Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın 2023 yılının 3. enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon beklentileri yüzde 22,3'ten yüzde 58'e yükseltilirken asgari ücret artışının muhtemel enflasyonist etkisi konusunda değerlendirmeye de yer verildi.
1 Temmuz 2023’te yapılan ara düzenleme ile asgari ücret yüzde 34 oranında yükseltilerek net 11 bin 402,3 TL'ye, brüt 13 bin 414,5 TL'ye çıkarılmıştı.
Asgari ücretten gelir ve damga vergisi alınmama uygulaması devam ederken, işverenlere işçi başına verilen desteğin 500 TL’ye çıkarılması kararlaştırılmıştı.
Enflasyon raporunda asgari ücret duyarlılığı yüksek olan sektörlere yer verilerek Temmuz ayı asgari ücret artışının olası etkisine yer verildi.
Raporda güncel ekonometrik modeller asgari ücretteki yüzde 1’lik nominal artışın işlenmemiş gıda ve alkol-tütün dışı tüketici enflasyonunu ilk çeyrekte 0,06-0,08 puan, bir yıllık bir dönem zarfında ise 0,08-0,12 puan bandında etkilediği kaydedildi.
Söz konusu tahminlerin önceki çalışmalara kıyasla asgari ücret etkisinde son yıllarda bir miktar artışa işaret ettiği belirtilen TCMB değerlendirmesinde, sektörel bazda asgari ücret ağırlığı dikkate alındığında Temmuz ayındaki yüzde 34 oranındaki asgari ücret artışının yıllık tüketici enflasyonuna olası etkisinin 2,7-4,1 puan arasında hesaplandığı kaydedildi.
Mal ve hizmet alt grupları bazında oluşturulan denklem tahminleri ise özellikle işlenmiş gıda ve seçilmiş hizmet kalemleri fiyatları üzerinde asgari ücretin anlamlı bir etkiye sahip olduğuna işaret edildi.
"Genel ücret artışında büyük ölçüde asgari ücret belirleyici"
Türkiye’de ücretli ve yevmiyelilerin önemli bir kısmının asgari ücret ve 'komşuluğunda' ücrete sahip olduğu tespiti de yapılan TCMB değerlendirmesinde, genel ücret artışlarında büyük ölçüde asgari ücret artışları ve geçmiş TÜFE gerçekleşmelerinin belirleyici olduğu ifade edildi.
Yıllar itibarıyla ücretli çalışanların yıllık ortalama net geliri ile asgari ücret artışları incelendiğinde, 1 puanlık asgari ücret artışının yaklaşık 0,93 puanlık ortalama ücret artışına karşılık geldiği görülüyor.
Asgari ücretli oranı en yüksek sektör yüzde 73'le konaklama-yiyecek
2021 yılı hanehalkı işgücü anketi verileri, tarım dışı sektörlerde çalışan ücretlilerin yaklaşık yüzde 43,1’ini asgari ücretli ve altı çalışanların oluşturduğuna işaret ediyor.
Asgari ücret ve altı çalışanların oranı sanayi sektöründe yüzde 50,4, inşaatta yüzde 71,4, hizmetlerde ise yüzde 37,9 olarak hesaplandı.
Kamunun ve finans hizmetlerinin varlığı asgari ücrete olan duyarlılığı sınırlayan bir unsur olurken, kamu ve finans dışı hizmet sektörlerinde oranın hayli yüksek olduğu izleniyor.
Örneğin, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde asgari ücret ve altı çalışanların oranı yüzde 73’e ulaşırken, toptan ve perakende ticaret sektöründe yüzde 64 ile yüksek pay dikkat çekiyor.
İmalat sanayinde ise giyim (yüzde 70,5) ve gıda (yüzde 67,1) sektörleri asgari ücret ve altı çalışanların oranında yüksek paylarıyla öne çıkıyor.
Personel maliyetinin üretime oranı en yüksek sektörler konaklama ve eğitim
Ücret gelişmeleri kaynaklı maliyet yönlü baskıları değerlendirilirken, sektörlerin emek yoğunluk derecesi göz önünde bulundurulması gereken bir diğer göstergedir.
Bu amaçla, TÜİK Yıllık Sanayi ve Hizmet istatistikleri verilerinden personel maliyeti/üretim oranı hesaplanmış.
Asgari ücretli payı ile personel maliyetinin üretim değeri içindeki payı birlikte değerlendirildiğinde ise asgari ücret artışına en duyarlı sektörlerin idari-destek hizmetleri, lokanta-otel, toptan-perakende ticaret, insan sağlığı, giyim, mobilya, inşaat ve bakım-onarım gibi sektörler.
Asgari ücret ve altı ücretli oranı yüzde 10,1 olmasına karşın personel maliyetinin üretim değerine oranı en yüksek sektör yüzde 51,1'le eğitim.
Konaklama ve yiyecek hizmetleri asgari ücretli oranı yüzde 73'le en yüksek sektör olmasının yanında aynı zamanda personel maliyetinin üretilen değere oranında yüzde 20,2 ile en yüksek ikinci sektör durumunda.