Advertisement
HABERLER ABONE OL

Fulya Öktem / Bloomberg HT

Borçtan dolayı hapis cezası ülkemizde ihtilaf konusu olmaya devam ediyor. Bir kesim, borcunu ödemeyene hapis cezası verilmesinin insan haklarına aykırı olduğunu savunurken; diğer kesim toplumsal barışın tesisi için özgürlüğün kısıtlanabileceği görüşünde. Dünyada genel kabul gören yol ise; hile, ihmal ile işlenenler veya ülke ekonomisinde ağır sonuç doğuranlar dışındaki ekonomik suçlara ekonomik ceza uygulanması yönünde.

TÜRKİYE’DE KARŞILIKSIZ ÇEK

Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi raporuna göre Ocak-Temmuz döneminde karşılıksız çıkan 18.6 Milyar TL’lik 383 bin adet çeki 42 bin kişi keşide etti. Buna göre ilk yedi ayda geçen yılın aynı dönemine göre karşılıksız çek tutarı yüzde 53, çek adedi yüzde 53 ve tekil keşideci sayısı yüzde 40 arttı.

Yılda yaklaşık 100 milyon ticari işlemin çek ile yapıldığı Türkiye’de karşılıksız çek keşide etmek suç sayılıyor. Bu kapsamda her bir karşılıksız çek için bin beş yüz güne kadar adli para cezası verilebiliyor, para cezası ödenmediğinde de doğrudan hapis cezası uygulanıyor.

HAPİS CEZASINA KARŞI OLANLAR

Hukukçu Dr. Rezan Epözdemir, dara düştüğü için çekin karşılığını ödeyemeyen fail hakkında adli para cezasının hapis cezasına çevrilmesinin kabul edilemez olduğunu savunuyor. Hapis cezasına karşı olmakla birlikte Epözdemir, suiistimallere dikkat çekiyor. Örneğin, çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması halinde, piyasaya karşılığı olmayan çekler yazan şirket sahibi, cezadan kurtulmak için işletmesini malvarlığı olmayan birine devredebiliyor ve alacaklı mağdur oluyor.

Çek Kanunu’nun bu haliyle kötü kullanıma açık olduğunu kaydeden Epözdemir, çek yapraklarının limitli olmasının ve bankaların çek hesabı sahibinden teminat almasının hakkaniyet merkezli bir çözüm olacağını düşünüyor.

HAPİS CEZASINI SAVUNANLAR

Avukat Engin Ekici, hapis cezasından vazgeçilen 2012-2016 arasında karşılıksız çeklerde tahsil imkanının ortadan kalktığını savunuyor. Ekici, karşılıksız çek sorununun kronikleştiğini, basiretli tacir olgusunu ve toplumsal güveni zedelediğini düşünüyor. Çeklerin karşılıksız çıkmasında ekonomideki dalgalanmaların etkisinin yadsınamayacağını kaydeden Ekici, bununla beraber alacaklıların mağduriyetinin iktisadi durumdan değil genelde kötü niyetli fiillerden kaynaklandığını vurguluyor.

Ekici’ye göre karşılıksız çek suçunda amaçlanan hukuki yarar; alacaklının menfaatinin gözetilmesini kapsamakla birlikte; öncelikle ekonomik istikrarın ve toplumsal barışın korunması olduğundan, yani kamu düzeni yönü ağır bastığından, karşılıksız çeke hapis cezası insan hakları ihlali teşkil etmiyor.

HATA NEREDE?

Ceza tartışmalarının ötesinde karşılıksız çek sorunu, “vade” nedeniyle çekin hukuki niteliğinin bozulmasından doğmuş olabilir.

Çekte teknik anlamda vade yoktur ve görüldüğünde ödenir. Türk Ticaret Kanunu’nda da Dünya ile uyumlu bu kurgu benimsenmiştir. Ancak, bono ve poliçenin aksine kredi değil ödeme aracı olan çekin, ileri düzenleme tarihli yani “vadeli” kullanımı ülkemizde hızla yaygınlaşmış ve vadeli çeklerin geçerli sayılmasına yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Prof. Dr. Abuzer Kendigelen’e göre çekte Türk hukukuna ilişkin sorunların büyük kısmı bu fiili durumdan kaynaklanıyor.

Kendigelen, Kıymetli Evrak Hukuku kitabında para ve hapis cezasının dahi vadeli çek uygulamasını engelleyemediğini, aksine, getirdiği cezai yaptırım tehdidiyle ödeneceğine olan güveni artırdığını, bu nedenle ticari hayatta vadeli ödemeler için bono yerine neredeyse tamamen çek talep edilir hale geldiğini vurguluyor.

Türkiye’de vadeli çekin geçerli sayılmasına ilişkin ilk düzenleme ekonomideki daralma gerekçesiyle 2009’da yapıldı ve birden fazla uzatılarak 2020 sonuna çekildi. Kendigelen, 10 yıldır devam eden vadeli çek düzenlemesinin bir anlamda yerleşik hale getirildiğini ve idarenin tercihinin bu yönde devam edebileceğini söylüyor.

ÇEKTE GÜVEN NASIL SAĞLANACAK?

Özetle, “vade” gibi teknik bir meseleyle çekin hukuki vasfının bozulması, ekonomik ve sosyal çerçevede büyüyerek girift bir sorun haline gelmiş görünüyor. Eldeki risk raporu, karekodlu çek uygulamalarının ise karşılıksız çekte çözüm olabileceğine dair veri bulunmuyor. Bunun yanında Adalet İstatistikleri 2017 Raporunda karşılıksız çek suçuna idari para cezası ve ödenmezse hapis cezası getirilmesinden sonra anılan suçla ilgili sayılarda düşüş görüldüğü belirtiliyor.