Coca-Cola
Aslında Amerikan kapitalizminin en önemli simgeleri olan Pepsi ve Coca-Cola Rusya'da, Sovyetler döneminde de satılıyordu.
Bazı kaynaklara göre Pepsi, Sovyet lideri Kruşçev'i ikna ederek girdiği ve büyük başarı elde ettiği pazara adım atabilmek için Coca-Cola da amansız bir mücadele vermişti.
Sovyetler Birliği'nin Coca-Cola ile tanışması ünlü devrimci, dış ticaretten sorumlu bürokrat Anastas Mikoyan'ın 1930'larda yaptığı ABD ziyaretine rastlar. Mikoyan çok beğendiği bu içeceği Sovyetler Birliği'ne getirmek ister, ancak bu ticaretin yüksek maliyeti Politbüro üyesini niyetinden vazgeçmek zorunda bırakır.
Ardından, II. Dünya Savaşı'nın sonunda Müttefiklerin komutanı ve müstakbel ABD Başkanı Eisenhower, Sovyet Mareşali Georgi Jukov'a bu içeceği tanıtır. Jukov, Coca-Cola'yı öyle sever ki, şirket daha sonra sadece mareşalin tüketmesi için kızıl yıldız kapaklı "beyaz kola" üretir. Zira Jukov açık açık bir Amerikan içeceği içerken görünmekten çekinir.
Coca-Cola yıllar sonra bir başka ABD başkanından, Jimmy Carter'dan yardım ister. Carter'ın Sovyet liderlere yakınlığı sayesinde şirket Sovyet pazarına 1979'da Fanta ile giriş yapar.
Coca-Cola'nın beklediği altın fırsat ise 1980'de Moskova Olimpiyatları ile gelir. ABD'li sporcuların boykotuna rağmen Coca-Cola resmi sponsor sıfatıyla olimpiyatı destekler ve ülkedeki marka bilinirliğini oldukça yükseğe çıkarır. Şirket, Sovyetler Birliği'ndeki ilk fabrikasını 1986'da açar. Sovyetler, ödeme istemleri dışında oldukları için konsantre madde karşılığında ödemeleri Lada otomobilleriyle yapar.