Vogue İtalya'nın efsanevi Genel Yayın Yönetmeni Franca Sozzani, Mercedes-Benz İstanbul Fashion Week Presented by American Express'i izlemek ve Deri Tanıtım Grubu ile işbirliği görüşmeleri yapmak üzere İstanbul'daydı. 1988 yılından beri Vogue İtalya'nın Genel Yayın Yönetmeni olan Sozzani, 'Şeytan Prada Giyer' filmine ilham kaynağı olan Anna Wintour'la beraber moda dünyasının iki kraliçesinden biri olarak biliniyor. Franca Sozzani pek çok modacının üne kavuşmasına ve sektörde 90'ların süper model kavramının oturmasına sebep olmuş bir isim. Anlayacağınız Sozzani beğenirse moda oluyor. İstanbul'da kaldığı 24 saat boyunca Tuba Ergin ve Atıl Kutoğlu'nun, Sonbahar/Kış 2014-2015 koleksiyonlarını sergiledikleri defileleri izleyen Franca Sozzani ile Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul aracılığıyla İstanbul'un sahip olduğu moda dinamiklerini ve Türk tasarımcılarını konuştum. Türk derisini uluslararası arenada tanıtmak üzere iç ve dış pazarda çalışmalarını sürdüren Deri Tanıtım Grubu ile Vogue İtalya'da çok yakında bir proje yapacaklarını söyleyen Sozzani 'ye göre, Türk tekstil sektörü İtalya'nın yıllar öncesi haline benziyor. Aynı 20 yıl önce yerel bir marka olan TOD's nasıl diğer Avrupalı rakiplerini geçerek küresel bir marka haline geldiyse Türk markaları ve tasarımcılarına da aynı italyan örneğinde olduğu gibi büyük, küresel düşünmeyi öneriyor. Sozzani, "Sizde 20 yıl sonra dünya çapında bir marka, tasarımcı yaratabilirsiniz. Çünkü Türk tekstil sektöründe her imkan var. Tek eksik global düşünmek ve tasarımcı-sanayici işbirliğini destekleyecek yatırım. Bir de tabii pes etmemek. Çünkü dünya markası yaratmak uzun bir yolculuk" diyor. İstanbul Fashion Week İstanbul'da moda turizmini geliştirirken aslında Sozzani'nin olmazsa olmazlarından tasarımcı ive sanayici işbirliklerini 'çoğaltıyor. İşte moda kraliçesinin Türk moda sektörü için yol haritası....
■ İstanbul Moda Haftası'yla ilgili neler düşünüyorsunuz?
Türkiye moda sektöründe gelişen bir ülke ve moda anlamında kendini var etmeye çalışan bir ülke. İstanbul Moda Haftası sanayici tasarımcı işbirliğini geliştirecektir. Türkiye bana İtalya’nın yıllar önceki halini hatırlatıyor. Sanayi ve yaratıcılık anlamında o yüzden gelişebileceğini düşünüyorum.
■ Peki, Türk tasarımcıları hakkında neler düşünüyorsunuz?
On yıl önce Erkan isimli bir Türk tasarımcı yarışmalarımızdan birini kazanmıştı. Şimdi burada olmadığını düşünüyorum ama çok iyi ve çok yetenekliydi. Sizde gerçekten yetenekli kişiler var mesele bir yarışmayı kazandıktan sonra sanayici ve yatırımcı tarafından desteklenmiyorlarsa olmuyor medya bir şeyler yapabilir ama her şeyi yapamaz yani onları gerçekten destekleyen gerçekten yardımcı olan yatırımcı sanayici işbirliklerine ihtiyaç var.
■ Türk tasarımcıları ve markaları dünyada nasıl başarılı olabilirler?
Yapabilirler gerçekten başarabilirler çünkü içlerinde bazılarının gerçekten başarabileceğini biliyorum doğru zevke sahipler. Mesele artık Türk ya da İtalyan meselesi değil daha küresel bir mesele. Türkiye'nin artık hazır olduğunu görüyorum. Materyalleriniz var. Deriden kotona kadar bütün malzeme var çok iyi üretim yapabiliyorsunuz. Aksesuvar anlamında kıyafetler anlamında her şeyiniz var. Başarabilirsiniz yeter ki yatırımcı sanayici ve tasarımcı işbirliği olsun. Yoksa sadece medya desteği ile olmaz.
■ Peki, bu resimde eksik olan şey nedir?
Büyük resim olarak bakmak lazım yani sadece iyi bir tasarımcımız var demek yetmiyor. Türkiye'nin moda konusunda ne yapması gerekiyor buna bakmak lazım güçlü bir dünya çapında Türk markası mı yaratmak istiyorsunuz? Yoksa başka ülkelere başka markalara fason imalat yapmak mı? Nasıl İspanya'nın Zara'sı Japonya'nın Uniqlo'su varsa dünya çapında bir Türk moda markası da çıkabilir.
■ Yüz milyon dolarlık bir Arap moda fonuna danışmanlık yaptınız. Böyle bir fon Türk modasını dünyaya tanıtmak için iyi bir strateji olabilir mi?
Olabilir. İster küçük bir hikâye ister büyük bir hikâye yaratın aynı derecede çaba gerekiyor. Yani ilgiyi çekecek her şeyi yapmak lazım. Şu an Türkiye'nin ihtiyacı olan şey de bu ilgi birçok şey yapabilirsiniz. Bunun için başka büyük bir markaya katılabilirsiniz. İstanbul'un popülerliğini farkındalık yaratmak için
nasıl daha iyi kullanmalısınız. İstanbul çok muhteşem bir şehir, her yere her şeye yakın. Sadece çok güzel bir şehir olup da her şeyden uzakta bir şehir değil. Kesinlikle kozmopolit modern bir şehir ve hem de geçmişin kültürünü muhafaza ediyor. Bu anlamda İtalya gibi yani bizde de nasıl ki geçmiş ve şimdi varsa İstanbul da hem geçmişi hem şimdiyi barındırıyor. Ama burada bu daha güçlü çünkü İstanbul'u modada fotoğrafçılıkta dünya çapında kullanmalısınız.
'Artık büyük markalar da her şeyi satamıyorlar'
■ Bazı Türk tekstil ve perakende markaları Avrupalı markalarla ortaklığa gitti. Sizce bu iyi bir strateji olabilir mi?
Türk modasının yaratıcılıkla ilgili kaliteyle ilgili üretimle ilgili bütün moda sistemi içindeki unsurlarla ilgili farklılığa ihtiyacı var. Başka bir markayla tanınmış bir markayla işbirliğine girmek bu farkındalığı artırmak için iyi bir yöntem ama tek yöntem değil.
■ 2014 moda endüstrisi için nasıl bir yıl oluyor?
Lüks büyüyor, en alttaki ucuz çözümlerde hâlâ hayatta ama orta sınıfta kriz var. Bugünkü piyasalara
baktığımızda Mango da H&M de bütün büyük markalar ayakta. Ancak büyük markalar eskiden her şeyi satabileceklerini düşünüyorlarken artık bu böyle değil. İnsanlar 'Neden ben o markayı alayım?' diye soruyor. Artık kuvvetli konsepti olan markalar satıyor.