Advertisement
HABERLER ABONE OL

Modoko Başkanı Koray Çalışkan mobilya sektöründe ihracat ve iç pazar talebi üzerinde değerlendirmede bulundu.

Bloomberg HT yayınına katılan Çalışkan iç pazarda bir daralma beklemediklerini, Türkiye’nin mobilya sektöründe diğer ülkelere göre kendi hammaddesini ürettiği için avantajlı olduğunu ve bu durumun Avrupa ülkelerine göre 5-6 kata yakın fiyat avantajı sağladığını belirtti.

Çalışkan sözlerine şöyle devam etti:

Türkiye’nin iç pazarı ilk 6 aya baktığımız zaman dolar bazında yaklaşık yüzde 20’lik bir artış sergiliyor. Biz herhangi bir daralma beklemiyoruz. İhracatımız için de dolar bazında her geçen gün artacak beklentisi içindeyiz. Bizim mobilya üzerinde çok büyük avantajlarımız var. Özellikle sunta ve MDF’yi kendimiz ithal etmeden üretiyoruz. Dünyanın en büyük ikinci sunta ve MDF üreticisiyiz. Bu sebeple yapmış olduğumuz ürünlerin nihai fiyatları özellikle Avrupa ülkelerine baktığımız zaman 5-6 kata yakın avantajlar sunuyor. Bir diğeri de dünyanın en büyük üreticisi Çin, son dönemdeki lojistik avantajından dolayı Çin’in ihracatın olumsuz etkilendiği görüyoruz. Bu da bize pozitif bir etki sağlıyor. Çin’den sonra dünyanın en büyük mobilya üreticisi Almanya. İtalya’dan Modoko’ya gelen bir heyet; Almanya kalitesinde üretim olduğunu, tasarımlarda sıkıntılar olduğunu söyledi. İtalya, Almanya ve Çin gibi ülkeleri kullanırken şimdi kullanmamaya başladı bizim gibi tasarımı iyi olan fiyat avantajı olan lojistik avantajı olan ülkeleri daha fazla tercih etmeye başladılar.

Çalışkan ciroları artsa bile iç pazarda enflasyon etkisi ile adetlerin düştüğünü belirterek şunları söyledi:

Fiyatlarımız çok ciddi biçimde artıyor, alım gücümüz de düştüğü için iç piyasada enflasyon etkisiyle ciromuz ciddi şekilde artsa dahi adetlerimizin düştüğünü görüyoruz. Şöyle olumlu bir tarafta var geçen yıl hammaddeye gelen ciddi zamlar yüzünde mobilya sektörü enflasyon paketinde en fazla fiyatı artan ikinci üründü.

Bu sene hammadde ihracatını kısıtlama geldi ve bu kısıtlamadan sonra artık mobilya fiyatlarını artışının normal seviyelere indiğini görmeye başladık. Artık ikinci sırada değiliz sekizinci dokuzuncu sıradayız. Bu da normalleşmeye büyük bir katkı.