklentiyi de zorlayabilir.

CHP'YE BİR ÇAĞRI
Bir son konu da Cumhuriyet Halk Partisi'nin kıymetli yöneticilerine. Bazen muhalefet, yapıcı olarak, makro ekonomik modellemedeki kurgu hatalarını daha yoğun ortaya koyarak ta öne çıkabilir. Maliye Bakanı Mehlet Şimşek ile aylar öncesinde Bloomberg HT Eko Forum programında gerçekleştirdiğimiz bir röportajda, bizim derecelendirme notuna yönelik sorumuza Bakan Şimşek'in cevabı, "SPK'ya manipülasyon iddiası ile suç duyurusuna dönüşürse, bu durum CHP nin makro ekonomik alanda ortaya koyacağı etkin ve yapıcı muhalefeti baltalar" oldu.
Keza, dünyanın önde gelen pek çok ülkesinde, G-20 ülkelerinde, ülkenin en önemli havayolu şirketi, ülkenin uluslararası alanda da bayrağını taşıyan şirkettir. Bu noktada, THY'nin son reklamında İstiklal Marşı konsepti beni duygulandırdı ve başarılı buldum. Ama, CHP'ye yine muhalefet konusu oldu. CHP, bunu eleştireceğine, Atatürk Havalimanı iç hatlar CIP salonu, neden ramazandan başlayarak tamire alındı ve niçin hâlâ açılamadı; yoksa tadilat mahkeme konusu mu oldu, bunu araştırır ise daha yapıcı bir muhalefet gerçekleşir diye düşünüyorum.