Advertisement

İstanbul ve Paris’teki terör saldırılarında ‘Kimlik’ meselesinin çağımızın sıkıntısı olduğunu bir kez daha gördük. Hayatımızdaki aletler bile iPhone gibi benle başlarken biz diyebilmenin zorlaştığı günlerdeyiz. Tek tip biz yerine farklı ‘ben’ lerin olduğu yeni, demokratik, özgürlükçü bir biz yaratmanın yolunu arıyoruz. Yeni bizi yaratmanın yollarını ararken, durup kendi kültür ve mirasımızı koruduk mu diye düşündünüz mü? İşte bu günlerde bu kültür diyaloğunu sürdürecek güç olan Birleşmiş Milletler’in aktifliğine daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Nitekim Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) Genel Direktörü İrina Borkova, Kadir Has Üniversitesi’nde ‘Dünya Miras Alanlarının Yönetimi ve Tanıtımı: Yeni Medya ve Toplum Katılım UNESCO Kürsüsü’nün açılış yemeğinde bizle sohbete “BM’nin kültürleri birleştirici yumuşak gücüne bugünlerde daha çok ihtiyacımız var” sözleriyle başladı. Üç günlük Türkiye ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı ve pek çok sivil toplum kuruluşu ile görüşen Borkova, UNESCO’nun ilk kadın direktörü. Kültürel mirası korumanın toplumlar arası diyaloğun devamında ne kadar etkili olduğunu anlatan Borkova, “Kültürel miraslarını geride bırakıp ülkenize sığınan Suriyeli mültecilere kucak açmanız çok etkileyici. Finans dışında Suriyeli öğrencilerin teknik eğitimi konusunda yardım etmek istediğimizi Milli Eğitim Bakanınıza ilettim” diyor.

GALATA KÖPRÜSÜ GÜZEL ÖRNEK

Borkova, açtıkları kürsüyü Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın ile tanıtırken kürsünün UNESCO’nun şehirdeki yapılaşma ile ilgili yol haritası ile ilgili önerilerde de bulunmayı amaçladığını söylüyor. Türkiye’de UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan 13 alan konusunda farkındalığı artırmak da ana hedeflerden biri. Kürsü ayrıca, ‘Modernlik ile kültürel miras nasıl buluşmalı?’ konusunda orta yolun bulunmasına yardımcı olacakmış. Borkova, Galata Köprüsü’nü göstererek, ilk planın UNESCO standartlarına uymadığını belirtiyor ve ekliyor: “Aksine İstanbul siluetine zarar veriyordu. Ama İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile diyaloğu koruyarak ideal çözümü bulduk ve inşa edilen köprüden memnunuz. Bu örnekteki gibi hükümetleri sadece uyararak kültürel mirasların şehir siluetlerinin korunmasını amaçlıyoruz” diyor. İleride BM Genel Sekreteri olacağı düşünülen iki çocuk annesi Borkova ülkesi Bulgaristan’da uzun süre siyaset yapmış. Babaannemin de Bulgaristan’dan 1950’lerde Türkiye’ye göç ettiğini söylediğimde benimle hemşeri olarak bir hatıra fotoğrafı çektirdi.

‘BIZ KÜLTÜR YOLCULARI’

Söz suyun öteki tarafından açılmışken, Denizbank sponsorluğunda, Nebil Özgentürk, Coşkun Aral ve Can Dündar tarafından hayata geçirilen “Biz Kültür Yolcuları” belgeselini kaçırmamanızı öneririm. DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş’in daveti ile bir grup gazeteci kendimizi günü birlik Üsküp’te, her biri 45 dakikalık, 10 bölümden oluşan belgesel ve 205 sayfalık kitabı içeren projenin ilk bölümü Balkanlar’ı konu alan ‘Suyun Öte Yanı’nı izler bulduk. 3 usta belgeselci, Türkiye’nin kültürel zenginliklerini gözler önüne sermeyi çok iyi başarmış. Türkiye’yi kuranlar Balkanlar’dan geldiği için ‘Herkesin suyun öteki tarafında bir akrabası var’ diyerek belgeselleri çekmeye Balkanlar’dan başlamışlar. Türkiye’nin kültür mozaiği ve yeni demokratik ‘biz’ini bulması için çok güzel bir çalışma olmuş.