Türkiye, dünyanın en büyük organizasyonları arasında olan ‘EXPO 2015’i almak için İzmir’le yarıştı ancak yarışı Milano kazandı. Türkiye yarışı kaybedince bir ara Milano’daki EXPO’ya katılmama kararı aldı. Ancak milyonlarca kişinin ziyaret ettiği EXPO’ya, son anda alınan katılma kararı ile Türkiye, Milano EXPO’nun en büyük 5. standını 100 gün gibi rekor kısa bir zamanda kurarak Milano’da Türk kültürünü tanıtmak için yola koyuldu. Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) davetiyle salı akşamı Türk Pavyonu’nun resmi açılışı için Milano’ya gittik.

Bu yıl Milano EXPO’ya dünya genelinde 145 ülke katılıyor. Milano EXPO, 1 Mayıs 2015’te, ‘Gezegeni Beslemek, Yaşam için Enerji’ konseptiyle açılmıştı. Expo’yu dev bir fuar, sergi alanı gibi hayal edebilirsiniz.

Bu yıl Milano EXPO’ya 22 milyon ziyaretçi bekleniyor. Gıda güvenliği ve sağlıklı gıda temini konularında küresel bir paylaşım platformu oluşturmayı amaçlayan organizasyona son anda katılma kararı alan Türkiye, buna karşın pavyonunu ilk hazırlayan ülke oldu. Türkiye’yi dünyaya anlatmak hedefi için Dream Design Factory (DDF) tarafından 100 günde tamamı Türk işçilere yaptırılan Türk Pavyonu 9 milyon Euro’ya mal olmuş.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile Milano EXPO’da geçekleştirdiğimiz Yönetim Katı programında koalisyon ihtimallerini de konuştuk. Zeybekci “Erken seçim ihtimali yok” derken, şahsen MHP ile koalisyona ekonomi politikaları açısından daha yakın olduklarını anladım.

‘ERKEN SEÇİMİ DİLLENDİRMEK

Zeybekci’ye göre, FED faiz artırmayacak. Avrupa Merkez Bankası’nın genişleyici politika izlemesi Türkiye için olumlu. İşte seçim sonrası “Türkiye’nin kanını faiz emiyor” söyleminin her zamanki gibi arkasında olan Bakan Zeybekci’nin değerlendirmeleri...

- Ekonomi politikası açısından en olumlu koalisyon hangisi?

Burada kuralı koyan millettir, milletin iradesidir. Kuralı koyduktan sonra bize düşen buna uygun bir çözüm bulmak. Millet % 41’le AKP’ye hükümet kurma, devleti yönetme, ülkeye hizmet etme, millete hizmet etme görevi verdi.

Türkiye olarak ben erken seçimi dillendirmenin milli iradeye haksızlık olduğunu düşünüyorum. Milletin huzuruna tekrar gittiğiniz zaman “Niye geldiniz?” deme ihtimali biraz fazla olur. Bütün çarelerin tükenmesi gerekiyor yani hukuk anlamında, demokrasi anlamında, akıl anlamında çareleri tüketmemiz gerekiyor.

AKP-CHP koalisyonu ekonomi politikaları açısından daha zor gözüküyor. CHP’nin seçimden çıkan sonuçları görmediğini hissediyorum. Millet AKP liderliğinde olacak koalisyonda bir parti öngörüyor. CHP’nin verdiği mesajlar AKP ile en uzak ve bunu göstermiyor. Uzlaşırsa büyük koalisyon iyi olur ama bunu göremiyorum. AKP olarak tüm koalisyon formüllerine açığız ancak Cumhurbaşkanı’nın pozisyonu bizim için koalisyon görüşmelerinde tartışma konusu olmaz.

- Merkez Bankası’nın bağımsızlığı seçim sonrası arttı mı?

“Merkez Bankası’nın bağımsızlığı arttı” demek için yeni bir kanun çıkmış olması lazım. Bugüne kadar Merkez Bankası’yla ilgili söylediğimiz her söz faiz tartışmaları etrafında dolaşır. Türkiye’de enflasyonun veya diğer ekonomik sonuçların etkilerini tartışabiliriz ama en kalıcı etkiyi Türkiye’den direkt transfer, Türkiye’nin değerlerini, varlıklarını envanterinden, ülkenin kanından emerek yapılan en etkili transfer faizdir.

- Merkez Bankası Yasası’nı değiştirmek gerekiyor mu. İstiyor musunuz? Böyle bir niyetimiz yok.

- FED kararı sonrası Merkez Bankası ne yapmalı? Avrupa Birliği’yle çok daha yüksek derecede bir ilişki ve entegrasyon içinde olan Türkiye, ABD’nin almış olduğu kararlardan 10 birim etkilenecekse negatif anlamda, Avrupa Birliği’nin almış olduğu ve alacağı kararlardan 15 birim pozitif anlamda etkilenecektir. Ondan diyoruz zaten her zaman ABD’nin aldığı kararlardan endişelerle üretilen Türkiye’deki faiz maliyetlerinin katlanmasına gerek yoktur. Türkiye Avrupa Birliği’nden daha üst seviyede etkilenecektir. Bunun için de endişeye kesinlikle gerek yoktur.

Advertisement