Advertisement

Geçtiğimiz hafta geleneksel hale gelen Sabancı Vakfı Seminerleri’nin 8’incisinin moderatorlüğünü yaptım. Önce sabahın ilk saatlerinde dünyada kadın hakları konusunda yaptığı belgeselle Oscar ve Emmy ödülü almış Sharmeen Obaid Chinoy ve Pulitzer ödüllü ilk Asyalı Amerikalı olan Sheryl Wudunn ile tanıştım. Hikâyeleri ve insanları nasıl harekete geçirdiklerini anlatırken adeta biz Türkleri de pek çok ülkeden önce elde ettiğimiz kadın haklarına sahip çıkmak için motive etmek istiyorlardı.

‘PAKISTAN’DAN FARKLI DEĞILSINIZ’

Sharmeen Obaid Chinoy, asit saldırısına uğrayan kadınların hayata dönüş hikâyelerini anlattığı Saving Face (Bir Yüzü Kurtarmak) belgeseli ile Pakistan’a ilk Oscar ödülü getiren yönetmen olmayı başarmış.

Bankacılıktan gazeteciliğe farklı sektörlerde çalışmış olan Pulitzer ödüllü Sheryl Wudunn ise yazdığı, genç kızların maruz kaldığı baskı ve zulmü anlatan ‘Gökyüzünün Yarısı’ kitabı ve 10 ülkede 6 ünlü ismin yer aldığı belgesel ile 1 milyondan fazla kişinin oynadığı Facebook oyunuyla dünyada kadın hakları konusunda bir aktivizm dalgası oluşturmuştu. Sabahın ilk kahvesinde ‘Türkiye’de kadın haklarında durum ne’ diye bana sorduklarında gazetemizin 3 sayfasında yer alan ‘Türkiye’de çalışan kadınların yüzde 50’si şiddet görüyor. Polisin şiddetten kaçmanın 6 yoluna dair listesi’ni gösterdim.

Oscar ödüllü Chinoy, “Aslında Pakistan’dan pek farklı değilsiniz. Bir şanslı bir de şanslı olamayan kesim var” derken Wudunn, “Değişim için kendi toplumumuzla yakın ilişkiler kurmalıyız kadınlara haklarını hatırlatıp sahip çıkmalarını sağlarken erkekleri özellikle yanımıza almalıyız” diyor.

KIZ LEYLA ŞARKISI SALONU AĞLATTI

Biz Sabancı Vakfı Seminerileri’ndeyken aşağıda TURKONFED’in düzenlediği toplantının çoğunluğu erkekti.

Seminere erkek katılımının sınırlı olması dikkatimizi çekiyor. Güler Sabancı, erkekleri çözümün bir parçası olmaya ikna etmek için gelecek yıl salonda daha çok erkek katılımcı görmek istediğini, gerekirse ‘erkek kotası’ getireceğini söylüyor. Seminere Sertab Erener’in seslendirdiği kadın ve kız çocukları meselesine dikkat çekmek için Sezen Aksu’nun yazdığı ve bestesini beraber yaptıkları ‘Kız Leyla’ adlı şarkı sürpriziyle başladık. Daha 20 gün önce yazılmış ve remiksini bitirmeden vakfa hediye ettikleri şarkıyı seslendirdiğinde Erener’i, bütün salon ayakta alkışlayıp şarkıyı iki kez söyletti.

Bence Türkiye’de yeni kadın hareketinin şarkısı olacak Kız Leyla için seminerin açılış konuşmasında Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Kız Leyla, ayağa kalk Leyla. Hepimizi ayağa kaldıran ‘Kız Leyla’ için ağlamaya değer. Dostum Sezen Aksu bir gün aradı ve ‘Sadece dinle’ dedi ve bu şarkının sözlerini okudu, beni ağlattı: Sertab’la birlikte bunu Sabancı Vakfı’na armağan etmek istiyoruz” diye anlattı.

Bu yıl 25 Kasım’da Meclis’te 4 siyasi partinin uzlaşmasıyla Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Komisyonu kurulması kararı çıktı. Güler Sabancı’nın dediği gibi Bu karara hepimiz sahip çıkmalıyız. Çünkü çalışan kadınlarımızın bile % 50’si şiddet görmekle kalmıyor, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2014 yılı ‘Küresel Cinsiyet Uçurumu’ raporunda 142 ülke arasında 125’inci sırada yer alıyoruz.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın 2014 yılı ‘Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi’ raporunda 148 ülke arasında 118’inciyiz. 2023 yılında dünyada ilk 10 ekonomi arasında yer almayı hedefleyen Türkiye’ye bu rakamlar hiç yakışmıyor.

BİZDE DE KADINA ŞİDDETSİZ KÖY OLSA

İşte bu yüzden nasıl Madonna, George Clooney, Eva Mendes, Hillary Clinton, Angelina Jolie gibi uluslararası isimler Chinoy ve Wudunn’un kadın hakları için anlattıklarına sahip çıktılarsa bizlerin de birey olarak ülkemizde kadın haklarına sahip çıkması gerekiyor.

Chinoy, Oscar ödülü alan belgeselinde Pakistan’da bir köyü nasıl ‘kadına şiddetsiz köy’ ilan ettiklerini anlatırken Güler Sabancı ve Sertab Erener ile hep beraber yediğimiz yemekte, ‘Keşke Türkiye’de de bir köyümüz kadına karşı şiddetsiz köy ilan edilse’ diye diledik. Belki ‘Kız Leyla’yı yeteri kadar yüksek sesle söyler, Kadına Yönelik Şiddete Karşı kurulan komisyonun takipçisi olursak bakarsınız gerçek olur ne dersiniz?