Advertisement

 

AKBANK Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer’e New York merkezli The Foreign Policy Association tarafından verilen Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülü için FPA ödül törenindeyiz. Tarihi 1918’e uzanan ve başkanlığını Noel Lateef’in yürüttüğü kuruluşun 2015 ödül töreninde finans dünyasının önde gelen isimleri toplanmış. Aralarında eski AIG CEO’su Maurice Greenberg, eski Citibank CEO’su Vikram Pandit gibi isimlerin bulunduğu ödül töreninde katılımcıların çoğunluğu erkek ve belirli bir yaşın üzerinde iken ABD dışında ödül alan tek yabancının bir Türk ve genç bir kadın olması, biz Türk gazetecileri ayrı bir gururlandırdı doğrusu.

Indra Nooyi (PepsiCo Başkan ve CEO’su), David Rubenstein (The Carlyle Group Kurucu Ortağı), Anders Dahlvig (IKEA Başkan ve CEO’su), Peter Brabeck (Nestle CEO’su), Sir John Bond (HSBC Holdings Grup Başkanı) ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, Foreign Policy Association’ın “Küresel Hayırseverlik Ödülü”ne de yakın tarihlerde layık görülmüş isimler.

ABD’nin eski düşünce kuruluşlarından Foreign Policy Association (FPA) ile Akbank’ın yolu, ABD’deki Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dante Roscini sayesinde kesişmiş.

Kemal Derviş başkanlığındaki Danışma Kurulu, geçen yılın haziran ayındaki toplantısına Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dante Roscini’yi davet edince, Roscini Sabancı Holding ve Akbank’ı yakından tanıma fırsatı bulmuş. Roscini, tarihi 1918’e uzanan, başkanlığını Noel Lateef’in yürüttüğü FPA’ya Akbank’ın sosyal sorumluluk çalışmalarından bahsetmiş. FPA, Sabancı Üniversitesi’ne bağışlanan 82 milyon dolar başta olmak üzere, bankanın sosyal sorumluluk projelerinden çok etkilenmiş. 2008’de dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e “uluslararası yaklaşımı” nedeniyle madalya veren dernek, bu yıl Akbank’ı Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülü’ne layık görmüş.

Suzan Sabancı Dinçer, New York’taki ödül töreninde Citi Grup Kuzey Amerika CEO’su William Mills’in sunumunun ardından kürsüye çıktı. Suzan Sabancı Dinçer, Sabancı Grubu’nun kurucusu Hacı Ömer Sabancı’nın, “Bu topraklarda kazandığını, bu toprakların insanlarıyla paylaşmalısın” sözlerini hatırlatarak ödülünü aldı. Akbank’ın genlerinde olan sürdürebilirlik, öngörülebilirlik ve şeffaflığın sosyal faaliyetleri için de geçerli olduğunu hatırlatan Suzan Sabancı Dinçer, bu tutumlarının Akbank’a ödül getirdiğini vurguladı. Suzan Sabancı Dinçer’den duyduğumuza göre, 1948’de kuruluşundan beri Akbank’ın Sabancı Üniversitesi’ne doğrudan bağışları 75 milyon doları bulmuş. Rahmetli Sakıp Sabancı’nın bağışladığı Akbank hisselerinin üniversiteye sağladığı temettü geliri de son 10 yılda 7 milyon dolara ulaşmış.

Suzan Sabancı Dinçer, bankanın Türkiye ekonomisindeki yerini şöyle anlatıyor: “Ülkemizde yönetilen varlıklarda ve ticarette payımız yüzde 10. Toplam krediler içindeki payımız yüzde 11. Ayrıca 16 bin kişiye istihdam sağlıyoruz.”

Ve banka büyüdükçe aynı Hacı Ömer Sabancı’nın dediği gibi topluma geri vermeye, katkı yapmaya devam ediyor. Nitekim Suzan Sabancı Dinçer, kültürsanata verdikleri desteğin her yıl 20 milyon dolar olduğunu ilk defa açıklıyor: “Sabancı Müzesi’ndeki sponsorluklarımız, Anadolu’ya da yaydığımız 25 yıllık Caz Festivali, 22 yıllık Akbank Sanat, Contemporary İstanbul’a 2007’den beri süren desteğimiz, Uluslararası İstanbul Film Festivali’ne 11 yıldır verdiğimiz destek başta olmak üzere, kültürsanata her yıl 20 milyon liralık bütçe ayırıyoruz.”

Sabancı Üniversitesi, paralı eğitim verse de, Akbank’ın 75 milyon dolar bağışı, kültür-sanata yılda 20 milyon lira ayırması, bankanın topluma farklı bakışını ve neden ABD’den Akbank’a ödül geldiğini kanıtlıyor.