Bloomberght
SON DAKİKA
Bloomberg HT Haberler Şimşek: Dünya enerji fiyatlarının yükselmesi en büyük risk

Şimşek: Dünya enerji fiyatlarının yükselmesi en büyük risk

  • Maliye Bakanı Şimşek, dünya enerji fiyatlarının yükselmesinin Türkiye'nin global anlamda karşı karşıya olduğu en büyük risk olduğunu belirtti

Giriş: 07 Ocak 2011, Cuma 14:32
Güncelleme: 07 Ocak 2011, Cuma 14:32

İSTANBUL (A.A) - 07.01.2011 - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dünya enerji fiyatlarının yükselmesinin Türkiye'nin global anlamda karşı karşıya olduğu en büyük risk olduğunu belirtti.

Türk çimento sektörünün 100. yılı dolayısıyla Yapı Ürünleri Üretici Federasyonu tarafından İstanbul'da düzenlenen ''Türk Ekonomisi ve İnşaat Sektörü'' konulu toplantıda konuşan Şimşek, 2009 yılında ortalık toz dumanken Türkiye'nin temelinin sağlam olduğunu söylediklerini ifade etti.

2011 yılında da yine ümitli olmak için birçok sebep bulunduğunu ifade eden Şimşek, ''Çünkü doğru politika çerçevesi konulacak. Ama bunun da ötesinde mikro bir takım adımlarla da bu makro temelleri daha da sağlamlaştırıyoruz'' dedi.

Konuşmasında, sektörle ilgili dile getirilen sorunlara da değinen Şimşek, kayıtdışılığın sadece vergi kaybı anlamında bir problem olmadığına dikkati çekerek, kayıt dışılığın aslında adil rekabetin oluşmasını engelleyen, Türkiye'nin geri kalmasında en önemli faktörlerden biri olduğunu vurguladı.

-''KAYIT İÇİNDE OLAN BİRİSİ ÇOK DAHA BÜYÜK BİR REKABETLE KARŞI KARŞIYA''-

Mehmet Şimşek, ''Kayıt dışı demek, aslında şirketlerin rekabetçi bir ortamdan yoksun bir şekilde kendilerini daha verimli, üretken kılacak bir süreçten uzak kalması demek. Yani kayıt içinde olan birisi çok daha büyük bir rekabetle karşı karşıya... Dolayısıyla çok daha verimli, inovatif, yenilikçi olmak zorunda'' dedi.

Kayıt dışılıkla mücadele etmek gerektiğini, bu konuda son 1,5 yıldır birçok adım attıklarını, sonuç almaya başladıklarını belirten Şimşek, uluslararası çalışmalarda Türkiye'de kayıt dışılığın azaldığına dair birçok gösterge olduğunu, ancak hala seviyenin ciddi boyutlarda bulunduğunu kaydetti.

''Bu birçok sektör açısından önemli bir ayak bağı'' diyen Şimşek, bunun hem bir vergi kaybı hem ülkenin refah artışını sınırladığını hem de şirketlerin adil bir rekabet ortamında ilerlemesini engellediğini, bu konu üzerinde durmaya devam edeceklerini söyledi.

Şimşek, rekabet gücünü belirlemede enerjinin çok önemli bir faktör olduğuna işaret ederek, birçok komşu ülkeye göre Türkiye'nin, enerji verimliliği ve maliyetlerde arzuladıkları noktada olmadığını, ancak bu konuda da büyük bir çaba içerisinde bulunduklarını anlattı.

Nükleer santrallerle ilgili çabalarının uzun vadede Türkiye'yi rekabetçi bir konuma getirme amaçlı olduğunu vurgulayan Şimşek, Türkiye'nin rüzgarını, güneşini, suyunu enerjiye dönüştürme çabaları bulunduğunu, enerjinin, bir gecelik sonuç alınabilecek türden bir konu olmadığını söyledi. Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Aslında sizin sektör için bir niş, özgün alanlar var. Türkiye'de enerji verimliliği konusu çok ciddi bir sorun. Bir kentin gece resmini çekerseniz, evlerin büyük bir kısmının dışarıyı ısıttığını, doğru düzgün yalıtımın, izolasyonun olmadığını görürsünüz. Bu sizin sektör için büyük bir fırsat.

Bu alan çok önemli. Belki bizim bu alanı daha fazla ön plana çıkartmamız lazım, teşvik etmemiz gerekiyor. Çünkü cari açık önemli ölçüde enerji kaynaklı... Şu son 8 yıla bakın, enerjiyi dışarıda tutun. Açık verdiğimiz yıllar istisnadır. Fazla verdiğimiz yıllar çoğunluktadır. Ama enerjiyi bir kenara bırakamıyoruz. Ülkenin var olan kaynaklarını bir teorik potansiyel alan olmaktan çıkartıp gerçeğe dönüştürüyoruz. Bu konuda hükümetimiz çok ciddi adımlar atmıştır. Devletin bütün çekmecelerindeki bütün projeleri özel sektöre devrettik. Özel sektör şu anda onları yapıyor, bitiriyor.''

-CARİ AÇIK-

Enerji konusunun önemli olduğunu yineleyen Şimşek, şöyle devam etti:

''Dünya enerji fiyatlarının yükselmesi tabii ki maalesef global anlamda karşı karşıya olduğumuz en büyük risk. Niye? Çünkü global emtia fiyatlarının, özellikle petrol ve benzeri ürünlerin fiyatlarının artması demek aslında Türkiye açısından sadece büyük bir cari açık anlamına gelmiyor. Aynı zamanda daha yüksek bir enflasyon, bir anlamda daha yüksek bir risk primini beraberinde getirebiliyor. Hatta daha düşük büyümeyi beraberinde getiriyor. Çünkü cari açığınız olmazsa net ihracatın büyümeye katkısı eksi olmaz, artı olur.

Şu son birkaç çeyrektir Türkiye ekonomisine bakın; Türkiye'nin dünya ile olan dengesi bu kadar büyük bir açık içinde olmasaydı inanın Türkiye'nin büyümesi Çin'in çok çok daha üstünde olurdu. Çünkü net ihracatın büyümeye etkisi eksi... Yani bu nötr olsa Türkiye 2010'da yüzde 10'lardan çok daha hızlı büyümüş olurdu. Fakat bu aşılamaz bir konu değil. Biz katma değeri yüksek, bilgi, teknoloji yoğun ürünlere geçtikçe, enerjiyi daha verimli kullandıkça inanıyorum ki Türkiye orta, uzun vadede bu sorunu çok daha idare edilebilir seviyelere çeker.''

(Devam edecek)