TCMB: Munzam karşılıklara faiz ödenebilir

T&uuml;rkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı tutanaklarında, Kurul un para politikasının normalleşme s&uuml;recinde zorunlu karşılıkların T&uuml;rk Lirası olarak tutulan kısmına faiz &ouml;denmesi konusunun değerlendirildiği bildirildi.Kurul un, 18 Mart tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı 25 Mart 2014 tarihli toplantı tutanaklarına g&ouml;re, Kurul un son d&ouml;nemde iktisadi faaliyetin ılımlı seyrini korumasına rağmen, t&uuml;ketim ve yatırım eğiliminde g&ouml;reli bir zayıflama olduğuna dikkati &ccedil;ektiği belirtilerek, Kurul &uuml;yelerinin, talep g&ouml;stergelerindeki zayıflamanın hen&uuml;z iktisadi faaliyete belirgin olarak yansımadığını ifade ettiği belirtildi.Bununla birlikte, Enflasyon Raporu nda yer alan risk senaryolarında belirtildiği gibi, yaşanan belirsizliklerin ve risk primindeki artışın uzun s&uuml;reli olması durumunda ekonomide g&uuml;ven ve bilan&ccedil;o kanalı &uuml;zerinden ciddi bir yavaşlama g&ouml;zlenme olasılığının g&ouml;z ardı edilmemesi gerektiğinin vurgulandığı ifade edilen raporda, şunlar kaydedildi: S&ouml;z konusu riskin ger&ccedil;ekleşmesi halinde, Merkez Bankası nın elindeki ara&ccedil;ları dengeleyici y&ouml;nde değerlendirebileceği hatırlatılmıştır. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, gerekmesi halinde zorunlu karşılıklar, rezerv opsiyon mekanizması (ROM) ve likidite politikası gibi ara&ccedil;ların kullanılabileceği ifade edilmiştir. Kurul, para politikasının normalleşme s&uuml;recinde zorunlu karşılıkların T&uuml;rk lirası olarak tutulan kısmına faiz &ouml;denmesi konusunu da bu &ccedil;er&ccedil;evede değerlendirmiştir.Bu aşamada olmasa da gerekli g&ouml;r&uuml;lmesi halinde ileri bir tarihte b&ouml;yle bir d&uuml;zenlemenin g&uuml;ndeme alınabileceği belirtilmiştir. Zorunlu karşılıklara kısmi faiz &ouml;denmesinin aynı zamanda ROM &uuml;zerindeki etkileri farklı a&ccedil;ılardan değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, zorunlu karşılıklara kısmi faiz &ouml;denmesi ile ilgili olarak ilerde yapılabilecek bir d&uuml;zenlemenin &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml; ve sınırlı tutulmasının uygun bir yaklaşım olabileceği ifade edilmiştir. Raporda, Mevcut belirsizlikler karşısında ekonomimizin dayanıklılığını koruması a&ccedil;ısından maliye ve finansal sekt&ouml;r politikalarındaki temkinli duruşun s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lmesi kritik &ouml;nem taşımaktadır denildi.Kurul un 18 Mart 2014 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı 25 Mart 2014 tarihli toplantı tutanaklarında, şubat ayında t&uuml;ketici fiyatlarının aylık bazda y&uuml;zde 0,43 oranında arttığı ve yıllık enflasyonun 0,14 puanlık y&uuml;kselişle y&uuml;zde 7,89 olduğu anımsatıldı.Raporda; T&uuml;rk lirasındaki (TL) değer kaybının yansımalarıyla, temel enflasyon g&ouml;stergelerinde belirgin bir y&uuml;kseliş g&ouml;zlendiği belirtilirken, gıda fiyatlarındaki olumsuz seyir ve d&ouml;viz kuru hareketlerinin gecikmeli etkilerine bağlı olarak, enflasyon g&ouml;stergelerinin gelecek d&ouml;nemde de y&uuml;ksek seyredeceğinin tahmin edildiği kaydedildi.Gıda grubunda yıllık enflasyonun 0,83 puan azalarak y&uuml;zde 10,05 e gerilediği aktarılan tutanaklarda, şu ifadelere yer verildi: Şubat ayında işlenmemiş gıda fiyatları, sebze fiyatlarına bağlı olarak azalmıştır. Ancak, taze meyve-sebze dışı işlenmemiş gıda fiyatlarındaki olumsuz g&ouml;r&uuml;n&uuml;m s&uuml;rm&uuml;ş ve bu grubun yıllık artış oranı y&uuml;zde 24,21 olmuştur. İşlenmiş gıda fiyatları başta ekmek-tahıl olmakla birlikte, genele yansıyan artışlara bağlı olarak aylık bazda y&uuml;zde 1,65 oranında y&uuml;kselmiş, grup yıllık enflasyonu ise y&uuml;zde 9,42 ye &ccedil;ıkmıştır. &Ouml;te yandan, son d&ouml;nemde &ccedil;eşitli b&ouml;lgelerde yağışların mevsimsel ortalamaların altında seyretmesi gıda fiyatlarına dair yukarı y&ouml;nl&uuml; riskleri canlı tutmaktadır. Şubat ayında hizmet grubu fiyatları aylık bazda y&uuml;zde 0,77 oranında artarken grup yıllık enflasyonu 0,38 puanlık y&uuml;kselişle y&uuml;zde 8,34 olmuştur. B&ouml;ylelikle hizmet grubu enflasyonu 2009 yılının ilk &ccedil;eyreğinden bu yana en y&uuml;ksek seviyesine ulaşmıştır. Mevsimsellikten arındırılmış veriler hizmet grubu enflasyonunun ana eğilimindeki yukarı y&ouml;nl&uuml; seyrin bu d&ouml;nemde de s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;ne işaret etmektedir Raporda, temel mal grubunda yıllık enflasyonun şubatta 1,28 puanlık belirgin bir artışla y&uuml;zde 8,39 a y&uuml;kseldiği vurgulanırken, bu gelişmede, başta otomobil olmak &uuml;zere TL deki değer kaybıyla y&uuml;kselen dayanıklı t&uuml;ketim malları fiyatlarının belirleyici olduğuna işaret edildi.Mevsimsellikten arındırılmış verilerin, temel mal grubu enflasyonunda ocak ayına g&ouml;re daha y&uuml;ksek bir artışa işaret ettiği dile getirilen tutanaklarda, benzer bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n temel enflasyon g&ouml;stergelerinde de kaydedildiği, bu gelişmeler &ccedil;er&ccedil;evesinde ise gelecek aylarda baz etkisinin de katkısıyla enflasyondaki y&uuml;kselişin s&uuml;rebileceğinin tahmin edildiği ifade edildi.- Finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle t&uuml;ketici kredilerinin b&uuml;y&uuml;me hızları yavaşlamaktadır Raporda, sanayi &uuml;retiminin ocakta, aralık ayına g&ouml;re belirgin bir artış g&ouml;sterdiği hatırlatılarak, bu artışta aralık ayındaki zayıf g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n telafisi ile dış talepteki g&ouml;reli canlanmanın desteğiyle artan ihracat siparişlerinin ve ihracat beklentilerindeki iyileşmenin yansımalarının g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; belirtildi.Bir &ouml;nceki &ccedil;eyrek ortalaması ile karşılaştırıldığında, ocak ayı &uuml;retim seviyesinin daha da g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m &ccedil;izdiği aktarılan tutanaklarda, ancak i&ccedil; talepteki zayıflamanın iktisadi faaliyete yansıması ile bu g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n gelecek d&ouml;nemde daha ılımlıya d&ouml;nmesinin beklendiği vurgulandı.Raporda, son aylarda yurt dışı ve yurt i&ccedil;i kaynaklı belirsizlikler ve buna bağlı olarak risk primi ve d&ouml;viz kurundaki artışların t&uuml;ketici g&uuml;veninde belirgin bir d&uuml;ş&uuml;şe yol a&ccedil;tığı dile getirilirken, şunlar kaydedildi: Ayrıca, finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle t&uuml;ketici kredilerinin b&uuml;y&uuml;me hızları yavaşlamaktadır. Mevcut veriler beyaz eşya ve otomobil satışlarında da son d&ouml;nemde belirgin bir d&uuml;ş&uuml;ş olduğuna işaret etmektedir. Bu doğrultuda ocak ayında dayanıklı t&uuml;ketim mallarının ithalat ve &uuml;retiminde bir &ouml;nceki aya ve &ccedil;eyreğe g&ouml;re belirgin bir gerileme kaydedilmiştir. 2013 yılı i&ccedil;erisinde olumlu bir seyir izleyen yatırım talebi de son d&ouml;nem gelişmeleri ile birlikte ivme kaybetmiştir. Sabit sermaye yatırım beklentisi 2010 yılından beri en d&uuml;ş&uuml;k seviyesine inerken, yatırımların ana eğilimine ilişkin g&ouml;stergelerden taşıt hari&ccedil; sermaye malları &uuml;retimi ocak ayında bir &ouml;nceki aya kıyasla y&uuml;ksek oranlı gerileme g&ouml;stermiştir. Benzer şekilde, ticari ara&ccedil; satışlarında da bir yavaşlama s&ouml;z konusudur. Tutanaklarda, son d&ouml;nem verilerinin, ihracat b&uuml;y&uuml;me eğiliminin 2014 yılı ilk &ccedil;eyreğinde de korunduğunu g&ouml;sterdiği belirtilerek, ihracat miktar endeksinin ocak ayında hem bir &ouml;nceki aya hem de bir &ouml;nceki &ccedil;eyrek ortalamasına g&ouml;re artış kaydettiği anımsatıldı.Son d&ouml;nemde anket g&ouml;stergelerinin işaret ettiği k&uuml;resel &ouml;l&ccedil;ekteki toparlanma, d&uuml;nya ithalat talebindeki canlanma ve TL deki değer kaybının etkileriyle, gelecek d&ouml;nemde ihracatın b&uuml;y&uuml;meye olumlu katkı yapmasının beklendiği ifade edilen raporda, &Ouml;zetle, son d&ouml;nemde a&ccedil;ıklanan veriler nihai yurt i&ccedil;i talebin ivme kaybedeceğini; ihracatın ise bu yavaşlamanın b&uuml;y&uuml;me &uuml;zerindeki etkilerini sınırlayacağını g&ouml;stermektedir. Kurul bu gelişmeler sonucunda dengelenme s&uuml;recinin devam edeceğini ve 2014 yılında cari işlemler a&ccedil;ığında belirgin bir iyileşme g&ouml;zleneceğini tahmin etmektedir. Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilere g&ouml;re toplam ve tarım dışı işsizlik oranları 2013 yılının aralık d&ouml;neminde bir &ouml;nceki d&ouml;neme g&ouml;re azalmıştır. Bu d&ouml;nemde, işsizlik oranlarının gerilemesi tarım dışı istihdamda meydana gelen g&uuml;&ccedil;l&uuml; artıştan kaynaklanmıştır. İstihdam asıl olarak hizmetler ve inşaat sekt&ouml;rlerinde artış g&ouml;stermiştir. Sanayi sekt&ouml;r&uuml; istihdamı ise sınırlı bir oranda artmış ve g&ouml;rece zayıf g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n&uuml; s&uuml;rd&uuml;rm&uuml;şt&uuml;r denildi.- Haziran ayına kadar enflasyondaki y&uuml;kselişin devam edebileceği tahmin edilmektedir Tutanaklarda, Kurul un enflasyona ilişkin yukarı y&ouml;nl&uuml; risklerin &ouml;nemini koruduğu değerlendirmesine değinilerek, d&ouml;viz kuru hareketlerinin gecikmeli yansımalarının &ouml;zellikle temel mallar kanalıyla &ccedil;ekirdek enflasyonu olumsuz etkilemeye devam ettiği belirtildi.Hizmet fiyatlarının yıllık artış oranı ve fiyatlama davranışlarına dair diğer g&ouml;stergeler de enflasyonun ana eğiliminin hedefin belirgin olarak &uuml;zerinde seyrettiğine işaret ettiği kaydedilen raporda, ocak ayında yapılan g&uuml;&ccedil;l&uuml; ve &ouml;nden y&uuml;klemeli parasal sıkılaştırmanın enflasyona dair yukarı y&ouml;nl&uuml; risklerin orta vadeli enflasyon beklentileri &uuml;zerindeki etkilerini sınırladığı aktarıldı.Bununla birlikte, parasal sıkılaştırmanın enflasyon &uuml;zerindeki olumlu etkisinin belirli bir gecikmeyle g&ouml;zlenebileceği değerlendirildiğinde, baz etkisinin de katkısıyla haziran ayına kadar enflasyondaki y&uuml;kselişin devam edebileceği tahminine yer verilen tutanaklarda, bu s&uuml;re&ccedil;te enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının yakından izleneceği ve enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;nde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun s&uuml;rd&uuml;r&uuml;leceği vurgulandı.Raporda, sıkı para politikası duruşunun, alınan makro ihtiyati &ouml;nlemlerin ve zayıf seyreden sermaye akımlarının etkisiyle, kredi b&uuml;y&uuml;me hızlarının yavaşlamaya devam ettiğine işaret edilerek, Kurul, kredi b&uuml;y&uuml;mesinde g&ouml;zlenen yavaşlamanın daha &ccedil;ok t&uuml;ketici kredileri ve kredi kartlarından kaynaklandığı, T&uuml;rk lirası cinsi ticari kredilerdeki artışın g&uuml;c&uuml;n&uuml; koruduğu değerlendirmesinde bulunmuştur. Yılın ilk &ccedil;eyreğinde finansal koşullarda g&ouml;zlenen kayda değer sıkılaşma kredi b&uuml;y&uuml;me hızında yavaşlama eğiliminin s&uuml;receğine işaret etmektedir. Kurul &uuml;yeleri, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde kredi piyasasında arz ve talep y&ouml;nl&uuml; unsurların yakından takip edilmesinin faydalı olacağını değerlendirmiştir değerlendirmelerine yer verildi.2014 yılı ilk &ccedil;eyreğine dair a&ccedil;ıklanan verilerin de kredi gelişmeleri ile uyumlu olarak yurt i&ccedil;i &ouml;zel kesim nihai talebinde ivme kaybına işaret ettiği belirtilen raporda, net ihracatın ise dış talepteki toparlanmanın katkısıyla b&uuml;y&uuml;meye olumlu katkı yapmasının beklendiği dile getirildi.Tutanaklarda, Kurul un, talep bileşenlerinin mevcut g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml; altında 2014 yılında toplam talep koşullarının enflasyon baskılarını sınırlayacağını ve cari işlemler a&ccedil;ığında belirgin bir iyileşme g&ouml;zleneceğini tahmin ettiği aktarılarak, maliye politikası ve vergi d&uuml;zenlemelerine ilişkin gelişmelerin enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;ne etkileri bakımından yakından takip edildiği ifade edildi.Para politikası duruşu oluşturulurken, gelecek d&ouml;nemde mali disiplinin korunacağı ve y&ouml;netilen/y&ouml;nlendirilen fiyatlarda &ouml;ng&ouml;r&uuml;lmeyen bir artışın ger&ccedil;ekleşmeyeceğinin varsayıldığı bildirilen tutanaklarda, şu değerlendirmelerde bulunuldu: Maliye politikasının s&ouml;z konusu &ccedil;er&ccedil;eveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n&uuml; olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da g&uuml;ncellenmesi s&ouml;z konusu olabilecektir. Mevcut belirsizlikler karşısında ekonomimizin dayanıklılığını koruması a&ccedil;ısından maliye ve finansal sekt&ouml;r politikalarındaki temkinli duruşun s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lmesi kritik &ouml;nem taşımaktadır. Orta vadede ise mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf a&ccedil;ığını azaltacak yapısal reformların g&uuml;&ccedil;lendirilmesi makroekonomik istikrarı destekleyecektir. Bu y&ouml;nde atılacak adımlar aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu bor&ccedil;lanma faizlerinin d&uuml;ş&uuml;k d&uuml;zeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, Orta Vadeli Program ın gerektirdiği yapısal d&uuml;zenlemelerin hayata ge&ccedil;irilmesi b&uuml;y&uuml;k &ouml;nem taşımaktadır.

TCMB: Munzam karşılıklara faiz ödenebilir

Merkez Bankası PPK toplantı tutanaklarında munzam karşılıklara ölçülü ve sınırlı oranda faiz ödenebileceği belirtildi

Öne Çıkanlar