UKON/Hacıince: Besiciler son 3 yıldır zarar ediyor
-
Ulusal kırmızı Et Konseyi Başkanı Ahmet Hacıince, 2021 yılına yönelik değerlendirme yaparken, 2022'ye ilişkin de sektörün sorunlarının çözümü noktasında beklentilerini sıraladı.

İRFAN DONAT
Ulusal Kırmızı Et Konseyi Başkanı Ahmet Hacıince, 2021 yılının da kırmızı et sektörü açısından zorlu ve sabır içinde geçen bir yıl olduğunu ifade ederek, özellikle büyükbaş hayvancılık tarafı için sıkıntılı bir süreçten geçtiklerini kaydetti.
"Her ne kadar kırmızı et üretimini 2021 yılındaki gelişmeler yönüyle değerlendirecek olsak da 2018 yılından bu güne kadar ki süreci de dikkatte almak gerekir" diyen Hacıince söz konusu süreci şöyle özetledi: "2021 yılı et sektöründeki bu durum, 2018 de başlayan sürecin devamı niteliğindedir. Kırmızı et üretimimizin içinde yaklaşık yüzde 10’luk bir paya sahip olan küçükbaş
hayvan eti üretiminde genel bir memnuniyetin bulunduğunu söyleyebiliriz. Ancak aynı şeyi
sığır eti üretimi için söylemek mümkün değildir. 2018 yılında yapılan sığır eti üretimi,
önceki yıllara oranla daha yüksek gerçekleşmiş ve piyasa fiyatları arz fazlalığından dolayı
son çeyreğinde maliyetin çok altına düşmüştür. Üreticinin zararını düşürmeye yönelik olarak
Et ve Süt Kurumu (ESK) müdahale alımlarına başlamış ve yüz binlerce büyükbaşı kesip, on
binlerce ton eti stoklamaya başlamıştır. 2019 yılı da üretici açısından yüz güldürmemiş, ESK
müdahale alımları bu yılın büyük bölümünde devam etmiştir. Devletin bu çabası üretici
açısından tam bir çözüm sağlamamıştır. Üretici bütün umutlarını 2020 yılına taşımış ancak
daha yılın başında pandemi’nin patlak vermesi bütün umutları suya düşürmüş ve talep darlığı
nedeniyle et fiyatları sürekli maliyetin altında kalmıştır."
Hacıince, "Son üç yıldır kazanamayıp zarar eden besicilerimiz, 2021 yılına gelindiğinde maliyet ve piyasa fiyatı arasındaki denge besici aleyhine daha da bozulmuştur. Sonuç olarak piyasalardaki karkas fiyatları yıl boyunca maliyetlerin altında seyretmiştir.

2021 yılındaki maliyet – satış fiyatı ilişkisindeki dengesizliğin başlıca nedenlerini
maliyetlerin yüksekliği ve piyasada dana etine talebin azalması olarak gösteren Hacıince, besi maliyetlerindeki artışın temelinde kesif yem fiyatlarındaki artış olduğunu söyledi.
"HAKSIZ KAZANCIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ"
Hacıince, "Tüm dünyada, yem hammaddelerindeki döviz bazındaki artışlar ülkemizdeki yem fiyatlarının artışına neden olurken, son aylardaki döviz kurlarının yükselmesi de yemdeki fiyat artışına büyük bir ivme kazandırmıştır. Yem sanayicileri tarafından ayda bir yapılan fiyat güncellemeleri artık günlük hale gelmiştir. İthal yolla tedarik edilen ham maddelerin döviz bazında artışı ve döviz kuru artışı ile birlikte anında yeme yansıtılmıştır. Yıl içerisinde zaman zaman yaşanan döviz kurlarındaki düşüşlere rağmen bu durumun yem fiyatlarında tekrar indirim olarak
yansıtılmamıştır. İlgili bakanlıklarımızın yem fiyatlarındaki gelişmeleri çok yakından takip
etmesini, artışlar ile gerekçeleri arasındaki ilişkiyi kontrol edip, muhtemel haksız kazancın
önüne geçmesini beklemekteyiz" diye konuştu.

Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) yıl içerisindeki yemlik arpa ve mısır satışlarının
besicilere çok büyük bir desteği olduğunun altını çizen Hacıince, söz konusu uygulamanın devam etmesinde çok büyük fayda gördüklerini belirtti.
2021 yılında yaşanan kuraklık ve ekonomik krizin kırmızı et üretiminde, artan
maliyetler ve yüksek enflasyon ile küresel gıda fiyatlarının artışlarından etkilendiğine dikkat çeken Hacıince, "2020 yılının Aralık ayında dana karkas fiyatı 35,70 TL olup, 2021 yılının aynı döneminde 62,24 TL’ye ulaşarak yüzde 74,34’lik artış gösterirken, kuzu eti fiyatları ise 2020 yılının aralık ayında 50,31 TL gerçekleşirken, 2021 yılında yüzde 28,80 oranında bir artış ile 64,80 TL olmuştur" dedi.
"İŞLETMELERDE KAPASİTELER DÜŞÜRÜLDÜ"
Besi maliyetlerin artışında, yemin dışındaki diğer bir etken de besi materyali fiyatlarındaki artış olduğuna dikkat çeken Hacıince, "2021 yılında sığır besiciliğinin kar sağlamaması nedeniyle işletmelerde kapasiteler düşürülmüş, bu nedenle 2021 yılının son çeyreğine kadar yerli besi materyali fiyatlarında bir artış gözlemlenmemiştir. Ancak dünya piyasalarında yem ham maddesi
fiyatlarındaki ve navlunlardaki artış nedeniyle dolar bazında yaklaşık 30 ile 50 sentlik artış ve
döviz kurlarındaki yükseliş besiye hayvan koymayı imkânsız hale getirmiştir. Bu günkü
parametrelerle iç piyasadan Canlı baskül birim fiyatı 40 TL ye işletmeye giren bir sığırın
birim karkas maliyeti 65-66 TL, 3,60 dolardan giren Güney Amerika malının 77 TL ve 3,60
Euro’dan giren Avrupa malının ise 75 TL ye mal olmaktadır. Yıl içerisinde karkas et
fiyatlarının düşük seyretmesi nedeniyle besicilerimizde ortaya çıkan isteksizlik, ithal besilik
hayvan ithalatında yapılan kısıtlamalar ve yılın son çeyreğindeki ithal besilik materyal
tedariğinde ortaya çıkan maliyet artışları işletmelerin kapasite kullanımını düşürmüş ve
gelecek yıl üretimi için ciddi bir risk doğurmuştur" uyarısında bulundu.

Söz konusu sorunun sadece bu yıl için geçerli olmadığını kaydeden Hacıince, "Daha öncesinde de sürekli olarak dile getirdiğimiz üzere, etçi ırklarla tohumlama yapmak üzere kullanma melezlemesinin yaygınlaştırılması suretiyle yerli hayvan kaynaklarımızı verimli kullanmalıyız. Bunun yanında gelecek yılların projeksiyonlarının iyi çizilmesi ve yurt içinden karşılanamayacak olan besilik materyalin ithalatının ihtiyaç nispetinde mutlaka yapılması sağlanmalıdır. Bu noktada yapılacak iyi bir planlama gelecekte yapılması muhtemel müdahaleleri ortadan kaldıracaktır" önerisini paylaştı.
TÜİK, 2 YILDIR ÜRETİM VERİLERİNİ YAYINLAMIYOR
Hacıince, TÜİK'in son iki yıldır kırmızı et üretimine ilişkin verileri yayınlamadığını hatırlatarak, ölçümlemelerdeki sıkıntıyı da dikkat çekti.
Hacıince, "İki yıldır ulusal bazda kırmızı et üretimi tahminleri yansımadığından bu anlattığımız sıkıntıların üretimimizi ne ölçüde etkilediğini bilemiyoruz. Bu konuda ilgili kurumumuzun daha sağlıklı istatistik verisine ulaşmak için yöntem arayışında olduğunu biliyoruz ve bir an evvel bu çalışmaların sonuçlanmasını umut ediyoruz. Kırmızı et piyasasında yaşanan fiyat dalgalanmalarını sadece üretici tarafından kaynaklanıyormuş şeklinde bir algı oluşturulmaktadır. .Bu yanlış bir yaklaşımdır. Kırmızı et sektörü besici, celep, sanayici, toptancı, perakendeci ve tüketiciden oluşan çok paydaşlı bir yapıdır. Sektörün tüm bileşenleri piyasa koşullarını belirlemektedir" dedi.
Şuan içinde bulunulan hassas ekonomik sürecin tüm dünyanın içinde bulunduğu enflasyonist ortamda et sektörü üzerinde maliyet baskısı yarattığını kaydeden Hacıince, "Her zaman yerli
üreticiye ihtiyacımız olacağını düşünerek bu kapsamda piyasaya müdahale edici söylem ve
planlardan uzak durarak, ithalatı özendirmeden iç yapısal süreçlerimize tüm paydaşlarla
birlikte odaklanmalıyız. Şuan et fiyatının geldiği seviye temel odak ve algı olmamalıdır. Burada yapısal süreçleri hep birlikte ele almalıyız" diye konuştu.
UKON Başkanı Hacıince, sektörün çözüm önerilerini şöyle sıraladı: "Yapısal süreçler olarak; hayvan besleme girdilerin olabildiğince tümünün yurt içinden karşılanması amacı ile üreticiler özendirilmelidir. Devlet destekleri gerçekçi ve günün şartlarına uygun seviyede belirlenmelidir. Tarım ve gıda üretimi stratejik bir sektör olarak belirlenip pozitif ayrımcılıkla