Advertisement
HABERLER ABONE OL

Prof. Dr. Selva Demiralp, Bloomberg HT'de Barış Esen'in Ekonomik Görünüm programına konuk oldu.

Selva Demiralp, "Biz iktisatçılar bir ekonominin görece pozisyonunu anlayabilmek için önce bir referans değere ihtiyaç duyarız. Bu ortalama değer oluyor. Ekonomik büyümedeki bu referans değer potansiyel büyüme dediğimiz uzun vadeli ortalama büyüme oranı ki Türkiye için 5-5.5 arasında bir orandan bahsediyoruz. Bir ülke için ideal olan bir seneden diğer seneye bu oranlara yakın bir patikada kalmaktır. Burada 2.6'lık büyüme oranına baktığımızda bizim potansiyelimiz olan 5.5'in ciddi şekilde altına düştüğünü görüyoruz. Ver adını koymak gerekirse resesyon, potansiyelin ciddi oranda altına düşülen büyüme oranıdır. Resesyonda mutlaka negatif büyüme gerçekleştirmek gerekmiyor, potansiyelin altına düşmek gerekiyor. Dolayısıyla bu çeyrekte negatif  büyüme olmasa bile 5.5'ten 2.6'ya inen bir büyüme oranına baktığınızda bu ülkede ne oluyor sorusunu zaten sorarsınız. Çünkü ciddi bir ivme kaybı var. 2018'de de senenin ilk yarısıyla ikinci yarısı arasından büyük bir ivme kaybı sözkonusu. 7.4'le başlayan yıl daha sonra 5'lere ve ardından çeyrekten bir önceki çeyreğe bakınca aslında negatif bir büyüme var. Bunun adı nereden bakarsak bakalım resesyondur. Örneğin Amerika'da NBR dediğimiz kuruluşlar var ve burada ekonomistler toplanıp resesyon var mı yok mu buna karar veriyorlar. Türkiye'de buna benzer kurumlar olmadığı için resesyonun en güçlü olduğu hal yani iki çeyrek arka arkaya negatif olunca teknik resesyon denilebiliyor. Ancak bu kadar uç noktaya gitmeye gerek yok, daha ılımlı resesyonlar da olabilir ve Türkiye ekonomisi o sürece zaten girmişti. Ve bunun adına resesyon demek için bugünkü büyüme verisini beklemiyorduk" şeklinde konuştu.