Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Dr. Soner Canko Yapay zekâ ve bankacılık

Yapay zekâ ve bankacılık

Yapay zekanın bankacılık sektörüne sağladığı birçok avantajdan söz etmek mümkün. Yüz taramasına veya biyometrik ölçümlere dayalı sistemler, sahtecilik ve siber saldırı tanıma için yapay öğrenme, doğal dil işleme teknolojileri ile belge işleme, müşteri verisinden kişiselleştirilmiş hizmet üretme ilk akla gelenler.

Giriş: 06 Haziran 2021, Pazar 13:57
Güncelleme: 06 Haziran 2021, Pazar 13:59

Yapay zekâ uygulamalarının her geçen gün gelişmesi ile birlikte finansal olarak verilen hizmetler de bu gelişimin gösterdiği yola göre şekil almaktadır. Finans sektörünün en önemli unsurlarından biri olan bankaların da bu ilerlemeye ayak uydurmaları gerekmektedir.

Önemle vurgulamak isterim ki: kurumların, mevcut iş düzenini yapay zekâya dönüştürmeleri değil, yapay zekâ çalışmaları için yeni bir düzen oluşturmaları oldukça önemlidir. Böylesine devrimci bir değişim için; yönetim kurullarında, C seviye yöneticilerde, özetle tüm karar vericilerde doğal zekâ yeteneklerinin gözden geçirilmesi gerektiği açıktır.

Kimi uzmanların “yeni elektrik” diye nitelendirdiği yapay zekâ teknolojisinin yaşamın her yanı gibi bankacılık sektörünü de etkilememesi düşünülemez. İşleyişi daha akıllı sistemlere dayalı bir şirketin daha “az akıllı” rakiplerini geride bırakacağını öngörmek zor değildir. (Say, 2020)

McKinsey’in yayınladığı “Geleceğin Yapay Zekâ Bankaları” raporuna göre yapay zekâ, her yıl bankalar için potansiyel olarak 1 trilyon dolarlık artan değeri ortaya çıkarabileceğinden değer yaratma potansiyeli en büyük olan sektörlerden biridir. Bu kapsamda bankalar, yapay zekâ yatırımlarına öncelik vermeli ve iş modellerini bu değişime göre düzenlemelidir.

Yapay zekâ uygulamaları, özellikle pandemi döneminde bankacılık sektörünün vazgeçilmez bir parçası haline gelmekte ve bankacılık alanında birçok yeniliğe ve değişikliğe yol açmaktadır. Bu sebeple yapay zekâ uygulamaları gerek temel bankacılık faaliyetleri gerekse dağıtım kanallarının gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Bu değişikliklerin meydana gelmesi ise rekabet ortamını oluşturmuş ve bankalar hizmetlerinde çeşitli yeniliklere gitmek zorunda kalmışlardır.

Bankacılıkta yapay zekâ teknolojisi kullanılarak geliştirilen araştırma, ürün ve hizmetler; her geçen gün ilerleme kaydetmektedir. Ancak şu an bulunduğumuz noktada da yapay zekâ kullanımının bankacılık sektörüne sağladığı birçok avantajdan söz etmek mümkündür. Yüz taramasına veya biyometrik ölçümlere dayalı sistemler, sahtecilik ve siber saldırı tanıma için yapay öğrenme, doğal dil işleme teknolojileri ile belge işleme, müşteri verisinden kişiselleştirilmiş hizmet üretme gibi bilgi toplama düzeninin olanak verdiği birçok uygulamadan yapay zekâ kullanımının bankacılık sektörüyle ilgili olanlar arasında ilk akla gelenlerdir.

Yapay zekâ uygulamalarının bankalar ve banka müşterileri açısından oldukça önemli olduğunu, yapılacak işlemlerde kolaylıklar sağladığını ve internet erişiminin sağlandığı ortamlarda bireyler için zaman ve yer kavramlarını ortadan kaldırdığını söyleyebiliriz.

İnternet ve mobil bankacılık uygulamalarını da beraber geliştiren yapay zekâ uygulamaları, günümüz bankacılık sektörü içinde getirdiği yeniliklerle bankalar için de maliyetleri azaltmış ve azaltılan bu maliyetlerle bankalar yeni teknoloji yatırımlarına yönelebilmiştir.

Özetle, günümüzde büyük kitlere hizmet sunan, büyük veriler tutan, bu değerli veriler üzerinden müşterilerine hayatı daha hızlı, kolay ve güvenli kılmaya çalışan tüm kurumlar için yapay zekâ yatırımları son derece önemlidir. Önümüzdeki dönemde kazanan kurumlar sahip oldukları doğal zekâ yeteneklerini, yapay zekâ yatırımları ile birleştirebilenler olacaktır.

Kaynakça

McKinsey & Company. (2021). Building the AI Bank of the Future.

Say, C. (2020). 2020'de Yapay Zeka. İstanbul: BKM.