Advertisement

Geçtiğimiz cumartesi günü gerçekleşen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) olağan genel kurulunda, Türk iş dünyasının en önemli temsilcileri bir aradaydı. 25. yılını kutlayan DEİK'in en önemli destekçisi ve kurucu kuruluşu konumunda olan TOBB'un ve DEİK'in Yönetim Kurulu Başkanı Hisarcıklıoğlu'ndan, DEİK İcra Kurulu Başkanı Yırcalı'dan, 2013'e yönelik çok önemli mesajlar dinledik.
Bununla birlikte, Türk iş dünyasının en kritik önemdeki STK temsilcileri, ki bu kuruluşlar aynı zamanda DEİK'in de kurucu kuruluşları konumundalar, Türkiye'nin 2012 büyümesine yönelik eleştirilerini ciddi boyutlarda dile getirdiler. İş dünyasının önde gelen temsilcilerinin en önemli eleştirisi, bu yıl ilk defa Türk ekonomi yönetiminin büyüme konusunda reel sektörü yanıltmış olduğu yönünde. Kalkınma Bakanlığı'nın 2013 Yılı Programı'nın 21. sayfasında, 2012 yılının yüzde 4 olan hedef büyümesine net ihracatın katkısının 3 puan, yatırımların büyümeye katkısının -0.9 puan ve tüketim harcamalarının büyümeye katkısının ise 0.8 puan olarak programlandığı net olarak görülüyor. Oysa, tüketim harcamalarının yıl sonundaki büyümeye katkısı 0.8 yerine -0.25 ile -0.3 puan arası şekillenecekmiş gibi gözüküyor.

TÜKETİM HARCAMALARINDAKİ 1 PUANLIK SAPMA MORALLERİ BOZDU
Oysa, tüketim harcamalarının 2010 yılı büyümesine katkısı yüzde 4.7, 2011 yılı büyümesine katkısı yüzde 6 olarak gerçekleşmişti. İş dünyasının kritik önemdeki STK'larının üst düzey yöneticileri ve yönetim kurulu üyeleri, iki noktayı eleştiriyorlar. Birincisi, 2010 yılının yüzde 9.2'lik büyümesinin 4.7 puanı, yani yüzde 51.1'i tüketim harcamalarından gelmişken, 2011 yılının yüzde 8.5'lik büyümesinin 6 puanı, yani yüzde 70.6'sı tüketim harcamalarından gelmişken, 2012 yılının baştan planlanan yüzde 4'lük büyümesinin en az yüzde 25 i, yani 1 puanı tüketim harcamalarından gelmeliydi.
Nitekim, başta planlanan da yüzde 0.8. Yani, yüzde 4'lük büyümenin 0.8 puanı tüketim harcamalarından gelecekti. Ama, şimdi 2 Nisan 2013 te açıklanacak tüm 2012 yılı büyüme verileriyle ilgili ön tahminler, 2011 yılına göre, söz konusu tüketim harcamalarındaki reel değişimin yüzde -0.5 leri bulacağını ve 2012 büyümesine katkının da 0.8 puan yerine, -0.25 ile -0.3 düzeyinde gerçekleşeceğini gösteriyor. Bu durumda, yatırım harcamalarının büyümeye katkısının da -0.9 ile -1.2 puan arasında olacağını varsayarsak, 2012 yılı için yüzde 2.5 ile 2.8 arasında gelecek büyüme rakamının 3.8-3.9 puanı net ihracattan, -1.2 ile -1.5 puanı ise iç talepten gelecek. Reel sektör temsilcileri, "Bunun adı 'Yumuşak İniş' değildir" diyorlar.

2013 YOL HARİTASI ÖNEMLİ
2011 yılında büyümeye katkısı 10 puan olarak gerçekleşen iç talebin, 2012 büyümesinde katkısı en azından 0 ile 0.5 arasında olmalıydı. -1.5 puan olmamalıydı. Bu durumda, 2012'de yüzde 3'ün altında kalacağı anlaşılan büyümeye 3.8-3.9 puan katkı sağlayacak olan net ihracatın, 2013 yılı büyümesine katkısının 0 puana inmemesi gerekir. Burada da bir kurgu hatası var. 2013 yılında küresel belirsizlikler ne kadar zorlayıcı olsa da, Türkiye nin net ihracatının büyümeye hiçbir katkısı olmaması doğru bir programlama, modelleme değil.
Buna karşılık, yüzde 4 olarak öngörülen 2013 büyümesinin 1.6 puanının yatırım harcamalarından gelmesi hedefleniyor. Demek ki, 2012 yılına göre, yatırım harcamalarının büyümeye katkısı 2.5 ile 2.8 puan arasında pozitif bir dönüşüm yaşayacak. Tüketim harcamaları ise 2.4 puan bekleniyor ki, orada da yine 2.6 ile 2.7 puan arası bir sapma olacak. Böyle bir iç talep sıçraması, 2013'te enflasyon ve cari açığı ne yapar, birlikte göreceğiz.