Advertisement

Bankacılık sektörü ile tanıştığım yıllarda işletme, iktisat yada siyasal bilgiler fakültelerini bitirenlerin çok önemli bir bölümü, finans sektörünün en önemli istihdam kaynağını oluştururdu. Ardından finans sektöründe çeşitli mühendislik dallarından mezun olanların sayısının hızla artmasına tanık olduk.

Günümüzde finans sektörü ekonomi eğitiminden daha çok teknoloji eğitimli gençleri işe alıyor. İsterseniz dünyanın herhangi bir yerindeki bankaların kariyer sitelerine bir göz atın, ilanları inceleyin. İrili ufaklı çok sayıda bankanın yazılım mühendisi, siber güvenlik uzmanı, veri analisti gibi pozisyonlara öncelik verdiklerini göreceksiniz.

Örneğin Citigroup kısa bir süre önce yaptığı bir açıklamada, 4 binden fazla teknoloji kökenli yeni yetenek alacağını duyurdu. Bankanın Kurumsal Risk Teknolojisi Başkanı Jonathan Lofthouse, Bloomberg'e verdiği demeçte, bunun agresif büyüme isteğinin bir göstergesi olduğunu belirterek “Müşteri deneyimimizi mümkün olduğunca dijitalleştirmeye ve teknolojimizi modernize etmeye çalışıyoruz. En hızlı dijitalleşebilen şirketler, rekabet avantajı kazanacak” demiş. Bu arada belirtmek isterim ki Citigroup bünyesinde halihazırda 30 binden fazla yazılım mühendisi çalışıyor!

Bir diğer Banka, JP Morgan da oyun yazılımcılarına gözünü dikmiş durumda. 2014 yılında bankada çalışan teknoloji kökenli kişi sayısı çok azken, 2018’de sadece bir ofisinde 1500 yazılımcı istihdam etmeye başlamış. Hatta bunların büyük kısmı daha önce oyun sektöründe çalışıyor.

Dünya genelinde yaşanan tüm dijital yetenek çekme çabalarına rağmen Goldman Sachs, Morgan Stanley, HSBC ve Barclays gibi küresel bankacılık devleri son iki senede dijital yeteneklerini yitiren oyuncular olarak kayıtlara geçtiğini de not edelim.

Günümüzde yapay zekâ (AI), nesnelerin interneti (IoT), artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR) gibi teknolojilerin giderek daha fazla kullandığı finans sektöründe geleneksel bankalar “BankTech” olma yolunda ilerliyor. Çünkü bankalar hem ellerindeki ‘sonsuz’ veriyi analiz edip yeni ürünler, çözümler, fırsatlar yaratmayı hedefliyor hem de dijital çağın getirdiği hız, kolaylık, memnuniyet, erişebilirlik gibi müşteri beklentilerini yönetmek istiyor. Bu döngünün bir parçası olmazlarsa müşterilerini arkadan gelen hatta koşarak gelen FinTech’lere kaptıracaklarının farkındalar.

Metaverse dünyasının 5-6 yıl içinde trilyon dolara ulaşacağı tahminlerini de göz önüne alırsak, bu alandaki yarış daha da hızlanacak. Üstelik henüz 5G teknolojisi, blokzincir gibi teknolojileri tam anlamıyla kullanmaya başlamadık bile…Gelişen teknoloji bankacılıkta yeni trendler de getiriyor. Artık açık bankacılık, servis bankacılığı, dijital bankalar gibi yeni oluşumlar hayatımıza giriyor, bu rekabet teknoloji eğitimli yeteneklere olan ilgiyi uzun yıllar canlı tutacak.

Ülkemizde bankalarımızın binlerce kişilik büyük teknoloji kadroları var. Bu ekipler, kendi bankalarının yanı sıra sektördeki diğer oyuncular için de çözüm geliştiriyorlar. Bu ekiplerden bankaların tüm diğer birimlerine yöneticiler yetişiyor. Yakın zaman ülkemizin en büyük özel bankasının genel müdürünün bilgi teknolojileri eğitimli ve tecrübeli olması bu konuda pozitif ayrıştığımızın en önemli göstergesi.

Sözün özü, finans sektöründe teknoloji ile yaşanan büyük değişimin insan boyutunda da önemli gelişmeler yaşanıyor. Geleneksel yetenekler yerini dijital yeteneklere bırakıyor. Bankalar geleceğin finans sektörünü tasarlamak üzere dijital dünyanın ihtiyaçlarını bilen ve geleceği hayal edebilen “dijital bankacılar” arıyor.