Advertisement

ABD'li şirketlerin Türkiye'de yatırım ve ticaret ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla kurulan Amerikan Şirketler Derneği'nin (AmCham Türkiye/ABFT) 9. yıl kutlamasında konuşan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ABD ile aramızdaki ticaret ilişkisini "tek taraflı aşk"a benzetti. Aslında Bakan Çağlayan'ın "ABD ile aramızda tek taraflı aşk var. Aradaki dengesizliği, tek taraflı ticareti çözmeye karar verdik" söylemi, Türkiye'nin üçüncü büyük ticaret partneri Çin için de geçerli.
Çin ile Türkiye arasındaki 25 milyar dolar ticaretin sadece 2.5 milyar doları Türkiye'nin Çin'e yaptığı ihracat. Tekstilde 50. yılını tamamlayan ve Çin'de geçtiğimiz ay ilk Türk tekstil mağazasını açan Kiğılı Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı ile Çin macerasını konuştuk.
Kiğılı Çin'de mağaza açamadan önce 3 yıl araştırıp hazırlık yapmış. İyi lokasyon seçme-siyle ünlü Kiğılı, "Çin'de fırsat var. Çünkü şu anda 300 milyon kişi ABD standardında yaşıyor. Çin'de insanlar gittikçe zenginleşiyorlar ve bu oran çoğaldıkça bundan 5,10 yıl sonra Çin ihraç eden değil, ithal eden ülke durumuna gelecek" diyor.
Kiğılı'dan duyduğuma göre birkaç yıl içinde Türk tekstil markalarından asgari dört beş tanesi Çin'e girmiş olacak. Kiğılı, "10 yıl evvel herkes Çin'den korkuyordu. Çin geldiği zaman işlerin düşeceğini, fiyatlarla rekabet edemeyeceğimiz durumlara geleceğimizi düşünen Türk giyim sektörü, bugün Çin'de rekabet eder duruma geliyor. Bana 10 yıl önce 'Çin'de mağaza açar mısınız?' diye sorsaydınız, şaka olduğunu düşünürdüm, ama şaka diye düşündüğümüz her şey bugün gerçek oluyor" diyor.

ÇİN'DE TÜRK MARKASI AVRUPALI
"Avrupa'nın markaları aslında Çin pazarını 10, 20 yıl önce keşfettiler. Biz geç kalmadık mı?" soruma Kiğılı'dan "Hayır" cevabını alıyorum. Çünkü Çinliler, Türk markalarını bizim bulunduğumuz coğrafi konum itibarıyla Avrupa markası olarak kabul ediyormuş. Çin pazarı, Avrupalı üretici tarafından aslında 1990 yılında keşfedildi. 1990'dan itibaren, 90 ile 2000'li yıllar arasında, hem Avrupa'nın hem de Amerika'nın en önemli markaları, yalnız hazır giyimde değil, otomotiv sektöründe, yapı sektöründe ve elektronik sektöründe büyük yatırımlara girdiler. Bugün bunun meyvelerini topluyorlar.
Çin'de görülen hemen her Avrupa markasının ayrıca Çin'de üretimi varmış. Kiğılı, "İşin püf noktası Çin'de belli bir oranda üretim yapılmazsa, ithal olarak gönderdiğiniz mallarda ciddi gümrük vergileriyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Çin'de satabilmenin yolu aslında orada üretmekten geçiyor" diyor ve Türk markaları için Çinli bir ortak öneriyor.

 

'Çin'de büyümek kârlı ve kolay'

Kiğılı, önümüzdeki 5 yılda Çin'de mağaza adedini 15'e çıkarıp 15 önemli şehirde birer Kiğılı mağazası açmayı planlıyor. "Çin'de büyümek kolay" diyen Kiğılı'nın planı, Çinli department store'larda corner olarak 80-100 metrekarelik alanlar alıp franchise vermek ve 3000 department store da mallarını satabilmekmiş.
Ayrıca Kiğılı'dan duyduğuma göre, düşen Avrupa pazarına ve Türkiye'de düşen hazır giyim fiyatlarına Çin'den iyi alternatif yok. Kiğılı, "Türkiye'de hazır giyim fiyatları yerlerde sürünüyor. Hem Avrupa'da, hem de Uzakdoğu'da en ucuz mallar Türkiye'de satılıyor. Burada 100 lira olan pantolon, Çin'de 200 liraya satılıyor" diyor. Kârını artırmak isteyen tekstilcilere "Çin'e buyurun" diyen Kiğılı'ya göre işin Çin'de mağaza açmanın maliyeti Türkiye'dekinden farklı değil. Kiğılı, "Burada bir Kiğılı mağazası açmanın bize maliyeti 400 ile 500 bin dolar. Bu meblağ dekorasyon ve içinin sermayesini kapsıyor. Orada da aynı, değişen bir şey yok" diyor.